Trip

103 11 32
                                    

"Antilop kendisi ,hayvan"Birkaç saat önceki Jungkook ile olan mesajlaşmalarımızı hastanenin yemekhanesinde Taehyung'a anlatıyordum.

O da itinayla beni dinleyip arada benimle Jungkook'a küfür ediyordu.Sabaha göre şuan daha iyidi durumu.En azından yüzüne biraz daha renk gelmişti.

Zaten onu ruhsuz görmeyi hiç sevmiyordum böylesi biraz daha iyi oldu.

"Ama ismini değiştirmen ayrı bir mesele"diyerek sırıttı elindeki telefonumu önüme bırakırken.Tabağımdaki kimchiyi ağzıma atıp konuştum "Ne yapayım bir anda değiştirdim.Ama o da öyle cevaplar vermeseydi"Bana göre davamda haklıydım hem niye antilop örneği veriyorsun sen bana öyle söylersen bende böyle şeylere yorarım.

Çubuklarla önümdeki pirinç kızartmasından birkaç tane alıp dudaklarımın arasına götürdüm.Öğleden önce çok hasta yoktu ama yorucu geçmişti sürekli rapor kontrol et, röntgenlere bak derken iyice yordu bugün.

Normalde o kadar dayanıksız biri değilim ama canım sevgilim sayesinde işimide aksattığım için normalden farklı oluverdi.

Öğleden sonra üç tane randevulu hasta vardı normalde biri bay Kang'ın randevusuydu ama belliki yetişmeyecekti o yüzden iki kişi kalıyordu.

"E ne diyorsun konuşacakmısın eniştemle"Bilerek 'eniştem' kelimesini bastırarak söylediğinde elimle fırlatacak birşey aradım "Taş yokmu lan"Taehyung bu kez daha büyük bir gülümseme bıraktı yemekhaneye.Bazıları bize dönsede umursamadan onun bu mutlu haline güldüm.

"Antilop eniştem diyecektin herhalde.Ha?"Gülerken kafasını belli belirsiz salladı "Evet,evet antilop eniştem diyecektim canım sen yanlış anladın"Çubuklarımı bırakıp elimle ağzımı kapattım her an ağzımda yediğim lokma karşımdaki esmer bedenin üzerine fırlayabilirdi.

Çoğu kişi bize deliymiş gibi bakıyordu ama umursamıyorduk.Taehyung kahkahasını gözünü sabitlediği bir yere baktıktan sonra kesmişti.Gülüşü yavaş yavaş soluyordu.

Yüzü eski ruhsuz haline bürünürken ona seslendim "N'oldu?"Cevap vermeyip yemeğine bakışlarını dikti.

Kafamı çevirip onun baktığı yöne baktım.Hoseok, bizimkilerle gülüşe gülüşe bu tarafa doğru geliyordu.

Onu bu hale getirdikten sonra nasıl halen daha gülebilirdi?

Hemde Taehyung'un yüzündeki gülüşüde soldururken.

Yemeğimi elime alıp Taehyung'u kolundan tuttum "Hadi.Kalk gidiyoruz"Boş gözleriyle bana bakıp kafasını olumsuz anlamda salladı."Gerek yok,otur"Gözlerine baktım.Yalvarırcasına.Benim için sorun yoktu ama o üzülürdü.Onu tanıyorum Hoseok ona o gün olanları ve söylenenleri hatırlatacaktı.Ve bu daha da üzülmesine sebep olacaktı.

Sorun yok dercesine gözlerini kapatıp açtığında kalktığım sandalyeye geri oturdum.

Tek çare bu masaya oturmamaları için dua etmekti.

Ama dualarım tanrıya ulaşmamış olacakki bu tarafa doğru geliyordular.

Çubuklarımı alıp başımı eğdim ve yemeğimle uğraştım.Yanıma gelen Do-Yun sayesinde eğdiğim başımı kaldırarak tatlı tatlı sırıtan bedene baktım.

"Naber~?"Sorusuna cevap vermeden önce yanındaki Hoseok'a baktım.Az öncekinin aksine yüzü düşmüştü gözleride ona bakmayan Taehyung'un üzerindeydi.

En azından pişman görünüyordu.Başımı tekrar Do-Yun'a çevirerek sorusunu yanıtladım "İyidir, senden?"Yanımdaki sandalyeyi çekti oturmadan önce elindeki tabldotu masanın üzerine bırakıp sandelyeye kuruldu."Harikayım"Dedi.

The Biggest Love |JİKOOK|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin