5.bölüm bxg

6.2K 38 5
                                    

Yorum yapıp oy verirseniz çokk mutlu olurumm

Hastanedeki nöbetimi bitirmiş hazırlanmış arabama doğru yürürken telefonum çalmaya başladı. Telefonu açtığımda "Merhaba Sezen Hanım ben Buğranın okul müdürü Serhat Yılmaz kardeşiniz bugün sınıf arkadaşı Tufan Mir ile kavga etmişler okula gelebilir misiniz?"

Mir soyismi çok tanıdık geliyordu. Buğranın biriyle kavga etmenin şokunu yaşarken zor bela Serhat Beye geleceğimi söyleyip telefonu kapattım.

Arabamdan inip okula doğru ilerlerken arkamdan arabanın ani fren yapma sesini duydum merak edip bakmak istesem de okul kapısından içeri girip müdürün odasının olduğu kata doğru ilerledim.

Müdürün odasının kapısını tıklatıp içeri girdiğimde karşımda kavga izlerinin bulunduğu iki erkek çocuğu vardı.

"Naptınız siz birbirinize ?" Diye sordum.
"Sakin olun Sezen Hanım çocuklar kendi aralarında  kavga etmişler"

Adının Tufan olduğunu hatırladığım çocuk "Müdür Bey biz kavga etmedik Berk bana piç deyip aileme hakaret edince ben de ona vurdum. O esnada da Berkin arkadaşları gelince Buğra bana destek olmaya geldi ve istemeden kavgaya karıştı. Berk yalan söylüyor" dedi.

O esnada kapı birden açıldı. "Noluyor burada Tufan bu kaçıncı kavgan lan seni okula serserilik yap diye mi yolluyoruz"
Sesi çok tanıdık geliyordu. Kafamı kaldırıp baktığımda tanıdık yeşilleri gördüm.

Alparslan Mir 6 sene sonra karşımdaydı. Üzerinde takım elbise vardı oldukça şık duruyordu. Onun da gözleri beni bulduğunda bakışlarında öfke vardı.

"Müdür Bey burada neler oluyor ve hanımefendinin ne işi var ?"

"Kendileri Buğranın ablası oluyor Tufan ile bir kavgaya karışmışlar. Onları şimdi sınıfa yollayıp sizinle konuşcağım" deyip çocukları sınıfa gönderdi. Ben odanın içindeki eşyalarda gözlerimi gezdirirken üzerimdeki bakışları çok net hissediyordum.

Yerimden huzursuzca kıpranıp müdür beyin dediklerini dinledim. Müdür beyle konuşurken ara sıra bana baktığını hissediyordum. Müdürle konuşmamız bittikten sonra odadan çıktım. Arkamdan geliyordu.

Bileğimden tutup beni kendine doğru çevirdi. "Ne o Sezen benden mi kaçıyorsun ?" Dedi.

"Senden neden kaçayım Alparslan unuttun mu bizim hikayemizde kaçan hep sen olurdun."

"Hmm kaçan ben oldum demek" o esnada saçlarımı toplayıp omuzumda topladı. Boynumu açık kalmasını sağlayıp burnunu boynuma yaslayıp "kokunu çok özlemişim" deyip derin nefes aldı.

"Uzaklaş napıyorsun okulun koridorunda " deyip iteklemeye başladım.

Elimden tutup boş sınıfa doğru beni çekmeye başladı. Beni içeri ilerletip kendisi de girdikten sonra kapıyı kapattı. Beni kapıya yaslayıp "Seni çok özledim. Sen beni özlemedin mi ?"

"Neyini özleyeceğim senin ben Tıp fakültesini kazandığımda bunu seninle paylaşmak için geldiğimde beni artık sevmediğini söylemiştin unuttun mu?"

"Göreve gidecektim geleceğim belli bile değildi. Abimden sonraki olayları biliyorsun Sezen"

"Biliyorum ama en azından o sevdiğine de sevdasına da sahip çıktı. Senin gibi kaçmadı." Dedi.

Beni birden öpmeye başladı. Dudaklarını dudaklarıma öyle bir bastırmıştı ki 6 yılın arzusunu dindirmek içindi. "O sikimi sarmasını istediğim dudaklarını arala bebeğim" deyip dudaklarımı ısırdı.

Ona karşılık verdiğimde ağzımın içine dilini yolladı. Dilimi emiyor ve dudaklarımı öpüyordu. Kulak mememi öpüp boynuma doğru ilerledi. Boynumu ısırp emerken "Isırma iz kalacak"

Aşkın Derinliği (gxg) (gxgxg) (bxg)Where stories live. Discover now