World of Dreams

152 18 4
                                    

Benim için dünya da iki çeşit sevgi vardı;

Birinci sevgi karşılıklı bir aşk üçgeninde kavrulup yanan iki beden ikiside birbiri için herşeyini ortaya koyup sadece aşklarına tutunurlar zaten aşkları onlara yeterde artar.Bazen ümitsizliğe kapılsalar dahi bir birlerine sahip oldukları için şükrederler ikinci türden olan sevgi gibi değilde duygularını sürekli dile getirirme taraftarıdırlar.
İkinci türden sevgi ise hiçlik ortasında kaybolan iki bedeni ve ruhu barındırıyor ikiside bir birleri için tek bir adım atmaya korkan ve asla o adımı atmayı akıllarından geçirmezler.Aslında o adımı nasıl atacağını düşünüp gecelerini zehir ederler ama ikiside birbirinin gözü önünde yok olmayı yada sevdiği kişinin gözü önünde kendisinden vazgeçmesini izleyerek kendisinide yavaş yavaş yok eder.

Bizim aramızdaki sevgi ikinci türden di sevgi olup olmadığını dahi bilmezken şimdiden kendimi o karanlıkta hapis olmuş bir şekilde ya bir aşk itirafı yada gözlerimin önünde yanıp ardından uçuşan küller bırakacak olan ölmüş bir aşk bekliyordum.

Sahte bir öksürük sesi duyduğumda benim aşk meselem hariç başka kişilerin daha aşk meselesine el atmam gerektiğini farkettim.Bakışlarımı yanımda oturan esmer bedene çevirdim.

Gözlerimi ona çevirdiğimde tatlı bir gülümseme sundu ona karşılık tekrar önüme döndüm.Eğer eski Jimin olsaydı kesinlikle yanaklarını mıncırıp kocaman bir gülüş sergilerdi.

Fakat denemeye çalışsam da aklıma Jin'in ağlayıp sırf Tae için ağzından sayamadığım kadar çok hıçkırıkların dökülmesi kafamın içini dolduruyordu.Zaten kafam bu son bir kaç haftada oldukça doluydu.

Taehyung'un anında yüzünün düştüğünü gördüm o da birşey olduğunun farkındaydı acaba Jin'in de farkında mıydı?

Artık sıkıldığımı hissedip bu konuyu açıklığa getirmek için soğukluk barındıran sesimle bir kaç öksürük sonrası dikkatini üzerime çektiğimde "O paylaştığın kız kimdi?"Gözlerim saniyelik ifadesiz yüzüne kaydı.

Sanki bu soruyu beklemiyor gibiydi.

"Sana soru sordum değilmi?Taehyung" tekrar hitap şeklime dikkat ederek konuştuğumda boğazını temizleyip yerinde dikleşti.

"Sadece bir arkadaş"alaycı bir şekilde dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı yüzümdeki gülüş anında kaybolup elimi direksiyona vurduğumda Tae bir anlık yerinden sıçradı.

"Sadece bir arkadaş öylemi?Demek biz sıradan ve sadece bir arkadaşın bizi öpmesine izin veriyoruz doğrumu?" Taehyung anlamaz gözler ile bana bakıp masumca gözlerini kırpıştırıyordu.

Uzun bir sessizlik olmadan benden uzun olmasına rağmen her zaman beni seven ve beni hiç kırmayan kişi net bir şekilde konuştu "Sana söylemeyeceğim."
"Niye bu kadar sinirlendin.Seni ilgilendiren bir konu değil sonuçta benim hayatım"

Bu cevabı beklemediğim çok açık bir şekilde ortadaydı.Yıllardır birbirimizden tek bir sır dahi saklamamıştık şimdi ise aramızda görünmese dahi olan arkadaşlık ipliklerimziden birinin koptuğunu hissettim.

Tae uydurmuştu ilk başta 'Arkadaşlık ipliğimi?Saçmalama.'demiş olsam da şuan net bir şekilde koptuğunu hissettim.Tek biri koptu ama diğerlerini de sarstı.

Gözleri kızgın ve nefretle bakmak istiyordu.

Ama mimikleri gözlerini yalanlıyor du.Bazen gözler de yalan söyleyebilirler.

Yüzümdeki kırgın görünen duyguyu resmen bir kir gibi tonlarca su ile yüzümden akmasına izin verdim.Taehyung sadece boş gözlerle yola döndü.

The Biggest Love |JİKOOK|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin