(2)BAŞA BELA

7 0 0
                                    

...❄️

Yazardan not: Bolca yorum yapmayı ve bölümü beğenmeyi unutmayınız. Bunlar beni motive etmekle kalmaz daha hızlı ve daha uzun bölümlerin gelmesinde büyük rol oynar.

Seviliyorsunuz. Umarım keyif alarak okursunuz.

Bölüm şarkısı: Baksana Talihe

Bölüm iki

Önümdeki kâseden bir avuç dolusu çekirdek aldıktan sonra ağzımdaki kabukları fırlattım. Halının üzerine bir sofra örtüsü serdiğim için hiçbiri etrafa saçılmıyor ve işim bittiğinde toplamamı kolaylaştırıyordu. Ahen ayaklarını uzattığı masanın üzerinden çekmemekte ısrar ederken eline aldığı kasedeki Antep fıstıklarının kabuklarını kırıp kendine ziyafet çektiriyordu. Bu tarz zamanlara bayılıyordum. Yorucu bir iş gününün akşamında evimde toplanır ve gıybet ederdik. En samimi anlar bu zamanlarken gülüşmelerimiz eksik olmaz, dudaklarımız her zaman için neşeyle kıvrılırdı. Ama bu gece için işler biraz daha farkıydı çünkü sabah çok zor geçmişti ve hâlâ daha teklifi kabul ettiğim için pişmanlık hissediyordum. Bu işin başıma sorun çıkartacağından adım kadar emindim ama söz konusu para olduğu için kendimi geri çekemiyordum.

Sırtımı kadife ten rengi kumaştan olsa kanepeme yasladıktan sonra kolumun arasındaki yastığı ezdim ve alnıma gelen saçlarımı elimi kullanmadan saçımı savurarak olabildiğince geriye itip beni rahatsız etmesini engelledim. Ahen derin nefesler alırken sıkıldığını belli ediyordu. Kız kardeşim Leman eline tuttuğu bir tabak dolusu keki tek başına yeme konusunda ısrarcıyken bizleri dinlemekten ziyade televizyondaki diziye odaklanmıştı. Ablasının hayatı dizi olmak üzereyken bu ilgisizliği çok garibime gitmişti.

"Kendimi kötü hissetmeni gerektirecek hiçbir şey yok. Herkes parayı seçerdi Suna abartma o kadar." Ağzına fındık attı. "Hem için rahat edecekse Atalay Bey o teklifi bana yapmış olsun vallahi kabul ederdim." Gülesim gelmişti. Avucunda biriken kabukları sofra bezinin üzerine attı. Onu ciddiye aldığım için kendimden utanıyordum resmen. Derin bir nefes aldıktan sonra şiddetli bir şekilde ofladım. Leman kekinden bir ısırık aldıktan sonra lokmalarını yutmayı beklemeden, "Ahen haklı abla. Hem dizilerde de böyle oluyor. Bakarsın aşk yaşarsın Atalay ile." Dedi. Kolumun altındaki yastığı eğer keke isabet etmeden sadece onun kafasına gelecek şekilde atabileceğimi bilsem atardım. Ahen ona katılır bir şekilde başını sallarken aptalca sırıttı. O ifadenin altında yatan yüzlerce sapık düşüncelerin her birisini biliyordum ve sırf bu iğrenç imalardan bile onu öldürebilirdim. Atalay ve ben asla olamazdık asla! Suna? Beye ne oldu bacım?

"Arkadaşlar siz salak mısınız? Adam gözümüzün önünde sevgilisini öptü ne aşkı? Hem ben asla Ahu gibi birisi olamam. O tarz birisinden hoşlanan bir adam benden nefret eder." Dedim durumu açıklar şekilde. Ahen kaşlarını çatarken doğruldu. "Pardon senin neyin varmış da istemeyecekmiş?" dedi yalandan bir sinirle. Bunu cidden soruyor muydu? O üşenmediyse bende üşenmeden açıklayacaktım.

"Ahen ben dobra bir kadınım bir kere. Öyle Ahu gibi çıt kırıldım hiç değilim. Başıma bir iş geldiğinde yapacağım en son şey sevgilimi çağırmak olur. Ne o öyle korkak gibi."

Ahen, "Muhtemelen Atalay da bu yüzden seviyor o kızı." Diyerek ortaya yersiz bir fikir attı.

Leman bize dönerken, "Ne alaka?" diye sordu.

"Ne demek ne alaka? Erkekler zayıf kadınları severler. Yanlış anlamayın kilodan bahsetmiyorum. Yani böyle başını derde sokan birisini kurtarmayı, şefkat isteyen birisini severler. Şu Suna'ya bak. Utanmasa evlendiğince kirayı öder." Dedi bu yanlış bir şeymiş gibi.

MÜRAİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin