Bölüm 25

14 3 0
                                    

Merhabaaaa!👋🏻

Zevkle okumalar

*

🐥 Cem'in Anlatımından

"Kalbim duracak galiba! Abicim baksana, sanırım durdu? Nefesim de kesiliyor. Of yarabbim!"

Sosyal medyada, Tevfiklerin çiftlikten attığım 'yalnız' temalı fotoğrafımı hem beğenen hem de yorum yapan Nazlı'dan beklemediğim bir karşılık almıştım. Heyecandan dizlerimin bağı çözüşmüştü adeta. Ondandı bu ayılıp bayılmalarım. 

Ceyhun göstermelik de olsa kalbimin üzerine elini koyup kontrol etmişti, gülümsüyordu. "Merak etme hala atıyor. Sakin ol oğlum." diyordu.

Grup arkadaşlarım, beni heyecandan perişan eden olaya bizzat tanık olmuşlardı, hem sosyal medyada hem de birlikte oturduğumuz salonda.

İlk etapta hepsi de şaşırmıştı. 

Hatta 'nazlınazlı' isimli hesabın gerçekten Nazlı'ya ait olup olmadığını bile tartışmıştık.

Kafam çok karışmıştı. Ne düşünmem gerektiğini bile bilmiyordum. Çünkü o günden sonra çok büyük ihtimalle Tevfik ve bana kızgındı Nazlı. 

Neden bir anda ortaya çıkmış ve resmimin altına yorum yapmıştı, anlayamamıştım.

Tevfik ısrarla 'yanlışlıkla beğenmiştir' diyordu, Gayesu'yu destekliyordu. Çünkü Gayesu da aynı şekilde düşünüyordu. "Nazlı denen kızı azıcık tanıyorsam; size gıcık olmuştur, o yüzden araştırıyordur." diyordu.

"Vay be! Kıza bak! Hala bizi stalklıyo. Aklı hala bizde. Ben size o kız bizi tanıyor demedim mi? Yurt kapısında bizimle karşılaşınca; baktı okulun iki playboy beybisi kendisini çağırıyor, havaya girdi o anda. Götü kalktı tabii ki! Vay anasını, oyuna geldik resmen sayın seyirciler..."

Tevfik'in lafları karşısında Serkan daha fazla dayanamamıştı. "Oğlum biz gitmedik mi kızın ayağına? Ne oyunundan bahsediyorsun?"

"Onu diyorum işte abi. Hissetmiş yelloz!"

Öldüren öfke dolu bakışlarımı Tevfik'e yönelttim. 

Ağzından çıkanlar yüzünden her an üzerine atlayabilirdim. "Boş yapma Tevfik! Sus artık! Zaten her şeyin başı sensin. Ayrıca düzgün konuş, yelloz ne demek. O şu an senin müstakbel yengen olabilir."

Kızıp kükrüyordum da... Elim ayağım tutmuyordu bir yandan da. Ne yapacaktım ben şimdi?

Kendimi boş koltuklardan birine bıraktım. Elimdeki telefon yine bildirim sesiyle birlikte titremişti. "Nazlı'dan arkadaşlık isteği geldi. Ben iyi değilim arkadaşlar! Ağlayacağım sanırım. Hiç iyi değilim. Belki de oda benden hoşlanıyordu ama mal Tevfik yüzünden kız korktu. Ürktü minik kelebeğim benim!"

Tabii ki söylediklerimden hoşlanmamıştı Tevfik. Hemen savunmaya geçmişti. "Mal Tevfik yüzünden demek... Evimden siktir git hemen Cemoş! Adama bak ya! Nazlı ürkmüşmüş... Peh! Yamyam gibi üstüme atladı kız be! Vik vik vik... minik kelebekmiş... Götüm!"

Hışımla oturduğum yerden kalkmış, Tevfik'le burun buruna gelmiş, ateşli bir kavgaya girmek üzereydik. 

Tam da bu sırada Ceyhun ve ufuk araya girmiş ayırmışlardı bizi. Her ikimize de susmamız gerektiğini söylüyorlardı.

"Bıraksaydınız da şurda bir horoz dövüşü izleyip eğlenseydik." diyordu Yunus. Tuzu kuruydu tabi, sevgilisi yanındaydı, bir sıkıntısı yoktu.

Aynı Çatı AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin