1.3

223 13 40
                                    

Medya [Deniz]

A: Sana bir konum atacağım beni almaya gelebilirmisin?

Karşı taraftan bir kaç hışırtı duydum.

- Nerdesin? Çıkıyorum şimdi

A: Konum atarım sana. Gelirken bana giyecek bir şeyler getirebilirmisin? Üst ve alt yeter

- Tamam getiririm. Konumu at

A: Tamam

Telefon kapandığında aramadan çıkıp deponun konumunu attım ve depodan çıktım. Deponun girişinde bulunan, eski tahta banka oturup beklemeye başladım. Eğer evdeyse gelmesi en fazla 1 saat sürerdi. Oflayıp saate baktım. 05.18. O gelene kadar Deniz uyanmış olurdu. Zaman geçsin diye sosyal medyada gezmeye başladım. 

Yaklaşık 45 dakika sonra girişte siyah bir spor araba belirdi. Araba bana yaklaştığında ayaklanıp inmesini bekledim. Elinde karton poşetle yanıma geldiğinde çatık kaşları ve sinirli gözleri önce kanlı tişörtümü sonrasındaysa yüzümğ buldu. Bakışları yumuşasa bile hala sinirliydi. Yanıma iyice yaklaşıp üzerimi tekrardan inceledi ve gözlerini gözlerime çıkardı.

- Ufaklık? Ne oldu? Ne bu halin?

Derin bir nefes alıp gözlerimi gözlerine diktim.

A: Anlatacağım önce üstümü değiştirmem gerek arabada bekle beni

Emir vermeme karşılık olarak tek kaşını kaldırıp bana baksada diretmeden bana elindeki poşeti verip arabasına ilerledi. Elimdeki poşetle tekrar depoya girip depoda bulunan banyolu odalardan birine girdim. Üstümdekileri hızlıca çıkarıp çöp kutusuna attım. Özellikle kan bulaştırmadığım ayakkabılarımı ve çoraplarımı da çıkardıktan sonra soğuk suyun altına girdim.

Bir süre üzerimdeki kanın akmasını izledim. Derime sinen kan kokusunun gittiğinden emin olduğumda saçlarımı durulayıp çıktım. Hızlıca Pusat'ın getirdiği kıyafetleri giydim. Siyah eşofman altı ve beyaz ince bir sweat getirmiş. Sweatten gelen kokuya göre Arel'indi bunlar. Fazla oyalanmadan ayakkabılarımı giyip saçlarımıda temiz bir havluyla nemini aldım. Saçlarımı salık bırakıp kenara koyduğum telefonumu aldığım gibi depodan çıktım. Kan kokusundan midem bulanmıştı.

Pusat'a doğru ilerlerken arkasında kalan güneşin yaydığı kızıl ışınların çehresine vuruşunu izledim. Üzerindeki deri ceket ona ayrı bir hava katmıştı. Yüzümdeki sırıtmayla yanına geldiğimde parmaklarındaki sigarasından son bir nefes alıp yere attı ve ezdi. Bakışlarını adamlarımda gezdirip bana döndüğünde kafasıyla arabayı işaret etti.

Arabanın kapısını açıp koltuğa oturduğumda Pusat çoktan sürücü koltuğuna oturmuştu bile. Ne zaman çıkardığını bilmediğim deri ceketini arka koltuğa koydu. Arabayı çalıştırıp yola çıktığında telefonuma gelen bildirimle bakışlarım telefonuma indi. Mesajı açıp baktığımda Vedat'tan gelmiş olduğunu gördüm. Hızlıca üzerine tıklayıp okudum

Vedat abi' den

Ahmet'i tedavi ettirip evinin önüne bıraktık

Vedat abi 'ye

Tamam dönerken dikkatli olun

Telefonun ekranını kapatmadan önce gözüm saate kaydı. 06.48. Harika! Deniz çoktan uyanmış benim nerde olduğumu sorguluyor olmalıydı. Oflayıp telefonun ekranını kapattığımda Pusat'ın bakışları bana dönmüştü. Bir anda sağa çekip arabayı durdurduğunda kaşlarımı çatıp ona baktım.

Pusat: Anlat bakalım

Kesik bir nefes alıp yüzüme gelen perçemlerimi kulağımın arkasına atıp yüzüne baktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZİNCİR Ailesi [biyolojik aile serisi - 1]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin