7 - YARA BANDI

425 78 55
                                    


Hoş geldinizzz 🌸

Bölüm 1 gün erken geldi. Şehir dışındayım, yarın dönüş yolunda olacağım için bölümü bir gün erkene çektim 🫠

İki gün önce tam birinci ayımız doldu. Ve Mavi Göğün Portresi 2.500 tıklanmayı geçti 💙

İlginize çok teşekkür ediyorum. Özellikle az bölüm olduğu için şimdiden böyle sevileceğini ve bu kadar tık alacağını beklemiyordum. Adım adım büyüdüğümüzü hissediyorum. İyi ki varsınız 💙

Bu bölümde Ülkü'nün ailesine ufaktan bir giriş yapacağız. Mini mini minnacık bir spoiler var 🌸

İyi okumalar, yorumlarınızı ve oylarınızı esirgemeyiniz lütfen çiçeklerim 💙💙

Aceleyle mutfağa ilerlerken babamın, "Ülkü!" diye seslenişi üzerine başımı salona doğru uzattım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aceleyle mutfağa ilerlerken babamın, "Ülkü!" diye seslenişi üzerine başımı salona doğru uzattım. "Kızım bi' çay ver be!" dedi neredeyse yalvarır gibi ancak tatlı bir edayla.

"Tabii babacım." diyerek içeri ilerleyip bardağını aldım ve yeniden mutfağa yöneldim. Çayı doldurup içeri geri götürdüğümde babamın teşekkürü; yerinde doğrulup başıma bir öpücük bırakmak oldu. Ona gülümseyip yeniden mutfağa ilerledim.

Dolaptan aldığım yara bandının paketini açmaya çalışırken abim içeri girdi. Büyük bir bardağa soğuk su doldururken yorgun görünüyordu. "Uyumadın mı gece?" diye sordum durgun bir sesle. Abimi evin içinde neredeyse görmüyordum.

Suyu bir dikişte bitirip başını salladı. Su ısıtıcıya ilerlerken, "Abi çok kahve içiyorsun!" diye çıkıştım.

Isıtıcıyı çalıştırıp tezgâha yaslanırken omuz silkti. "Ne yapayım? Yardımcı oluyor." diye yanıtladı beni.

Elimdeki bandı tezgâha bırakıp bedenimi hırsla ona çevirdim. "Bu yüzden çok su içiyorsun. Tamam su içmen güzel ama bu kadar kahve tüketmen iyi değil. İçtiğin suyun bir anlamı kalmıyor!"

Suyun ısınmasını beklerken yerde gezdirdiği bakışlarını yüzüme çıkardı. "Başka bir önerin var mı?"

Ellerimi iki yana açtım. "Uyumaya ne dersin?"

Gözlerini yüzümden kaçırırken cıkladı. "İçim rahat etmiyor öyle."

Omuzlarımı düşürdüm. Bu yıl da mezuna kalmadan istediği bölüme girme çabasını anlıyordum ancak kendini içine soktuğu durum içler acısıydı. Bazen aynaya hiç bakmadığını düşünüyordum.

"Kendine eziyet ediyorsun." diye mırıldandım.

Dolaptan fincan çıkarırken de, fincana granül kahve koyarken de, eli ısıtıcının üzerinde suyun kaynamasını beklerken de sessizdi. Yüz ifadesinden okuduğum kadarıyla bana karşı gelmek gibi bir niyeti yoktu. Çünkü haklı olduğumun o da farkındaydı.

Mavi Göğün PortresiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin