Bölüm 16

18 4 3
                                    

Merhabaaaa! 👋🏼

Yorum yapmayı da ihmal etmeyin ladies!

Zevkle okumalar dilerim.

*

🎹 Yunus'un Anlatımından;

İki gündür Can'dan hiç bir şekilde geri dönüş alamamıştık. 

O gece evi sinirle terk etmiş, ne aramalarımızı cevaplamış ne de mesajlarımızı yanıtlamıştı.

Hem Gayesu'yu hem de beni görmezden geliyordu.

Aynı yurtta kaldıkları Cem'den haberlerini alıyorduk. "Kendini odasına kapattı, kimseyle konuşmuyor. Yemeğini bile kapı önüne bırakıp ayrılıyorum. Ancak ben gittikten sonra kapısını açıp yemeği içeri alıyor." diyordu.

Gayesu ile ilişkimizi öğrenince Can'ın tepki vereceğini biliyordum ama bu denli büyük olabileceğini tahmin etmiyordum.

Onun yüzünden Gayesu da surat yapıyor, yanıma yaklaşmıyordu. "Sen bozdun bu işi, sen düzelt." diyordu. Onunla da ayrı tartışıyorduk. Ne bok yiyeceğimi şaşırmıştım.

Bir yanda samimi arkadaşım diğer yanda sevgilim vardı. İki ucu boklu değnek gibiydi bu iş tam anlamıyla...

"Gayesu, hadi aç şu kapıyı da konuşalım bebeğim. Çok özledim ben seni." Bugün de o kendini odasına kapatmış, hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

"Git önce Can'a her şeyi düzgünce izah et! Ben ne güzel anlatacaktım her şeyi. Sen engelledin. Söylemeyelim dedin. Bak ne oldu? Kardeşim benimle konuşmuyor." 

Haksız sayılmazdı Gayesu. Ben söylemesini engellemiştim.

"Tamam gidip bir şekilde konuşacağım onunla sevgilim. Sen aç şimdi şu kapıyı. Bak yemek de yemedin. Hasta olacaksın."

Ben böyle sabırlı bir adam değildim. Aşık olunca genlerim mi değişmişti ne? 

Normal koşullarda başka biri için bu kadar sabırlı davranamazdım.

Ama Gayesu'yu seviyordum. İncinsin, kılına zarar gelsin istemiyordum. Onun sevdiği herkes de benim için çok değerliydi.

Söz konusu ortak arkadaşımız Can olunca, daha da değerliydi.

Yani istediği gibi gidip Can'la konuşacaktım. 

Oturup, yüz yüze, iki yetişkin gibi konuşacaktık.

"Ben yurda geçiyorum o halde sevgilim. Can'ın bugün mutlaka seni aramasını sağlayacağım. Ama sen de söz ver, odandan çıkıp yemeğini yiyeceksin."

Az sonra odasının açılan kapısından Gayesu çıkmıştı. 

Şiş ve kızarık gözleri, birbirine girmiş saçları, kırmızı burnu ve yüzünde yastık iziyle perişan görünüyordu. "Ne kadar üzgün olduğumu bilemezsin Yunus. Can'la ilk defa küstük. Çok canım acıyor!"

Sevgilime sıkıca sarıldım. Yaşlar gözünden boncuk boncuk dökülüyordu. 

 "Tamam bir hata yaptım ve onu düzelteceğim. Güven bana." 

Başını aşağı yukarı sallıyordu. Islak yanağından öpüp yurda gitmek üzere evden ayrıldım.

***

"Aç şu kapıyı Can, içeride olduğunu biliyorum. Hadi konuşalım."

Cevap gelmiyordu. İçerideydi Can, biliyordum. Kaç gündür okula da uğramamıştı.

Aynı Çatı AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin