Hemen yatakta doğruldum. "Ne yapıyorsun ya? Niye yanıma yatıyorsun? Pis sapık!" Sırıttı.
Yorganı üzerimden çekip hemen ayağa kalktım. Henüz yan yana yatacak kadar samimi değildik. Bunun için önce evlenmemiz gerekirdi.
Evlenmek mi? Neden olmasınn.
Dolaptan siyah mini etek üstüne de beyaz bir bluz alıp banyoya girdim. Üstümü giyinip hafif bir makyaj yaptıktan sonra banyodan çıktım. Diego da yatağı toplamış, odadan çıkmıştı.
Yatak odasından çıkıp yemek odasına indim. Akşam yemeği yiyecektik. Odanın kapısını açtığım anda kaskatı kesildim.
Annemler masada oturuyordu. Soran gözlerle Diego'ya baktığımda 'sorun yok' anlamında göz kırptı.
Ne demek sorun yok!?
Babam hemen ayağa kalkıp yanıma geldi. "Güzelim..." diyerek sıkıca sarıldı babamın peşinden gelen annem. Ona karşılık verdiğim sırada gözlerim sadece bana öfkeyle bakan babamdaydı.
Annemden ayrılınca babama sarılacaktım ki beni hızla itti. Yere düşeceğim sırada Diego'nun refleks olarak beni tutmasıyla dengemi sağladım. "Sadece konuşacağınızı söylemiştiniz!" diye bağırdı sevgili kocam.
Babam, Diego'ya aldırmadan, "Yürü Türkiye'ye gidiyoruz!" diyerek kolumu tuttu. Diego, babamın kolunu sertçe çektiğinde ona uyaran bakışlar attım.
Ne olursa olsun o benim babamdı. Ona zarar veremezdi.
O ana kadar hep Türkiye'nin uçsuz bucaksız bir şehrindeyim sanmıştım. Demek İtalya'daydık?
"Daha evlenmeden tanımadığın bir adamın evinde mi kalıyorsun?" dedikten sonra annem de yüzüme tükürdü. Lama anne.
Az önce 'güzelim' deyip bana sarılan kadın neredeydi?
"Onu tanıyorum!" diyerek kendimi savundum. Babam öfkeli bakışlar atarken, annem, hizmetçinin getirdiği sandalyeye oturmuş sitem ediyordu.
"Kızım, gavurun birine kaçılır mı? Ne iş yaptığı belli değil."
Mafya anne.
İtalyan mafyası.
'Gavur' ne demek anlamayan Diego bana baktığında gülümsedim.
"Hem bu o şeyden oldu mu? Müslüman bile değildir bu!"
Anne yavaş.
Tövbe Tövbe.
"Olurum müslüman." diyen Diego'ya gülümsedim. Karısı için her şeyi yapar canım kocam.
Kocam diye diye adamı kocam yapacağım. Amin.
"Ay bunun otuzu gelmiş, o şeyden mi olacak?"
Ofladım. Biraz doğruluk payı vardı. "Evlenmeden gavurun birinin evinde kalınır mı? A benim saftirik kızım?" Annem başını tutarak babama baktı. "Değil mi bey?" Babamınsa gözleri sadece Diego'daydı.
"O zaman evlenmek Defne ile."
Ne?
Ne?
Ne diyor lan bu!
Kocam olmak benim?
Of Türkçem bozuldu.
Bir umut anneme ve babama baktığımda bakışlarının minicik yumuşadığını gördüm.
"Önce müslüman ol. Ancak öyle kabul ederiz." diyen babama resmen çığlık atarak sarılacaktım.
Oldu bu iş.
"Olmak müslüman ben. Nasıl müslüman olmak?"
Aklıma yine stickerim geldi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Türkiye'ye gidince müslüman olursun. O zaman bizde evlenmenize izin veririz. Ha birde, kızımı isteyeceksin."
Diego kaşlarını çattı. Bu hâli çok komikti.
"İstemek kız? Ben zaten istiyor Defne."
Elini tuttum. "O öyle değil. Türkiye'ye gidince anlatırız." Başını salladı.
"Ti voglio per sempre, amore mio." (Sonsuza kadar seni isterim, aşkım.)
Bayılcam.
Ve bayıldım.
Dürüst bir insanım ben.
Bayılmaların kraliçesi:
Defne Cavallo.
Ay çok yakıştı.
Sonrası karanlık...
⋆
Onuncu bölümü nasıl buldunuz?
On birinci bölümde görüşmek dileğiyle, hoşçakalın. ♡
