BÖLÜM 17: BİZ AYNI KADINA AŞIK İKİ ADAMIZ.

136 66 220
                                    

Merhaba arkadaşlar :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhaba arkadaşlar :)

Bölüm geç geldi yazarınız biraz hastaydı neyse ki iyileştim ve bomba gibi bir bölümle karşınızdayım :)

Beğeni ve yorum yapmayı unutmayın :)

Medyada Baran var :) hem de bölümden bir sahnedeki haliyle! Bakalım fark edebilecek misiniz :) Yorumlarda yazın :)

Keyifli okumalar

Boş gözlerle Baran'a bakıyor, ne yapacağımı kara kara düşünüyordum. Henüz önümde duran sözleşmeyi imzalamamıştım. Odadaki derin sessizlik, bana hiç yardımcı olmuyordu! Yönetim kurulundaki herkes gibi şaşkınlık içerisindeydim. Baran, tam anlamıyla toplantıyı basmış, Lider Grup A.Ş.'nin en büyük hissedarı olduğunu söylemişti. Eğer doğruysa... Artık şirketin patronu sayılırdı.

Ali kulağıma doğru eğilerek ''Neva seninle özel konuşabilir miyiz?'' dedi sıkıntıyla. Baran'ın şirkette olması, ona kötü bir sürpriz olmuştu. Çenesi sinirle gerilmiş, telaşla elimde tuttuğum kaleme bakıyordu. İmzayı atmamış olmam Ali'nin tek tesellisiydi. Başımı olur anlamıyla sallamakla yetindim. Aslında teklifine sevinmiştim. Düşünmek için zamana ihtiyacım olacaktı.

Ali, zorla gülümseyerek masadaki insanlara hızla göz gezdirdi. ''İş teklifinizi gelişen durumlardan dolayı ortağımla tekrardan görüşmek istiyoruz. Birkaç dakika müsaadenizi isteyebilir miyiz?'' dedi kendinden emin duruşuyla. Ali'nin söylediklerine karşı çıkan olmamıştı. Belli ki yeni gelişen durumdan dolayı tereddüt etmesini haklı görüyorlardı.

Ali bakışlarını en son Baran'a çevirdi. Öfkesine hâkim olmaya çalışıyor, yerinde zor duruyordu. Gerilen sırtı ve yumruk yaptığı elleriyle patlamaya hazır volkan gibiydi. Bir yandan Baran'ın onayını beklemek zorunda olduğunun gayet farkındaydı. Ona, istediğini vermeyecek kadar profesyonel biriydi Ali. Huzursuzluk çıkaran taraf olmayacaktı. Yine de her geçen dakika Ali'nin ayağı, sinirle daha çok titriyordu. Daha ne kadar sabırlı olurdu orası meçhuldü.  

Baran yarım bir gülümsemeyle ellerini masanın üstünde kavuşturdu ve oturduğu koltuğa iyice yerleşti. Ali'ye olan bakışları hiç hayra alamet değildi. Gülerken, bir yandan da öldürecekmiş gibi bakabilir miydi insan? Baran kesinlikle bakabilirdi.

''Müsaade sizin Ali Bey. Cevabınızı merakla bekliyoruz.'' dedi. Bilerek geç konuşmuş, mavi gözlerini resmen üzerimize dikmişti. Ali'nin sabrını sınarsa, öfkeyle hareket edeceğini düşünüyordu. Ama Ali, istediği tepkiyi vermiyordu. Boynundaki kolye ile oynarken Baran'ın gözlerinde bir an hayal kırıklığını görür gibi oldum. Hızla kendini toparlayıp, yüzüne umursamaz ifadesini yerleştiriverdi.

''Gel Neva.'' Ali, elimden tutarak aceleyle beni odadan dışarı çıkardı. Meraklı bakışlardan kurtulduğuma sevinsem de içimi kaplayan huzursuzluk hissi geçmiyordu. Şimdi... Ne karar verecektim ben!? Sessizce Ali'nin peşine takılmış, onun adımlarına yetişmeye çalışıyordum. Koşar adım şirketin terasına çıktığımızı son anda fark ettim. Aklım, düşünme yetisini kaybetmiş gibiydi. Neden huzurlu, sakin bir günüm yoktu benim?!

BİRLİKTE MİYİZ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin