Gözleri yüzüme ulaştığında her zerremi ezberlemek istercesine her santimine baktı.Gerçi bir kaç saat olmasına rağmen bana böyle bakmasını özlemiştim.
Elini yüzüme yaklaştırıp okşamak istediğinde elini ittirdim "Sana bir soru sordum değilmi?"Kolu yanındaki yerini aldığında söylemek istediklerimi gözlerimin içindeki enkaz ile ona anlatmak istedim.
"Üşüyeceksin" Enkazlarıma bir darbe daha vurdu duvarlarımı yıkmak istiyordu bildiğim tüm sınırlarımı yıkmak adına ant içmiş gibiydi.
Ellerini bu kez açıkta olan bacaklarıma götürüp şortun açık bıraktığı baldırlarımı sıkıp okşadı.Kasıklarım cayır cayır yanıyordu parmakları tenimde daire çizip duruyordu.Gölzeri ile etrafını kontrol edip duruyordu "Güzelim niye bu kadar kısa bir şort giyindin?"Şimdi anlaşıldı neden etrafı deli gibi kontrol ettiği demek kıskanıyordu peki hala güzelim demesi,her güzel anın içine etmek zorunda mıydı?
Çenesini parmaklarımın arasına alıp etrafda devriye atan gözlerini koyu topraklarımla birleştirdim içinde kaybolmuş gibi bakarken "Neden buradasın,Jeon?"Cevap vermediği soruyu tekrarladığımda çenesinde ki elimi tutup üzerine küçük bir öpücük bıraktı "Seni bekledim,seninle konuşmak için" Ben gittikten sonra hala buradamı beklemişti?
Elimi tutup parmaklarımızı birbirine kenetledi avucumun içinde şuan soba yanıyor gibiydi derince yutkunup ses tellerimi zorladım "Ne hakkında?"
"Otoparkta niye öyle gaza basıp gittin"bunu sana açıklayabileceğimi zannetmiyorum.Ne diyeyim Jungkook ben senden hoşlanıyorum da telefondaki kadını delicesine kıskandım mı dememi istiyorsun?Kendim dahi yeni yeni kabullenmişken sana nasıl tak diye söyleyeyim.
Sonunda ilk görüşte aşka inandığına göre level atlaya biliriz
Avucumdaki kıpırdanma ile gözlerim orayı buldu baş parmağı ile avucumu okşuyordu.Yok yok burası çok sıcak oldu dayanamıyorum bu adamın bu hareketlerine dayanamıyorum.
Boşta olan elimle siyah kapşonlümü indirdim hafif esen rüzgar terleyen enseme yavaşça çarpıyordu.Enseme tonlarca buz koyardım ama şuan karşımdaki kişi hareketleri sayesinde onları dahi eritirdi.
Sadece yatağıma uzanıp koyu kahvelerini düşünmek istiyorum konuyu şuracıkta kapatıp gitsem ne olurdu ki?Ne de olsa sürekli beni buluyor illaki konuşurduk biraz daha böyle kalırsak birinin acilen itfaiye çağırması gerekirdi.Jungkook'un bir eli kasığımda diğer eli ise küçük tombul ellerimde.
Göğüs kafesim akciğerime batıp her nefes verişimde geri çıkıyordu.
Yara olan ellerimize baktım ikimizinki de aynı duruyordu artık acısı dahi kalmamıştı özellikle ondokunduktan sonra zaten açtığı yarayı kapatıyordu
Yara elimi avucunun içine alıp baktı gözlerinde bin bir çeşit duygu vardı hangsini seçip alacağıma şaşırdım.Elimi avucundan alıp hayran olduğum yüzüne baktım.
"Seni bilmiyorum fakat benim yarın işim var o yüzden sonra konuşalım" hadi bakalım gitme vakti elimi avucundan çekip arkamı döndüm bileğimin kavranması ile tekrar o yöne döndüm "Söz ver" titrek nefeslerimin arasında "Ne için?" bir adım atıp tamamen dibime geldi.
Yapma be adam yapma.
"Sonradan benimle konuşacağına" yüzümde içini ısıtmak istercesine kocaman bir gülümseme vardı o da anlık şok geçirse de hızla kendini toparladı."Söz veriyorum, Jungkook"
Diğer eli ensemi bulduğunda yavaşça başını yaklaştırdı ona engel olmak istemiyorum elimi omzunun üzerine yerleştirip parmak ucunda ayağa kalktım.Ona yetişmek istediğimi anlayıp küçük bir kıkırtı döküldü ağzından başını eğdiğinde özlediğim dudaklarına kavuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Biggest Love |JİKOOK|
Action"Benmiydim aşka inanmayıp seni üzen,yoksa senmiydin içimde olan aşkı hiçe sayıp giden" Yer altı mafyası Jeon Jungkook yıllardır takıntılı bir şekilde aşık olduğu doktor Park Jimin'in karşısına çıkmaya karar verir bu karar Jimin'in hayatını tamame...