Aşkın Derinliği (gxg) (gxgxg) (bxg)

9.bölüm gxg

Yorum yapmayı, oy vermeyi, beni takip etmeyi bir de hikayemi okuma listenize eklemeyi unutmayın
İyi okumalar dilerim 💞🩷🎀

Derinin anlatımından

Motorumdan inip kaskımı çıkardım. Motordan anahtarımı alıp cebime koydum. Okula doğru ilerlemeye başladım.

Üniversite 2.sınıf öğrencisiydim. Hukuk fakültesinde okuyordum. Merdivenlerden çıkarken görmekten nefret ettiğim o turuncu saçları ve çilleri olan o kızı gördüm

Adı idildi kendisi babamın annemi aldattığı kadının kızıydı. Annesi babamın sekreteriydi. Haldun Beyin sekreteri ile aşkı ben 10 yaşlarında iken ortaya çıkmıştı.

Yasak aşkı ortaya çıktıktan sonra rahatça o kadınla ve görmeye tahammül edemediğim o kızla ilgilenmeye başlamıştı. Küçükken bizi bir araya getirip o senin kardeşin derlerdi. Annemi üzüntüden kanser eden o kadından ve ondan olan kızından midem bulanıyordu.

Oysaki bir zamanlar ondan hoşlanmışken.

Küçükken arkadaşlarımla oyun oynarken o da bizimle oynamaya çalışırdı. Onu istemez oradan kovardım. Babamı aldığın yetmiyormuş gibi bir de arkadaşlarımı mı elimden alacaksın dediğimi dün gibi hatırlıyordum.

10 yaşındayken babamı ve arkadaşlarımı ona kaptırma korkusu yaşarken 18 yaşına geldiğimde kalbimi ona kaptırma korkusuna dönüşmüştü.

Artık 22 yaşındaydım o turuncu kafalı şeytan ise 18 yaşına basmıştı. Burada ne bok yaptığı zerre umrumda değildi.

Fazla detaylara takılmadan ondan uzaklaşıp dersin olduğu amfiye gittim. Ders başladığında onu görmemle aklım eski anılarımıza gitmişti.

Lise zamanı
İdil 10.sınıf derin ise 11 derin 1 sene sınıfta kaldığı için

O sikik kadının kızıyla aynı ortamda olmaktan nefret ediyordum. Hiçbir sik olmamış gibi banklarda biriyle konuşuyor ona gülümsüyordu. Onun gülmesinden nefret ediyordum. Çünkü onun annesi yüzünden annem çok ağlamıştı. Gülmeyi hak etmiyordu.

Yüzünü iyice incelemeye başladım. Yanımda bir şeyler konuşan arkadaşlarım şu anda umrumda değildi. Gülünce kısılan gözleri, yüzünde gökyüzündeki yıldız taneleri gibi olan çiller, turuncu hafif dalgalı saçları ile midemi bulandırıyordu.

Küçükken onu kıskanıp etrafımdaki kişilerden uzaklaştırıyordum. O neşesi ile herkesi büyülerken ben soğuk tavırlarımla insanları itiyordum.

Onun hiçbir suçunun olmadığını bilsem de annesinden dolayı onu benimsemiyordum.

Küçükken onu istemediğimde ısrar edip benimle oynamaya çalışması ve gözlerini doldurup ağlarken oluşan surat ifadesi aklıma geldiğinde midem kasılıyordu.

Ondan hoşlanıp nasıl nefret ediyordum bilmiyordum.

Şimdiki zaman

Benimle vakit geçirmek için çabalayan idil ondan hoşlandığımı duyunca benden uzaklaşmış ve midesini bulandırdığımı söylemişti. O zamanlar erkek arkadaşı vardı. Onu aldattığında sevgilisiyle birlikte olan kızı benim ayarladığımı ve ondan intikam aldığımı söylemişti.

Dediklerini zerre umursamamıştım. Aldatılması hoşuma gitmemişti. Ama o iğrenç annesinin ve babamın yaptıklarının doğru olmadığını anlaması için güzel bir anıydı.

Dersim bitince dışarı çıkmıştım. Yağmur yağıyordu. Kaskı kafama takıp motoru çalıştırdım ve eve doğru sürmeye başladım.

Motorla giderken idili görmüştüm. Yağmurda yürüyerek ilerliyordu. Islanmasını siklemeden gaza basıp gitmek istemesem de motorla yanına yaklaştım.