0.3♧

552 10 15
                                    

İyi okumalar♡

Medya: Karan Akın Novel

Cris arka kapıyı açıp yanıma gelince "İğne daha iyi olur aslında. Neden iğne istemiyorsun?" Diye sormuştu.

"Şey," korktuğumu söylersem gülerler miydi acaba?

"İğneden mi korkuyorsun?" Cris'in bir anda söylemesiyle ne diyeceğimi düşünmüştüm. "Hayır ya, ne korkacağım." An itibariyle bitmiştim. İğneden bu kadar çok korkmamın sebebini bende bilmiyordum fakat korkuyordum işte.

"Bekle Cris." Dedi yabancı.

Neden ona hâlâ yabancı diyordum? Adını sormak neden aklımdan geçmiyordu? Neyse ne ya, er ya da geç öğreneceğim zaten. Yabancı dersem bir sorun olmazdı herhalde.

"Bezi getir. İğne istemiyor." Beni bayıltacaklar mıydı? Cris arabadan inip ön kapıyı açmış bir şeyler yapıyordu.

"N-ne bezi! Beni bayı-" dudaklarımın üzerine elini bastırıp üzerime eğilmiş, yüzüme çok yakın bir mesafeden bakıyordu.

"Sesin çok çıkıyor Petek."

Adımı ağzından duymak beni biraz da olsa yumuşattı fakat benim kafam getirecekleri bezde kalmıştı.

Tam bu anda Cris elinde bir bezle gelmişti. Korku içinde bakarken yabancı, Cris'in elindeki bezi bana doğru tutmuştu. Gözlerimi kapatıp bu yaşadıklarımın bir rüyadan ibaret olmasını istedim...

Olmadı.

Ben rüyada değildim. Bunların hepsi gerçekti.

"Uykun var sanırım." Yabancının sesi kulaklarımı doldururken gözlerimi açtım. "Hayır, yok." Aslında vardı ama ya bana bir şey yaparlarsa diye düşünmekten kendimi alamıyordum.

"Peki," bezi önümden çekerken cebinden telefonunu çıkarıp bana uzattı. Önce saate baktım. 20:07. "Giyeceğin kıyafetleri seç. Sipariş verelim hemen." Ne diyordu bu?

"Ne kıyafeti be! Delirdin mi sen!? Beni neden kaçırdığını bile bilmiyorum ve sen bana kıyafet seç diyorsun!" Ağlamaya başladım. Senelerdir ağlamadığım göz yaşını döküyordum. Biriktirmiştim hepsini. Kollarını uzatıp kendine çekti beni. Göğsüne yumruklar atarak bağırmaya devam ediyordum.

"Bugüne kadar hayatım güzeldi fakat artık senin yüzünden değil!"

"Neden ben lan!? Neden ben, neden?" Hıçkırarak ağlıyordum bu seferde. Neden bu kadar çok ağlıyordum?

"Ne istiyorsun benden!? Ne istiyorsun?" Ağlamam şiddetlenmiş, göğsüne sayısız kez yumruklarımı geçirmiştim. Ellerim ve gözlerim ağrıyordu. Ağlamamın biraz da olsa geçmesini beklemiştim. Bir kaç dakika sonra ne ağlıyordum ne de bağırıp onun göğsünü yumrukluyordum. Göğsünde uyuya kalacak kıvama gelmiştim resmen. Kafamı kaldırmaya çalışmıştım fakat başarısızdım. Her yerim ağrıyordu.

"Petek? Kucağımda uyumak ister misin?" Kafamı salladım. Şu an rahat etmek istiyordum. Her ne kadar kaçırılmış olsam da rahatlık istiyordum işte.

Beni kaldırıp kucağına oturttuğunda Cris'e "Battaniyeyi ver çabuk." Diye fısıldamıştı. Üzerime örtülen battaniyeyle gözlerimi açmıştım. Kafamı kaldırıp ona baktığımda yüzünü kapatan o şeyi çıkardığını yeni fark etmiştim.

Sahi ne zamandan beri böyle duruyordu? Yüzü çok güzeldi.

Gözlerimi kırpıp ona bakmaya devam ettiğimde onun kokusuyla uyuyacak hale gelmiştim. Yüzü karanlıkta pek belli olmuyordu. Fakat bir yerde durduğumuzda arabaya ışık vuruyordu. Gözleri çok güzeldi.

Fransız MafyaWhere stories live. Discover now