Bölüm 27

13 3 0
                                    

Merhabaaa! 👋🏻

Hadi  keyifli okumalar.

*

🎷 Tevfik ve iç sesinin anlatımından;

Büyük bir sessizlik içinde merdivenlerden inip bahçeye geldik. Susucuğumun hazırladığı muhteşem masadaki yerlerimizi aldık.

Taze ama bir o kadar da kart olan çiftimiz masaya teşrif etmemişti henüz. Muhtemelen odalarında bize nasıl bir açıklama yapacaklarını konuşuyorlardı.

Güzel Ceyla ve pis sevgilisi Can'ın hararetli tartışması masada da tüm hızıyla devam ediyordu, hala... 

Tanrı bana sarı ışık yakıyordu sanırım; yeşil yanacak hazır ol diyordu, kesin! Hissetmiştim. Bu tartışmanın sonu ayrılıktı!

"Sus! Tek bir laf bile etme!" Can da amma alıngandı be! İzin vereydi de şu tatlı kız bir derdini anlatsaydı. "Her şeyi kendine sakladığın gibi bunu da kendine sakla Ceyla hanım. Duymak istemiyorum. Sevgilisiymişim.. Peh pabucumun sevgilisi..."

"Ama sevgilim! Bunu sana anlatsaydım sence Ceyhun abimin üzerinde kullanabileceğim bir kozum olur muydu? Can nasıl olsa biliyor derdi ve bizi sallamaz, her yaptığımıza karışırdı. Aşkım, bebeğim yapma böyle. Üzülüyorum!" 

 Ah be Ceyla, ah be güzellik... Bana bu kadar cümle kursan köpeğin olurdum; Leyla'nın Mecnun'u gibi Ceyla'nın Tevfik'i olurdum be cimcime.

Yine yavşadım kıza, neyse...

"Bu da doğru. Ama doğru olması sana kızmayacağım anlamına gelmiyor. Konuşma benimle sevgilim. Ah yani Ceyla hanım!" 

Geri zekalı! Salak! Kaslı, seksi, saf, mal tavşan! Boş yapıyordu kıza. Bir de kollarını önünde bağlamış çocuk gibi küsüyordu. Pis herif!

"Ne oluyor burda yahu? Bir halt var ama ne olduğunu anlamadım!" Gayesu, yazık, bütün olaydan bihaberdi. 

Kimseden de ses çıkmıyordu. Bakışlar masadaki boş tabaklara inmiş sessizce düşünceleriyle boğuşuyorlardı.

Tamam anlıyorum, hepsi şahit oldukları olayla birazcık şok olmuşlardı ama abartmaya da gerek yoktu. Çocuklar birbirini beğenmiş, sevmiş... Bu kadar büyütmeye gerek var mıydı canım?

Tabağıma kahvaltılıkları koymuş iştahla yiyordum ki Ufuk bütün iştahımın içine sıçtı. "Sen nasıl adamsın be Tevfik? Az önce gördüklerin hiç mi etkilemedi seni? Yıllardır bir yalanın içindeymişiz, hiç mi kalbin kırılmadı?"

Niye kırılsın yav? Amma da drama yaptılar ha!.... No more drama bebeim ya pliizz!

"Şaşırdım tabi ama onu orada, odalarının kapısında bıraktım. Büyütmeye ne gerek var be abi? Üstelik rahatladım da. Serkan'ın başı bağlıysa, bu demek oluyor ki; gruptaki en yakışıklı bekar artık benim. Bildiğin dolar gibi tavan yaptım bir anda! Neyse oyalama beni tatlım. Açım ben, karnımı doyurmam gerek."

"Allahımmmm!" diye iç geçirmişti Ufuk, duymuştum.

"Ben de diyorum Serkan gibi yakışıklı bir adamın sevgilisi nasıl olmaz? Bir ara narsist olduğunu bile düşünmeye başlamıştım. Meğer dizinin dibindeymiş sevdiceği. Hala şaşkınım ya!" 

Bak bak! Yunus'un karanlıkta kalmış düşünceleri bir bir gün yüzüne çıkıyordu.

Narsist demek... Kim bilir benim hakkımda ne düşünüyordu? Hele Cem!... Oh Tanrım, o zavallı minik civciv için düşüncelerini duymak bile istemiyorum. Kesin fena gömüyor çocuğu...

Aynı Çatı AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin