0.7♧

353 9 6
                                    

İyi okumalar♡

"Çocukluk arkadaşımın kardeşine aşığım çünkü."

Anlık itirafı ağzım açık kalmama sebep olmuştu. Uzandığı yerden bana doğru gelip, "Sana demedim mi, arılar papatyaları sever diye?" demiş ve eliyle ağzımın kapanmasını sağlamıştı.

Kendimi dışarı attığımda anlık bir heyecanla elim kalbimin üzerine gitmişti. Kalbim hızla çarparken çevremdeki seslere kulak verdim. Karan'ın gülme sesini duydum. Ayrıca bir ses daha vardı.Cris'in ağlama sesi geliyordu.

Yanına gitmek istesem de belki özel bir şeydir diye arabaya tekrar bindim. "Cris'e bi bakar mısın? Bir şey olmuş galiba."dedim. Anında ayaklanırken hızlıca üzerine tişörtünü geçirip arabadan inmişti. Arabada sadece ben vardım. Birde sürücü koltuğunde uyuyan Melih. Boğ şu salağı Petek!

Karan'ın telefonu buradaydı. Kilit ekranında bir kız ve kendisinin diye tahmin ettiğim çocukluğu vardı. Arkalarında ayçiçeği tarlası vardı. Birbirlerine sarılıyorlardı. Çok tatlı çıkmışlardı.

Açmak ve açmamak arasında kalsam da açtım. Şifresi vardı. Ne olabilir diye düşünmeden önce denedim. 1905

Açılmıştı. Galatasaray'lı, kesin fanatik! Ana ekranında ise papatya tarlası vardı. Papatyaları sevdiğini biliyordu. Evet biliyordu. Sonuçta beni çocukluğumdan beri tanıyordu. Ailemi bile tanıyordu. Papatyaları sevdiğimi bilmesi gayet normaldi bence.

Şimdi ben telefonu açmıştım da, ne yapacaktım?

Galerisine girmeye karar verdim. Gözüme çarpan ilk fotoğraf; Yasemin'in salıncakta oturup, dizlerini kendine çektiği ve yüzünün görünmediği bir fotoğraftı. Bu fotoğrafı bir hafta önce ben çekmiştim. Çekirdek kola yapıyorduk birlikte.

Neden fotoğrafım var onda?
Fotoğrafımı nerden bulmuştu?

Biraz daha aşağılara kaydırdığımda, resmen benim galerimin Karan'ın telefonunda olduğunu fark ettim.

Galerimdeki bütün fotoğraflarım onun galerisinde de vardı!

Karan ve Cris'in sesi yaklaştığı için telefonu kapatıp aldığım yere, aldığım şekilde koydum. Görüş açıma bu ikili girdiğinde Cris'in mavi gözleri kızarmış ve şişmiş, Karan'ın ifadesi ise kötü bir şey olduğunu gösteriyordu.

Cris'i koltuğa oturtup, beni kolumdan tutup arabadan indirdi.

"Konuya hızlıca geleceğim."elini ensesine atıp kaşıdı." Üç yıldan beri sevgilisi vardı...Ayrılmışlar. Kız, kariyerime odaklanacağım falan deyip zırvalamış. Halbuki Cris için ailesinden vazgeçmişti."

"Kariyerine hiçbir zaman odaklanamaz. Cris'i geçiştirmiş sadece. Yalan söylüyor yani." dedim hemen. Çünkü etrafımda ne kadar insan varsa böyle söylemişti. Ablamda yaşamıştı bunu konuştuğu çocukta. Ablam, 'sevgili olmalıyız artık' deyince, çocuk hemen 'kariyer yapmayı planlıyorum, sevgili işleri bana ters' demişti. Üç ay sonra da nişanlanmıştı.

Onu da boğalım Petek!

"Sen nerden biliyorsun?" (Ne sandın yar-) şüpheyle baktığında geçiştirirek "Biliyorum işte." Demiştim. Daha fazla kurcalamadan arabaya yürüdü ve bindi. Bende peşinden gelip bindim. Cris ayakta uyuyordu. Boynu ağrıyacaktı.

Karan, Cris'in üzerine battaniye örttüğünde, Cris hiç hissetmemişti. Uyumaya devam ediyordu.

"Uyu istersen biraz." Demişti. O sırada uyku çökmüştü üzerime. Yol boyunca mola verir gibi durmuştuk. Bir kaç saatte alışmıştım onlara. Bu hiç iyi bir şey değil. O yüzden İstanbula gitmemiz bu kadar uzun sürmüştü. "Saat kaç?"diye sorduğumda telefonunu açıp "Üç buçuk." demişti sadece. Arkama yaslanıp güzel bir uyku çekmek istiyordum.

Fransız MafyaWhere stories live. Discover now