AAAAAAAAAY SELLLLAAAAM!
Nabersiniz bıdıklarım. İyiyim dediğinizi duyar gibiyim.
Alıntıları okumuş muydunuzzz? Bir de bu bölüm şu ana kadar yayınladığım enn uzun bölüm. Yokluğumuzu böyle de telafi ederiz işte😉
Neyse lafı uzatmayacağım bu sefer... Keyifli okumalar dilerim, bölüm sonunda görüşürüz!
!BU BÖLÜMDE FAZLASIYLA KAN BULUNUR, HASSAS OLANLARIN DİKKATİNE!
🫶
*****
Yazardan...
(Sekiz yıl önce)
Mutluluk, aile sevgisi, kucaklama, sevgi dolu sözcükler, sevecen bakışlar...
Çağla bunların hepsine sahipti o zamanlar, ya da öyle sanıyordu. On yaşındaydı; bilmiyordu ki bir hafta sonra ailesi borç sıkıntılarını, onları kötü günlerin beklediğini yanlışlıkla yanında dile getireceklerini ve bu vesileyle de Çağla'nın aslında güzel sandığı hayatının arka planın ne kadar da berbat olduğunu öğreneceğini. Bir hafta iki gün sonra ise hayatında en sevdiği kişilerin, ailesinin, artık olmayacağını.
Annesi ve babasıyla bir parktaydı şimdi. Elinde pamuk şekeri, yüzünde gülücükleri ile. Ailesi onu hep mutlu etmek için çabalardı, hayattayken bundan başka uğraşları yoktu. Çağla parkta oynarken arkadaşları Asena, Emir ve Çakır geldi. Onların aileleri Çağla' nınkilerin durumuna göre çok tersti. Çok mutluydular, hiçbir sorunları yoktu bu yüzden arkadaşları da çok neşeliydi. Asena'nın annesi, Selin geldi önce parka. Eşi Özgür çok çalıştığından genelde o tek başına getirirdi Asena'yı, nitekim bugün de öyle olmuştu. Sonrasında ise ikizlerin annesi, Ayşen; babası, Melih de göründü parkın kapısında. Selamlaştılar, sonrasında çocuklarını parka bırakıp banklara geçtiler.
Melih, Selin ve Ayşen gibi Çağla' nın ailesinin sorunlarını biliyorlardı fakat yine de kız kıza konuşmak istedikleri için onlar bir yana erkekler bir yana gitmişti.
Selin oturdukları bankta Çağla'nın annesi Aynur' a "Durumlar aynı mı?" diye sordu, halbuki cevabı belliydi.
"Aynı. Zamanında borç aldığımız adamlar pisliğin önde gidenleri, bizi Çağla ile tehdit ediyorlar. Okul borçları gibi borçlar bunların yanında cennet kalıyor."
Ayşen dudaklarını üzüldüğünü belli ederek büzdü. "Murat," dedi soru sorarcasına. Bu sırada Aynur tuttuğunu bile fark etmediği nefesini yavaşça verdi. "Tehdit ediyorlar, vuruyorlar, dövüyorlar, sövüyorlar ama buna rağmen hiçbir şey belli etmemeye çalışıyor. Kızını kokluyor, kucaklıyor aynı şekilde bana da bunları yapıyor fakat ben onun yüzünün morluğunu fark ediyorum, etmediğimi sanıyor," Tekrar nefesini verdi." Bilmiyorum, lanet olsun ki bilmiyorum. İçindeki fırtınaları anlayamıyorum, ona haksızlık ediyorum..."
Onlar konuşurken bir anda ağlama sesleri kulaklarına doldu. Çocukların ailelerinin hepsi dönüp baktığında Çağla' nın ağladıklarını gördüler. Murat ve Aynur hemen Çağla'nın yanında bittiklerinde kolunda ufak bir kırmızılık olduğunu gördüler. Murat hemen "Ne oldu benim güzel kızım, miniğim, yavrum. Ne oldu benim tek dayanağım?" diye sorduğunda Çağla gözyaşlarının arasından "Kaydıraktan düştüm, acıdı." dedi ve daha çok ağlamaya başladı. Aynur onu kucağına alıp yüzüne yaklaştıktan sonra " Anneler öpünce ne olur?" diye sordu sevecen bir sesle. Çağla annesinin yüzüne bakarak "Geçer..." dedi ve kolunu uzattı. Annesi kıkırdayarak kolunu hafifçe öptü ve "Geçti mi?" diye sordu. Çağla onaylayan mırıltılar çıkarırken babası ona önemli ve hayatı boyunca unutamayacağı şeyleri söylemeye başladı. "Ama bir gün annenin öpüp iyileştiremeyeğini biliyorsun değil mi güzel kızım?" Çağla "Öyle bir şey olmaz," dedi sinirle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA GÜVENME
Teen FictionŞşt. Sessiz ol. Yoksa ölürsün. Tıpkı ailen gibi. • Çağla Saygıner hayatın ona sunduğu kötülüklerden sağ çıkarak hayatına bir şekilde devam etmeye çalışmaktadır. Çocukluk arkadaşlarıyla beraber üniversitede okumaya devam eden Çağla'nın okulunda olan...