Merhaba arkadaşlar :)Güzel bir bölümle karşınızdayım :) Ben sevdim bakalım siz de sevecek misiniz?
Yorum ve beğenileriniz eksik etmeyin yazarınızı mutlu edin :)
Bölüm Şarkısı : Kaybetmeyim Böyle- 13.Vagon-
Ali'nin ilanı aşk etmesinin üzerinden 2 hafta geçmişti. Günlerim rutin bir şekilde geçiyordu. Aramızda iş paylaşımını yapmış, olabildiğince az görüşür olmuştuk. Ali, hiçbir şey yaşanmamış gibi hayatına kaldığı yerden devam ediyordu. Aklından geçenleri saklamakta üstüne yoktu. Sanki beni görmezden gelirse acı çekmeyecekmiş gibi davranıyordu. Ya da benden kaçıyordu. Kim bilir? Peki ya ben?.. Hala o günün etkisinden çıkamamıştım. Yıllardır bildiğim gerçeği sonunda kabul etmek zorda kalmıştım. Ali'nin mesafeli davranması beni biraz olsun rahatlatmış, korktuğum başıma gelmemişti. Her şeye rağmen yanımda olmaya devam ediyordu. Yanımdaydı ama eski halinden eser yoktu.
Odamın kapısının çalınmasıyla daldığım düşüncelerden hızla sıyrıldım. Ali, kapının eşiğinde durmuş mahcup bir ifadeyle bana bakıyordu.
''Neva, benim bir toplantım çıktı acil çıkmam gerekiyor. Seminere tek gitsen olur mu? Söz bu durumu sonradan telafi edeceğim.'' dedi. Yüzündeki gülümsemeyle onu kırmak asla mümkün değildi.
''Sıkıntı değil. Sen işine bakabilirsin ben katılırım. Saat kaçtaydı?'' dedim heyecanla. Sanırım Yeditepe Üniversitesi de ki seminerden bahsediyordu. Aslında çoktan unutmuş, ona belli etmeden hatırlıyormuş gibi yapıyordum. Şu anda tek düşündüğüm Ali'nin benimle iletişime geçmiş olmasıydı.
''Konferans salonunda. Saat 14:00'de olması lazım.'' dedi saatine bakarak. ''Aslında şimdi çıksan anca yetişirsin. Tekrar kusura bakma seni tek bırakmak istemezdim.''
''Tamam. Problem değil Ali... Hazırlanayım o halde. Sen de geç kalma .'' dedim gülümseyerek. Benimle konuşmasına sevinmiştim. Belli ki Ali'nin kaçacak yeri kalmamıştı. Aramızda hiç istemediğim bir gerginlik vardı ve zamanla geçeceğini umut etmekten başka çarem yoktu.
Hafif bir baş selamıyla tebessüm ederek odamın kapısını kapatmış, beni yalnız bırakmıştı. Artık oyalanmadan ofisten çıksam iyi olacaktı. Sahi en son ne zaman mezun olduğum üniversiteyi ziyaret etmiştim? Sanırım diplomamı almak için gitmiş, sonrasında hiç fırsatım olmamıştı.
***
Arabamı Yeditepe Üniversite'si giriş kapısında durdurdum. Kapıdaki güvenlik görevlisi yanıma doğru yaklaşıyordu. Camı aralayıp avukatlık kimliğimi göstererek ''İyi günler. Av. Neva YILMAZ. Hukuk Fakültesi'nde düzenlenen seminere konuşmacı olarak geldim.'' dedim. Görevli memur kimliğimi incelediği esnada bende etrafa göz atıyor, özlemle okulumu seyrediyordum.
''Buyurun Avukat Hanım geleceğinizi Dekan Bey bize söylemişti. Size eşlik etmemi ister misiniz?'' dedi. Kibar bir sesle bana yardımcı olmaya çalışıyordu.
''Hayır, zahmet etmeyin, yolu biliyorum. Teşekkür ederim.'' dedim mutlulukla. Yavaşça açılan kapıdan arabayla dikkatlice geçiyordum. Kampüs hala hatırladığım gibiydi. Anlaşılan değişen tek bendim. Kim bilebilirdi yıllar önce öğrencisi olduğum okulda şimdi konuşmacı olarak çağrılacağımı? Bu durum sandığımdan daha çok hoşuma gitmiş, gururum okşanmıştı.
Kampüs içerisinde arabamı park edecek bir yer arıyordum. Kolumdaki saatime baktım, seminerin başlamasına vakit vardı. Belki bir kahve içer etrafı gezerim diye düşündüm. İşte burası park için gayet güzel bir yere benziyordu. Tam park ederken duyduğum sesle sert bir fren yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRLİKTE MİYİZ?
RomanceEn son ne zaman görmüştüm onu? 3 yıl? ya da 4? ''Bu bizim son görüşmemiz olacak Neva.'' demişti Baran. Hayatımdan tamamen çıkıp giderken sadece bir cümle söylemekle yetinmişti. Altı kelime... Daha fazlasına gerek duymamıştı. Peki ya şimdi? Ne değiş...