Cama yasladığım başım titremeye başladığında huzursuzca yaslandığım yerden kalktım ne güzel tekrar uyuyacaktım ama maalesef bu imkan elimden uçup gitmişti.
Kollarımı göğsümde birleştirip çatık kaşlarım ile etrafa baktım.Yanımdaki büyük beden bunu farketmiş olmalı ki "Bebeğim n'oldu?"Diyerek kasıklarımı okşadı ruhun bedenimi terk etmek üzere yola çıkmıştı bile.
Omuzlarımı düşürüp "Hiiç"Dedim.Okşadığı yeri sıkıp belirli hareketler ile okşamaya devam etti beynimdeki çoğu şey ters tepkimeye girmişti sorular-cevaplar, öfke-huzur her türlü birinin bu savaşı kazanması gerekmezmi tek bilmediğim bu savaşı hangi tarafların kazanacağıydı.
Jungkook çok fazla şey saklıyordu hemde haddi hesabı olmayacak kadar elbette ilişkimizde sorun olmasın diye göz ardı ediyorum çoğu zaman bugünlerde olduğu gibi tabii bunları aklımdaki kara deftere yazmıyor değilim hepsi açılıp aynı bir sınav gibi Jungkook'un karşısına geçtiklerinde ne bir istisna ne de bir kopya sadece soruları cevaplamak zorunda kalacak.Cevap veremezse nemi olur en fazla aramızdaki güven ipi kopardı ha birde şöyle bir ihtimal var.'Ya cevaplmazsa ne yapacaksın'?Çok güzel bir soru sadece ona iki seçenek sunacağım ve bu seçenekleri zamanı geldiğinde öğrenecek dilerim o zaman hiç bir zaman gelmesin.
Arabanın camına düşen yaprak camın arasına sıkıştığında tüm dikkatimle şekilli ve her kıvrımı mükemmel olan yaprağa baktım kim bilir nereden gelmişti hangi ağaçtan koparak yolunu kaybetmişti ama çok güzeldi.Arabadan inince ilk işim o yaprağı almak olacaktı.Hayır, hayır uçacak galiba sadece sapı camın arasında kalmıştı iki elimle ön cama yapışınca gözlerimle yaprağı takip ettim her sallanışında uçup gitmemesi için dua ediyordum.
Yaprağa o kadar odaklanmıştımki arabanın durduğunu dahi fark etmedim.Yan tarafımdaki kapı açıldığında da umursamadan bakmaya devam ettim.
Ama ön camın dış tarafındaki dövmeli bir elin yaprağı alması ile tüm dikkatim dağılıp yaprağı tutan kişiy,sevgilime baktım.Elindeki yaprağı sapından çevirip gülerek bana baktı bende ona gülüp elindeki hemen hemen sararmaya başlamış olan yaprağa baktım.
Tabii ki bu uzun sürmedi rüzgar esince pek bir etki etmedi ama ben havadan öpücük attığımda şapşal sevgilim elindeki yaprağı bırakmıştı.
Gözümdeki sönen mutlulukla yerde sürünerek giden yaprağa baktım.Jungkook kendine gelmiş gibi sağına soluna bakıp uçup giden şeyi aradı arabadan bir kaç adım uzaklaşıp yerdeki sarımsı şeye elini uzattı ama rüzgar inat ederek yaprağı sağ tarafa uçuşturdu Jungkook durmayıp peşinden koştu.Uzun bedenini eğerek koşmaya devam etti ama bir türlü yakalıyamıyordu bu beni güldürmüştü.Jungkook beni her zaman güldürüyordu.
Biraz daha uzaklaşıp koşar adımlarla yaprağın peşinden gitmeye devam etti ama sonunda yakaladığında elini yumruk yapıp zafer kazanmış gibi havaya geçirdi.Elindekini sıkı sıkıya tutup arabanın yanına geldi.
Kendi yerine oturup elindekini ban doğru uzattı "Al bakalım"Yüzümdeki anlamlı gülümseme ile karışmdaki bedene sarıldım "Güzelim böyle anı hareketlere alışık değilim az önce ne oldu ikimizde gördük"Dediği ile kıkırdayıp geri çekildim."Gördüm, gördüm."Siyah gömleğinin yakalarını tutup yüzlerimizi yaklaştırdım "Sen cidden mafya olamazsın"
"Hm,neden miş peki? Yoksa daha kötü şeylermi anımsatıyorum sana?"İki elimi yanlış anlaşılmamak için havada sallayıp"Hayır o anlamda değil az önce aynı bir çocuk gibiydin ve gözüme çok daha tatlı gözüktün."Ellerimi yanaklarına yerleştirip"Nedense sadece benim yanımdayken böyleymişsin gibi"Gözlerini kapatıp mırıltılar çıkardı adeta kediymişcesine "Öyle"Duraksayıp onun için özel olduğumu daha iyi idrak etmiş oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Biggest Love |JİKOOK|
Action"Benmiydim aşka inanmayıp seni üzen,yoksa senmiydin içimde olan aşkı hiçe sayıp giden" Yer altı mafyası Jeon Jungkook yıllardır takıntılı bir şekilde aşık olduğu doktor Park Jimin'in karşısına çıkmaya karar verir bu karar Jimin'in hayatını tamame...