"DURDURMAK VE TESELLİ"

695 62 47
                                    

Oy vermeyi unutmayınız

Yazım yanlışları olabilir kusura bakmayın anlamadığınız yerde sormanız yeterli olacaktır.

Bir şey soracağım.Sizce fazla mı uzadı.? Yani yakında final yapayım mı yoksa ilerlesin mi detaylı detaylı.?

Bismillahirrahmanirrahim diyerek başlıyoruz.

İyi okumalar diliyorum.

Cüneyd'den

"Her zaman yapamadığım şeyi yapıyorum,onun nasıl yapılacağını öğrenmem için." Derdi  Picasso.

Buradan çıkarılan sonuç yapamadığını öğrenmek için deneme yapman gerektiğidir.

Lakin benim farkettiğim husus ise tam aksine olan deneyememek.

Bu vakte kadar herhangi bir zat-a(insana) temas etmek istememiş,edilirse kendimden geçmiştim.
Bu bir hastalıktı herkesin fikrince.İyi olmadığımı bilirdim,umudumu yitirmem gerektiğinide.

Amma velakin bu hanım çıktı karşıma.

İlkin zeki ve iyi bir kız olduğu için kabullenmiştim.Tek bir gün bile şaşırtmadı beni bu konuda.Fakat bilmediğim bazı özellikleride vardı.?

Beni istiyor muydu.? Beni yanında olarak görür müydü.? Bilmezdim.

Şuan anlıyorum ki beni onun yanında görmüş.

.......

Bana dokunduğunda onu itmem kalkıp giderek kendimi kaybetmem normal olurdu.Amma tepki vermeden kaldım öylece.

Bu benim sözde hastalığımda imkansızdı.

İmkansızı imkanlı yapan değil midir iyi olan.?

......

Elim gitti yavaşça sırtına,sıvazlamak istedim. Onun yanında olduğumu iyicene anlamasını istedim,yapamadım.

Onu bizar etmekten ürktüm.İstemezdim benden çekinmesini,benden uzak kalıp benden korkmasını istemezdim.

Merakıma yenik düşmemeye çaba sarf ettim.
Onu belkide dara düşürüp,tasasına tasa eklemeyecektim.

Çekilmeyi arzulamadan durdum.Ben çekilmedikçe hiddetlendi ağıtları.

İçimin yanışını yansıtmıyor ayrıca onada kelamlarımla destek olmak istiyordum lakin bu onu dahada fazlaşan ağıtlara sürüklemekten başka işe yaramazdı.

Gelen hamaset duygusu ile daha da dayanamadım karşımdaki bana yaslanan, gözü yaşlı kıza.

Götürdüm küçük bedenine ellerimi,bir teselli misali ovuşturdum cılızda kalmış belini.
Ağlaması yavaşladı gönlüme talip oldu bir nehir.

Soğudu içim tek dokunuş ile,iyi olduğunu hissettim.

Gözümdeki yaşları akıtmadan,akan yaşlarının dinmesini yeğledim.

Kelam etmeye başladı gözündeki yaşlar dönmeden evvel.

Zeynep:yapamayacağım,annemsiz hiçbir şey yapamayacağım.Bir daha gelmez benim yanıma,çok kötü sözler söyledim ona,gelsin isterim,isterim ama gönlüm el vermez onu affetmeye.Ne yapacağım ben.?

Elbet sırt sıvazlamakla yanında olunmazdı,
bildirmek gerekirdi.Gerek hareket,gerek kelamlarla.

Cüneyd:"Allah, kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez. Ancak haksızlığa uğrayan başka!.. Allah her şeyi işitici ve bilicidir." (en-Nisâ, 148).

Zeynep::"Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana- babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine "Öf"bile deme! Onları azarlama; ikisine de saygılı güzel söz söyle." (el-İsrâ, 23).Buyurulur.
Ben Kavl-i kerim'i çiğnemişim.Affolur mu günahım.?

Telaşlıydı.

Cüneyd:Allah affedicidir Zeynep Hanım.Hem ne zamandan beri Kavl-i sedid günah olmuştur.?

Haklılık payımı anlayarak hızlıca çekti kafasını geriye.

Zeynep:unutmuşum,çok korktum.

Gülümseyerek ona baktığımda kafasını önüne eğdi.Yüzünü düşürdü,elleriyle oynamaya başladı.Bir şey söyleyecekde dili varmıyormuş gibiydi.

Cüneyd:söyle Zeynep Hanım,çekinme.

Bekledi bir süre,önemli bir şey olduğunu anlamıştım.Tekrardan sormak yerine sorar gözlerle baktım ona.Sonunda dili çözüldüğünde konuşmaya başladı.

Zeynep:annemin bahsettiği şu adam..yani sevdiği şu adam..o bu dergahtan olmasa bile,
senin yakından tanıdığındır.

Sorar gözlerle baktım tekrardan.Gözlerini kaldırmadan konuşmaya devam etti.

Zeynep:Levent doktor..sizin doktorunuzmuş sanırsam,yani annem öyle söyledi bana.
Önceden görmüştüm annemin yanında ama asla geçmemiştim aklımdan kötü bir şey.

Zeynep'ten

Sanki kanı çekilmiş gibi duruyordu.Korktum.

Koluna hafifçe dokunduğumda kendine gelmişti.O da şaşkındı,ki bu oldukça normaldi.
Sonuçta doktoru zevcesinin annesiyle yakınlaşmıştı.

Zordu onun içinde,bilirdim.

Levent hocayı babası daha doğrusu dostu olarak gördüğünü duymuştum birkaç kez.Üstüne üstlük Levent Hoca'da evliymiş.

Bu elbette üzmüştür onu,bu bı nevi ihanet.

Birde beni kaçırmak istediklerini duysaydı kim bilir nasıl sinirlenirdi,üzülürdüm.

Ya da umrunda olmazdı bilemezdim.

Ayaklandığında bende korkuyla ayaklandım.
Kapıya yöneldi öncelik olarak.Lakin açılan kapı sadece onun işini kolaylaştırmıştı.

Feyza ile Sadi Hüdayi Efendi gelmişti.

Cüneyd Efendionlara baktı ilk,sinir dolu gözlerle.Sonrasında ise çıktı kapıdan.Sadi Hüdayi Efendi bana bir şeyler sormuştu fakat cevap bile veremeden Cüneyd Efendi'nin peşinden gitmek zorunda kaldım.

Ben Cüneyd Efendi'nin peşinden,Feyza ile Sadi Hüdayi Efendi ise benim peşimden geliyordu.
Adımlarımı hızlandırarak Cüneyd'in önüne geçtim.

Ben önüne geçince ilk durdu lakin sonrasında yanımdan geçip gitmeye kalkıştı.Onu durdurdum.

Zeynep:Allah aşkına dur Cüneyd Efendi.Neden böyle yapıyorsun.?

Ağzını açtı tam bağıracaktı vazgeçti,bu sefer ağzını açtığında sessizce konuştu.

Cüneyd:belki valide hanıma hesap soramam lakin doktora sorabilirim.

Yanımdan geçip gidecekken tuttum kolumdan.

Bugün bu cesaret nereden geliyordu bilmiyorum ama iyi ki geliyordu.Yoksa bırakmak zorunda kalırdım Cüneyd Efendi'yi..

Zeynep:dur lütfen,yalnız bırakma beni burada.

Gözlerini gözlerime kenetledi.Baktı garipçe ya da benim anlamadığım bir biçimde.Sonrasında yüzümde gezdirdi gözlerini.

Durdu ve geldiği yöne doğru gerice gitmeye başladı,başarmıştım.

Cüneyd bize şaşkınca bakan Feyza ve Sadi Hüdayi Efendi'nin yanından geçip gitti.

-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_--_-_-_-_-_-_-_-_--_-_-_-_-_-_--_-_-_-

Oy vermeyi unutmayınız

Diğer bölümde Mürşid Efendi'nin o bahsettiği hatayı falan yazacağım.

Sizleri seviyorum kendinize çok dikkat edin.

İstediğiniz bir sahne varsa yazabilir ve uygulayacağıma emin olabilirsiniz.



KADER AĞLARI//CünZeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin