Üzülüp acaba bu şekilde mi yazsam dediğim final :' iyi okumalarr
----------------------------------------------------
Wong'un neşeyle "Ari anne oluyorsun," dediği kulaklarımda yankılanıyordu. Bu çok güzeldi. Ben anne oluyordum.
Ağlamaya başlayıp "Bu çok güzel Wong. Babası sensin!" diye mırıldandım. Wong alnımdan öpüp "En güzeli de annesi sen olacaksın," dedi. Gülümseyerek baktım. "Diğerleride biliyor mu?"
"Evet, her neyse burası hijyenik değil eve gidelim," diyerek elimi tuttu. Arabaya binip eve gittik. İçeri girdiğimde Jeokbong ağlayarak "Şimdi sen anne mi oluyorsun?" diye sarıldı. Bende ağlamaya başlayarak "Sanırım," dedim. Sanırım mı?
Herkes bizi tebrik ederken odama gittim. Anne oluyordum! Ve bir hafta sonra düğünüm vardı. Daha ne isteyebilirdim ki? Yatağıma uzandığımda Wong yanıma oturdu. "Canın bir şey isterse çekinmeden de." Kafa sallayarak kenara çekildim yanıma yatması için. Yanıma yattığında sıkıca sarıldım. Bizi hiçbir şeyin ayırmaması için dua etmeye başladım.
Bu kadar şeyin hatrına ne çocuğuma ne de Wong'a bir şey olmasın...
Düğünden Bir Gün Önce
Avcılar Wong ve benim için özel ev tutmuşlardı. Satın almışlardı daha doğrusu. İçini de birlikte yerleştirmek istemişlerdi. Kötü ruhlar yüzünden çocuğumuzun başına bir şey gelmesini istemiyorlardı. Wong'la eve gittik. Heyecanla içeriye girmek için can atıyordum.
İçeri girdiğimde gözlerim dolmuştu. Çok çook güzeldi... En ince detayına kadar düşünülmüştü. Prizlere kapak, balkona sağlam korkuluklar, masaların sivri yerlerine acıtmasın diye kaplamışlardı, mutfaktaki bıçakların keskin taraflarını da kaplamışlardı... Hatta çekmeceleri açıp kendini yaralama ihtimaline karşı küçük bir kilit koymuşlardı. Küçük ama uzun bir çubuğu açmak için çevirmek gerekiyordu.
Evin odaları:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Uncanny Counter
Teen Fiction"𝘉𝘪𝘳 𝘴̧𝘦𝘺𝘥𝘦𝘯 𝘷𝘢𝘻𝘨𝘦𝘤̧𝘵𝘪𝘨̆𝘪𝘯𝘥𝘦 𝘩𝘦𝘱 𝘺𝘦𝘯𝘪𝘴𝘪𝘯𝘪 𝘮𝘪 𝘢𝘭ı𝘳𝘴ı𝘯?"