9.BÖLÜM

2.2K 84 43
                                    

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen, keyifli okumalar.

9.BÖLÜM

Evsa: Bay kırk santim, bir bayanı bekletmek ne kadar doğru? (19.34)

Evsa: Bir saat oldu. (19.57)

Evsa: Ekildim mi :) (20.22)

Evsa: Garsonla, birazdan evleneceğiz. (20.38)

Evsa: Benimle resmen oyun oynadın. (21.12)

Evsa: Teşekkür ederim bu gece için.

Telefonumu çantama koyarak çıktığım restoranttan uzağa adımladım. Tam bir aptaldım. Buna nasıl kanmıştım aklım almıyordu. Üç gün boyunca bana heyecanla geleceğim diyen adam bugün beni ekmişti. Dudaklarım titredi, içimde yoğunlaşan öfkeyle.

"Aptalsın." derin bir nefes alıp yüzüme düşen kısa saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. "Geleceğini düşündüğün, seninle oynadığını görmeyecek kadar kör oldun." kendime dizdiğim sözleri takip eden hızlı adımlarımla geceye karıştım.

Böyle olmak zorunda değildi. Gelebilir bu salakça tavrıma dur diyebilirdi çünkü ben kendime söz geçiremiyordum. Adımlarım devam ederken çantamdan telefonumu çıkardım. Yine de bir umut mesaj atmış diye baktım. Atmamıştı. Dudaklarım kıvrıldı acıyla. Son üç mesajım, tek tikti. İnternetini mi kapatmıştı? Bu muydu cevabı. Kalbim acıyla sıkıştı.

Düşüncelerimin zihnime ağır gelen yarım saatin ardından evimin sokaklarına gelerek zihnimi çekilemez bir duruma sokmuştum. Adımlarım sarsaktı, zayıf atan kalbim gibi. Sessiz sokakta yürürken akşam gözlerim her zaman olduğu gibi onu aradı. Evine, penceresine baktım gözlerimi ayırmadan. Salonunun ışığı açıktı, kapısının önündeyse çoğu zaman gördüğüm tanıdık iki lüks araba vardı.

Ben onu beklerken o arkadaşlarıylaydı. Gözlerim yaşlarla doldu hızla. Beni kandırmasaydı gelmeyeceğim deseydi bu kadar canım yanmazdı. Üstüne bir de arkadaşlarıyla eğleniyordu. Göz yaşlarım yanağımda süzülürken gözlerimi evden ayırıp çantamın içinden anahtarımı aramaya başladm. Gözlerim bulanıklaşmıştı, göremiyordum. Önüme bakmadan çantamda anahtarımı ararken kapımın önüne kadar geldim.

Sonunda anahtarın soğuk metali tenimle buluştuğunda avcuma aldım anahtarı. Önümdeki merdiveni başım dönmeden önce çıktığımda kendime birkaç saniye tanıdım. Sanırım tansiyonum düşmüştü tüm bedenim uyuşmuştu. Heyecandan tüm gün yemek yiyememiştim, bu akşam için. Ve bunun sonucu olarak şimdi bedenim yorgun düşmüştü.

Elimdeki anahtarı sıkarak zorlukla yerine sıkıştırdığımda zorlukla kilitli kapıyı açtım. Başım dönüyor, bedenim yere yığılmak istiyor, kalbim acıyordu. Açılan kapıdan içeri girmeden önce bulanık ıslak gözümle omzumun üzerinden geriye, onun evine baktım. Kalbim bir yıldırım etkisi yaratacak şekilde yanarken, onu gördüm.

Pencereden bana bakıyordu. Üzerinde beyaz bir tişört vardı, saçları dağınık alnına düşmüştü. Göz yaşlarım arttı, kalbim o yıldırımla kül oldu. Elimdeki anahtar elime ağır geldi. O bana öylece bakarken benim ne hissettiğimi ne halde olduğumu bilmiyordu. Ona son kez bakıp açık kapıdan içeri girdim.

Kapıyı kapatıp ardına yığıldım. Giyindiğim kısa elbise baldırıma kadar yükseldi. Büyük bir çığlık attığımda titreyen ellerim kısa açık saçlarımı avuçladı. Bu duyguyu ilk tadışım değildi fakat bu duygunun kalbime bu derecede acı vermesi ilkti.

Ben ona aşıktım.

Ben platonik, aptal bir aşıktım.

💌

Bölüm sonu.
Kısaydı biliyorum.
Artık biraz textingden uzaklaşalım olur mu?

Bera askım sizce gerçekten oyun mu oynadı?

Bir sonraki bölüme koşun hemennnn❤️🫶

S.O.N +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin