14.BÖLÜM

1.1K 46 10
                                    

Kitabın en uzun bölümüyle geldik, oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar.

14.BÖLÜM

"Evsa." dedi benim sessizliğim ve kaçışımdan birkaç dakika sonra.

Başımı kaldırıp ona baktım. "Efendim?" Göz göze geldiğimizde hoş bir tınıyla konuştu.

"İsteklerin benim için artık boş değil."

Onun her şeyi olmak istiyordum. Uykusu, boş sayfası, saçlarının arasında dolaşan tarağı, dudaklarına değen fincan, her sabah mükemmel bir şekilde bedenini saran üniforması. Her şeyi. Ama ben ona sadece sevdiği kadın ve karısı olmayı istediğimi söylemiştim. 

Ve o da şu an benim kırgın gözlerime bakarak sadece iki isteğimin boş olmadığını söylüyordu. Bence benimle yine dalga geçiyor, oyun oynuyordu. Bu akşam beni buraya çağırması da bu yüzden olmalıydı. Dudaklarım onun bana söyledikleri karşısında ağırca ayrıldığında ardımda kalan evimin kapısından hiç ummadığım bir ses yükseldi.

"Evsa?" Annemin aralık kapıdan yükselen sesiyle birlikte gözlerim iri iri açıldı. Karşımda duran kırk santim ise benim aksime sakince evin kapısına çevirdi gözlerini. "Kızım?"

Annemin yaklaşan sesiyle önümde dikilen adamın göğsüne hiç düşünmeden her iki elimi yerleştirerek geriye ittim bedenini. Fakat sarsılmamış, gözlerini ani hareketimi anlamadığını ifade ederek bana indirmişti. Hareketimin anlamını anlamadığından, "Saklan." diye mırıldandığımda her an bu koca adamla anneme yakalanacağımızı biliyordum.

"Neden?" 

"Çünkü annem seni görürse, kızının tükürdüğünü yalamış olmasını büyük bir zevkle sana anlatır." Onu yanıtlarken, gerisin geri yürütmeme izin verdi. Ben de sanki tonlarca ağırlık itiyormuş gibi onu iterken zorlanıyordum.

Birkaç adım geriye gittikten sonra duvarın köşesine, annemin bizi göremeyeceği bir yere geçtik. Şimdi Bera Ufuk benim ile duvar arasında kalmış benim telaşlı yüzüme bakıyordu ben ise annemin dışarı çıkıp çıkmadığını görebilmek için duvar kenarından başımı eğerek kapıya bakıyordum.

"Tükürdüğünü nasıl yaladın?" diye sordu benim gözlerim evin kapısındayken.

"Seni severek." dedim direkt sonra bunu dediğim için ani bir öfke besledim kendime. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve geriye yaslanarak bana bakan gözlerine bakarak yeniden konuştum. "Senden bir zamanlar hoşlanarak."

"Neden, sevilmeyecek hoşlanmayacak biri miyim?" diye sorduğunda cevabımdan korkuyor gibiydi. Ve o gözlerime böyle baktığı için olduğum şu anı unuttum. Telaşım uçup gitti. Onun böyle hissetmemesi, sevgimin daha fazla olabilmesi için her varlığımdan vazgeçerdim.

"Hayır." dedim anın baskısıyla sesim kısık ve mayhoş çıkmıştı. "Sorun benim uzun biriyle olm..." Cümlem dudaklarımda asılı kaldı.

Çünkü sözlerimi kesen karşımda olan adamın hızlı hareketleriydi. Birkaç saniye içinde avcunu dudaklarıma kapatmış ona yaptığım gibi beni kendi ve duvar arasına aldı. Az önceki halimizden farklı olarak bedenim havaya kalkmış ayaklarım yerle temas etmiyordu. Büyük eli belimde bedenimi bedenine yaslamış gözlerime bakıyordu.

"Annen kapıda." dedi fısıldayarak. Gözlerimi kırptığımda dudağı titredi. "Sakin ol!" dudağının titremesini takip eden bir sırıtmayla fısıldamaya devam etti. "Bedeninden büyük kalbin varmış." Kaşlarımı çattım, nefesim dışarı çıkamadı söyledikleri yüzünden. Bana hemen cevap verdiğinde sessiz sokakta evimin kapı sesi yankılandı. "Göğsümü delecek."

S.O.N +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin