Özel Bölüm

160 10 2
                                    

Merhaba herkese. Bugün benim için özel bir gün. Geçen sene bugün kırmızı kartı yazmaya başlamıştım. Bu bölüm geçmişe gideceğiz. Sizi bölümle baş başa bırakıyorum.

"Selen ya ben hiç maç izleme günümde değilim ama"

"Ela! İzleyeceğiz diyorum sana. Hem stada bile geldik hâlâ neyin mızmızlığı bu?"

"Sen ona bakma Selen gününde değil o." Dedi Deniz.

Maç izlemeye gelmiştik. Kendimi arkadaşlarımı benim maçım harici herhangi bir maç izlemeye getirdiğim için kutluyordum.

"Neyse en azından çok insan yok." Dedi Ela. Haklıydı hazırlık maçı olduğundan pek fazla kişi yoktu. Biz maçtan saatler önce stadta olduğumuz içinde olabilir ama yine de kalabalık degildi.

Ben kaç kez geldiğimi bilmediğim ama her geldiğimde de büyülendiğim stadyumu seyrediyordum. Yan taraflarda bana çok tanıdık gelen biri vardı. Arkası dönüktü. Sonunda önüne döndüğünde Nil olduğunu anladım. Heyecanla Nil'e seslendim.

"Nilll, Nilll" biraz sağına soluna baktıktan sonra beni gördü. Yanıma geldi.

"Selen, sende mi buradaydın?"

"Evet, evet buradayım. Sen tek misin?"

"Evet tek geldim."

"Senin için de sakıncası yoksa bizimle takılabilirsin."

"Rahatsızlık vermeyeyim"

"Ne rahatsızlığı altı üstü maç izleyeceğiz. İtiraz istemiyorum beraber izliyoruz. Seni arkadaşlarımla tanıştırayım." İlk önce Ela'yı daha sonra Deniz'i gösterdim "Ela, Deniz çocukluk arkadaşlarım"

"Memnun oldum bende Nil. Selen'in milli takımdan arkadaşıyım."

"Bizde memnun olduk. Saçların çok güzelmiş" dedi Ela.

Onlar bambaşka sohbetlere girerken, bende sahaya ısınmaya çıkmaya başlayan futbolcuları izlemeye başladım. Hazırlık maçı olduğu için yedekler ve altyapıyla çıkacağını düşünüyordum hocanın. Sahaya oldukça yakın oturuyorduk.

Altyapının kaptanı Kaan Keskin giriş yaptı önce. Arkasından Ateş Yüksek, Yağız Saklı ve Doruk Türk girdi. Biraz daha geçtikten sonra A takım da girmişti.

Ben hâlâ büyülenmiş gibi sahayı izlerken sahadaki futbolcu Doruk Türk'le göz göze geldim. O ve diğer altyapı oyuncuları oldukça heyecanlı görünüyorlardı. A takımla maça çıkmanın hayalinin ne demek olduğunu bildiğimden heyecanlarını biraz olsun almak için göz göze geldiğim Doruk Türk'e tebessüm ettim. O da bana tebessüm etti.

Belki de ben yanlış anlamışımdır. Bilemiyorum ama yine de tebessüm ettim. Ne de olsa altyapı maçlarını da izliyordum.

Sonunda maç başlıyordu. Tahmin ettiğimiz gibi yedek ve altyapı oyuncuları ağırlıklı sahadaydı. Maç bizim lehimize ilerliyordu. Takıma yeni transfer olan Barış Alper Yılmaz gol atmıştı. Güzel oynuyorduk.

Maç devre arasına girdiğinde ben lavaboya gitmek için içeri girdim. Bir türlü lavaboyu bulamadım. En son birine sorup öğrendim. Birisi bana çarptı. Tam dönüp arkasına bakacaktikti ki biri seslendi

"Doruk, hadi gel hoca çağırıyor"

"Tamam, tamam geldim."

Belli ki acelesi vardı. Ancak yüzünün yarısını çevirip bana baktı.

Kırmızı Kart Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin