1.2♧

210 7 2
                                    

İyi okumalar♡

Dizlerimin üzerine çöküp bağırarak ağlamaya başladım.

Ben fazla mı drama queendim?

Kafamı koltuğa yasladım. Karan yanıma çöktüğünde sıkıca sarıldı. Saçlarımı okşamaya başlamasıyla aklıma annem gelmişti. Daha çok ağlamaya başladım. Annemi özlemiştim.

"Sorcière orange ! Pourquoi pleures-tu!?" (Turuncu cadı! Neden  ağlıyorsun!?)

Cris'in sesini duyduğumda Karan cevap verdi. "Un peu sensible. Tu sais. Allez-vous au marché ensemble ? J'ai un salaud dont je dois m'occuper." (Biraz hassas. Biliyorsun. Birlikte markete gider misiniz? Halletmem gereken bir şerefsiz var.) Cris ise cevabını verdi hemen.

"S'il veut, oui, j'y vais." (Kendiside isterse evet, giderim.) Ardından sertçe devam etti. "Sans moi!? Qui est cet chanceux?" (Bensiz mi!? Kimmiş bu şanslı?)

"Notre chauffeur." (Bizim soför.)

Cris, "Mel-" dediğinde Karan onu susturdu. "Chut. Ne donnez pas votre nom."(Sus. İsim verme.) dedi. Başımı kaldırıp şişmiş gözlerimi ona diktim. "Ne konuştunuz?" Bağırmaktan ağrımış boğazımla ve kısılmış sesimle konuştuğumda sesim çatallı çıkmıştı.

"Birlikte marekete gider misiniz?, diye sordum."dedi. Pek inandırıcı gelmese de "Gitmek istemiyorum." dedim. Tamam anlamında mırıldandığında Cris'e döndüm. "Oyun oynayalım mı?" Heycanla sorduğu soruya "Yemek yapalım? Oyunları pek bilmiyorum."diye cevap verdim. Anında kafasını sallayınca yerden kalkmıştım. Karan'da ben kalkınca kalkmıştı. "Ben gidiyorum o zaman, iyi eğlenceler. Güzel yapın bak, aç geleceğim eve." Dalga geçercesine konuştuğunda güldüm. İkili de güldüğünde Karan kapıya doğru gidip ayakkabılarını giyiyordu. "Ben bir yukarıya çıkayım, geleceğim. Sende tariflere bak istersen." Diye Cris'e seslendiğimde merdivenlere geldim.

Yukarıya, odama gelince önce banyoya girdim. Banyodaki işlerimi bitirip telefonumu aramaya başladım. Aşağıda olma ihtimali vardı. Aşağı inip telefonumu aldığımda Cris, "J'allais te demander ce que tu aimerais manger, mais Karan nous a envoyé une liste de repas que nous préparerons. C'est pourquoi nous choisirons un plat et le préparerons.." (Ne yemek istersin diyeceğim ama, Karan yapacağımız yemek listesini atmış. O yüzden içinden bir tane yemek seçip yapacağız.) Demişti. Uzun uzun söylediği hiçbir şeyi anlamadığım için suratına baktım. Sessizliğimi anlamış olacakki telefondan kafasını kaldırıp bir süre baktı. Öylece bakıştık.

Anlamış bir şekilde ağzını açtığında söylediklerini çevirmişti.

Neden Karan'ın menü verdiğini anlamasamda olsun.

Yemeklerin içinden köfteli makarna ve kaşık salatayı seçmiştik. İçecek olaraksa kırmızı şarap içecektik. Cris çekmecenin birinden iki önlük çıkardı. Birisi, hem rengi beyaz hemde üzerinde beyaz deniz kabuğu desenleri olan önlüktü. Diğeri ise siyah ve üzerinde bıçak, kadeh ve küçük yıldız desenlerinin karışık olduğu bir önlüktü. Saçlarım açık olduğu için hemen bileğimde her zaman duran beyaz tokamla, düşük dağınık topuz yapmıştım. Cris, elindeki beyaz önlüğü kendisi takarken diğer önlüğü bana uzattı. Ben önlüğü takarken Cris telefonu ile ilgileniyordu. Muhtemelen tarife bakıyordu. Telefonunda işi bittiğinde kenara koyup "Basitmiş ya. Daha önce köfte denemedim aslında ama olsun. Yaparız bir şekilde." demişti. Kafamı sallayıp "Ben daha önce yapmıştım. Ablam beğenmişti. İstersen köfteyi ben yapayım. Sende salatayı yaparsın. Olur mu?" dedim. Kafasında bir şeyleri tarttıktan sonra kafasını sallayıp "Olur." demişti. Cris dolaptan malzemeleri çıkarırken, bende yerlerini bildiğim tencerelerden bir tanesini çıkardım. Salata içinde tabak çıkarıp tezgaha koydum.

Fransız MafyaWhere stories live. Discover now