Bölüm 20

26 5 3
                                    

Merhabaaa! 👋🏼

Yeni bölümümüze hoş geldiniz efenim.

Hadi başlayalım.

Zevkle okumalar.

*

🎹 Yunus'un Anlatımından;

Ertesi sabah uyandığımda Can yatakta değildi. 

Üstelik evin içinde harika bir pancake kokusu vardı. Kesin Gaye'm bizim için kahvaltı hazırlıyordu.

Beklemeden mutfağa ilerledim. Sevgilime yardımcı olmak istiyordum.

Salona girdiğimde karşılaştığım masa, ağzımı açık bırakmıştı. Mükemmel hazırlanmıştı ve kahvaltı masasının olmazsa olmazı her şey vardı.

Ama en büyük şoku mutfakta yemek hazırlayan Can'ı gördüğümde yaşadım.

"Rüya değil bu, değil mi? Sen gerçekten burada, mutfaktasın ve bize kahvaltı hazırlıyorsun?" Gözlerimi ovuşturmuştum. Çünkü inanması güç bir görüntüydü karşımdaki.

"Tabii ki mutfaktayım canım. Uyanır uyanmaz dedim ki, şu tatlı ve becerikli Can'ınız size güzel bir kahvaltı hazırlasın. O kadar evinizde kalıyorum, yiyip içiyorum... Bir yardımım dokunsun değil mi, elime mi yapışır hem?" 

Mutfak önlüğünü üzerine geçirmiş elindeki pancake tavasını sallayan Can bu evde yaşadığını, yiyip içtiğini Ceyla geldikten sonra fark etmişti. 

Bu çok büyük bir tesadüf değil miydi?

"Neden zahmet ettin canım arkadaşım. Asalak gibi yaşamana çok alışmıştım. Beni sabah sabah şoka sokmana gerek yoktu."

"Aşk olsun Yunus'um ya! Ben asalak mıyım?" Neden karşımda Tevfik'in cümleleriyle konuşan bir prototipini görüyordum şuan acaba?

"Olsun tabii, aşk olsun. Aşk güzel şey!"

"Değil mi?" demişti Can, otuz iki dişini gösteriyordu. "Aşk güzel şey. Ben diyorum ki siz de Susu'yla ne zamandır birlikte vakit geçiremediniz. Kahvaltıdan sonra çıkın, gezin, dolaşın iki sevgili aşk tazeleyin. Evi, Ceyla'yı merak etmeyin. Ben ilgilenirim."

Küçük beyin derdi ortaya çıkmıştı. Bizi gönderip Ceyla ile baş başa kalmak istiyordu.

İstediğini öyle kolay elde edemezdi. Tabii ki ona engeller çıkaracaktım. Ama bunu ruhu bile duymayacaktı.

"Yok canım olur mu öyle şey! Kırk yılın başı arkadaşımız bize kahvaltı hazırlamış, üstelik evde misafirimiz var... Gaye ile başka zaman gezeriz. Hem diyorum ki Ceyhun'u da çağıralım, kardeşiyle kahvaltı yapsın. Hep birlikte güzel vakit geçirelim."

Söylediğime itiraz ediyor, ısrarla hemen kahvaltıyı yapıp sevgilimle dışarıda vakit geçirmemi söylüyordu.

Hayır, hayır, hayır!

Sevgilimle baş başa geçirecek zaman için deli olsam da bugün o gün değildi. 

Kesinlikle diğerlerinin de evimize gelmesi ve hep birlikte Can'ı rahatsız etmemiz gerekiyordu.

"Ben hemen Ceyhun'a haber vereyim. Pancakeler soğumadan gelsin."

Odama geri dönmüş ve Ceyhun ile orada konuşmuştum. Ondan herkesi toplayıp bize gelmesini istedim.

Can'ın bizim için kahvaltı hazırladığını duyunca "bunu kaçıramam" demiş ve hemen herkese haber verdiğini ve geleceklerini söylemişti.

Aynı Çatı AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin