Baktı tekrardan zevc-ine,o ise zevcesini sakinleştirmek istercesine tıpkı bir nehire çevirdi gözlerini.
Çıkan ateşi söndüren nehirin ardından açılan kapıyla kapanması birleşti.
Cüneyd'in gözleri barut iken karşısında duran adamın gözleri sevginin ateşiyle kavruluyordu. Derin bir soluk aldı ve de konuşmaya başladı, Cüneyd.
Cüneyd:gayet iyi gibisin doktor.? Bir müjde mı vardır hanenizde.?
Levent:nasip olursa müjdedir.
İğneleyici bakışları ortaya çıktı Cüneyd'in.Bu iğneler karşındaki adamın kalbine saplanırken, karşı taraftaki adamın ise gözlerindeki ateş barutla birleşmeye başladığında kayışların kopmasına kısa bir süreç kalmıştı.
Cüneyd:nedir bu müjde.?
Levent söyleme hususunda bir sorun duymadı ve de aklından çıkaramadığını bir kez daha dile getirdi,hastasının önünde.
Levent:birisini sevdim yıllar sonra,boşandıktan sonra evleneceğiz onunla.
Cüneyd sinirle gözlerini kıstı.Öfkeden siyaha dönen kahverengi gözler yerde iken tekrardan buluştu karşısında ki gözlerle.
Cüneyd:valide hanım ile.?
Tok çıkan ses,tutuşmuş bir barut misali olan gözler Levent'in yutkunmasına sebep oldu.
Korktuğu konu Meryem değildi.Zeynep'i alıp götürme hususunu öğrendi korkusuydu.
Bilmiyordu Zeynep'in söylemediğini,gerçi Zeynep'in bunu söylediğini bile bilmiyordu ki bu adam.
Boşuna yakmıştı hem kendi başını hemde kızın başını.
Levent:bak biliyorum Cüneyd Zeynep'i annen yerine koydun bu yüzdende onu bırakmak istemiyorsun,anlıyorum.Lakin bizde Zeynep'in okuyup iyi yerlere gelmesini istiyoruz.Bu yüzden onu göndermek istedik.Meryem Zeynep'inde isteyeceğini düşündü bizde aldık bu güne bir bilet.Ben buraya geldiğimde Zeynep'in seninle son konuşması olacağını bildiğini bilmiyordum.
Anlamlandırmaya çalışıyordu Cüneyd,aynı zamanda oldukçada korkuyordu.Refikası onu annesi gibi bırakıp giderse..kime güvenirdi bir daha,kime sevebilirdi ve ya sevmek için kendini zorlardı.?
Ayağa kalktı ve cübbesini düzelterek kapıdan çıktı.
........
Alacaklı gibi çalan kapının ardında korkulu olan Zeynep,camın ardından gördüğü kocası ile rahatça açtı kapıyı.
Lakin istediği gibi bir tepki alamamıştı kocasından.
Ağlamak istiyordu,kocası ona bağırınca ağlamak istiyordu.Ama boğazında oluşan yumru bunu bile engelliyordu.
Cüneyd:"Her sırtını sıvazlayanı dost sanma, belki bıçaklayacak "Yer" arıyordur." Derdi Hz. Ali (r.a),ben inanmazdım buna Zeynep,sen imkânsızı imkânlı yaptın.Git Zeynep,beni bırak arkanda git.
Hâni imkânsızı imkânlı yapan iyi olurdu.?
Zeynep iyi miydi hâlâ Cüneyd'in gözünde.?
Elbette.
Cüneyd onu sevdiğini ona destek çıktığında belli etse de ilk defa adıyla seslenmişti ona.
Son olmasından çok korkuyordu.
Zeynep Mürşid Efendi'nin dediklerini şimdi anlamdırdı.
Her şey ona acı verecekti bu süreçte,destekçisi bile yoktu üstelik..