Hoş geldinizz 💙
Bölüm biraz gecikti ama uzun oldu, bu özrüm olsun 🥹💙Yalnız bir ricam var; oy ve yorum 🥹
Bu kitaba sınır koymak istemiyorum 🥹
Pamuk eller cebe 💙Buyursunlar bölüme 💙
***
Yeniden başlamak...
Bu iki basit kelimenin ağırlığı iki koca paragrafa bedeldi. Gökdemir'in bir adım önünden ilerlerken kollarımı göğsümde bağlamış, bu iki basit kelimenin tam ortasında oluşumla yüzleşiyordum.
İki yıl önce babama karşı başlattığım küçük bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde bayrağı göndere çektiğimi sanıyordum. Fakat iki yılda her şey o kadar ters gitmişti ki şimdi yeni bir başlangıcın eşiğindeydim. Meğer o zaman babama karşı kazandığımı sandığım o savaş, savaş bile değilmiş. Bununla yüzleşmek yüzümü düşürüyordu. Çünkü bunca zaman kazandığımı sansam da asıl mücadelem şimdi başlıyor gibi hissediyordum.
Bu defa vereceğim mücadele kendimleydi. Bu defa bir şeyleri gerçekten başarmam gerektiğini biliyordum. Ailemden bunu sır gibi gizlerken de, bir işe girip para kazanırken de, kendi ekonomimi yönetirken de; düşersem de kendime olacaktı kalkarsam da.
Sorumluluk bilinci gelişmiş biriydim ancak bunun sorumluluğunun ne denli ağır olduğunu daha şimdiden görebiliyordum.
Üstelik Gökdemir'in savaşı da vardı bir yanda.
Belki çalışıp para kazanacaktım, bir ev tutacak ya da birine ev arkadaşı olacaktım ve okulu da bir yandan yürütüp bu mücadelede galip gelecektim fakat Gökdemir meselesini nasıl aşacağımı bilmiyordum.
Gökdemir'e karşı nasıl galip geleceğimi bilmiyordum.
Neden galip gelmek istediğimi bilmiyordum.
"Ülkü hastaneye gitmeyecek miyiz?!" diye sordu arkamdan, belki onuncu kez.
Sıkıntılı bir nefesle gözlerimi devirirken, "Hayır, iyiyim." dedim. Ve bir kez daha sorguladım; dün gece ona sığınmak, Gökdemir meselesinde beni mağlup edecek ilk adım olmuş olabilir miydi?
Bana kapısını açması, onun eşiğinden geçmem ve beni içeri buyur etmesi; bize çoktan dönüşü olmayacak bir yoldaki ilk adımımızı attırmış olabilir miydi?
"Ülkü!" diye diklenip önümde duraksadı. "Hastasın."
"Değilim!" diye çıkışırken karşısında dikiliyordum. Akabinde sesim düştü. "Yani evet hastayım. Ama bugün o eşyaları almam lazım, Demir. Hastaneye sonra da gidebilirim." Kollarımı iki yana ayırdım. Göksel'in bana kısa gelen, evdeki tek eşofman takımı vardı üzerimde. "Gördüğün gibi dün geceki gibi kötü değilim. İdare edebilirim. Hem düzenli olarak soğuk algınlığı ilacı ve vitamin alacağım. Ayrıca benim hastalıkları çabuk aylattığımı biliyorsun. Eğer kötüleşirsem hastaneye giderim zaten." Yeniden yürümeye başladığımda bina yalnızca birkaç adım ileride kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Göğün Portresi
Teen FictionGökdemir ve Ülkü, lisede birbirlerine aşık olmuş ancak henüz sevgili bile olamadan yolları kötü ayrılmış iki gençtir. Yıllar sonra üniversitede yeniden karşılaşırlar. Ülkü lisans eğitimine devam ederken Gökdemir lisans üstü eğitimi için gelmiştir. ...