18 KASIM 1987

2 1 1
                                    

“Burada kaç gündür ya da kaç aydır bulunmaktayım unuttum. Bir defter ve bir kalem istedim gardiyanlardan. Kaç günüm kaldı daha ne kadar yaşarım bilmiyorum. Aklımda olan son anıları da unutmak öylece silinip gitmesine izin vermek istemedim. Bu dünyada yaşamış olduğum zaman zarfında unutulmak düşüncesi sanırım biraz korkuttu beni. Nasıl yazmalı nereden başlamalı. Sanırım en başından… Böylesi her şeyi daha iyi anlamanıza da yardımcı olacaktır.
Ege kıyısına yakın bir sahil kasabasında doğdum. Öyle güzel ve öyle mucizevi bir yer ki… Mavinin en canlı ve en güzel tonuna sahip olan ege… düşününce bile yüreğime mutluluk dolar hep. O zamanlar kaldığım, yaşadığım evimizi ne zaman düşünsem deniz kokusu sarar ruhumu. Benim için mutluluğun deniz ile olan ilgisi sanırım burada başladı.
Evimiz sıfırdı sahile. Evden durmadan kaçtığımı hatırlıyorum. Üzgün olduğumda, kafama bir şey takıldığında, mutlu olduğumda ve ilk kez âşık olduğumda sahile kaçmıştım. Sahile yakın kayalıkların orada gizli bir alanım vardı. Ve hiç kimse bu yeri bilmiyordu. Ne ailem ne arkadaşlarım. Gizli sığınağımdı orası. Benim değerli yerimdi.
Artık yaşlandığım için yazarken öyle yoruldum ki. Tek kişilik bir hücredeyim. Arkadaşım artık bu sayfalar benim. Gardiyan yemeğimi getirdi. Yarın devam edeceğim.

MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin