Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Keyifli okumalar!Günümüz
Her pazar olduğu gibi yine kahvaltı için toplanmıştık. Betül teyze ve annem mutfakta kahvaltıyı hazırlıyorlardı. Evimiz açık mutfaktı, bu yüzden mutfak masasında oturmuştum. Bilgisayarımdan eczanede eksik olan ilaçları temin ediyordum. Babam ve Ercüment Amca balkonda oturmuş tavla oynuyorlardı. Ilgaz Abi ise koltukta oturmuş telefonuyla ilgileniyordu.
Aslında annemlerin her günü böyle geçiyordu. Sadece Ilgaz Abiyle ben evde olmuyorduk. Bu da ikimizin eczacı olmasından kaynaklıydı. Ortak bir eczane açmıştık ve beraber çalışıyorduk. Pazar günleri eczaneyi açmadığımız için hep birlikte kahvaltı ediyorduk.
Annem gülümseyerek yanağıma bir öpücük kondurup, "Anneciğim, biz masayı kuracağız. İstersen Ilgazın yanına geç." Dedi. Annemin yanağına bir öpücük kondurup bilgisayarı aldım ve Ilgaz Abinin oturduğu koltuğa oturdum.
Aramız limoniydi, hatta kötü denilebilirdi. Yüzüme gerekmedikçe bakmıyordu, nedenini anlamasamda iki kelam bile edemez olmuştuk. Küçük Ilgaz Abi ile bu Ilgaz Abinin arasında dağlar kadar fark vardı.
Ilgın ateşler içinde yatağında uyuyordu. İğneden korktuğu için feryat figan hastaneye gitmeyi reddediyordu. Annesi ne yapacağını bilmeyerek ağlıyordu. O sırada odaya Ilgaz girdi. Annesi çorba yapmak için odadan çıktı.
Ilgaz yatağın yanı başına oturdu ve küçücük elleriyle Ilgının elini tuttu. "Ilgın, iyileş tamam mı?" Dedi üzgün olduğunu belli etmemeye çalışarak. "İyileşirsen sana torpil alırım, hem de 2 tane. Ama Tarık Amcaya söylemek yok."
"Ilgın, lütfen iyileş. Git hastaneye." Dedi Ilgaz çaresizce. Ilgın gözlerini açar gibi oldu ve bir şeyler mırıldandı. Fakat Ilgaz ne dediğini anlamadı.
"Ilgın, ama sana söylemedim mi? O çocuklarla su savaşı yaparsan hasta olursun diye. Benimle su savaşı yapsaydın hasta olmazdın." Dedi ve sinirle ekledi , "Of Ilgın, niye sözümü dinlemiyorsun ki? Eğer dün onların yanına gitmeseydin sana bir kedi yavrusu gösterecektim. Sen gelmeyince o da gitmiş."
Ilgın, "Özür dilerim Iygaz." Dedi yarı uykulu bir şekilde. Ilgazın bütün siniri o an uçup gitmişti, "Ilgın hastaneye gidecek misin?" Diye sordu. Ilgın tek gözünü açıp Ilgaza baktı. "Gitmek istemiyoyum." Dedi dudağını büzerek. "Ama gitmezsen iyileşemezsin, ve biz bir daha oyun oynayamayız. Lütfen git Ilgın." Dedi Ilgaz bir kere daha.
Ilgın gözlerini açtı, "Benimle geliy misin?" Diye sordu. Ilgaz hızla başını salladı. "Gelirim tabii ki! Yeter ki iyi ol." Dedi ve Ilgına mutlulukla sarıldı. "Iygaz, hasta oluysun. Sayılma bana." Dedi Ilgın, ama o da Ilgaza sarılıyordu.
Mine Hanım odaya girdi ve sarılan çocuklara gülümseyerek baktı. "Mine Teyze, Ilgın hastaneye gitmeyi kabul etti." Dedi Ilgaz heyecanla. Mine Hanım kızına baktı, "Gidecek misin annem?" Diye sordu. Ilgın, "Iygaz benimle gelicekse." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diğer Yarım
Teen Fiction"Ne istiyorsun benden Ilgaz Abi?" Diyerek ofladım. "Abi deme işte! Anlamıyor musun?" Diyerek bağırmasıyla irkildim, bir şey dememe müsaade etmeden hızla ekledi. "Hani dedin ya, sana yan gözle bakacağımı size düşündüren ne diye? Ben sana yan gözle ba...