0.2♧

608 12 6
                                    

İyi okumalar♡

Olaylar bu bölümden itibaren başlıyo. Saçma bulanlar olacak fakat ben sabırlı birisi değilim ve eminim ki kitap için en iyisi bu olacaktı. Şimdiden söyleyim dedimm. Umarım beğenirsiniizz♡

Medya: Kardelen Haskara

Nihayet dersler bitmiş, dershaneden çıkmıştım. Eve gitme vaktim gelmişti. Gezmek istiyordum biraz, fakat eve gidene kadar akşam olurdu. Yasemin'i aramak geçti aklımdan fakat bugün annesi Necla teyzeyle birlikte kuzenlerine gideceklerdi.

Abimi arasam diye düşünürken hastanede işler yoğun olabilir diye düşündüm.

Yengemi arasam yeğenimle uğraşıyordur.

Ablamı arasam... ablamı zaten biliyorsunuz.

Başka zaman gezerim diyerek eve doğru yürümeye başladım. Sabahları otobüs, dershanden çıktıktan sonra da yürümeyi tercih ediyordum. Benim için spor oluyordu. Hava soğuktu ama olsun.

•••

Eve gelene kadar saat akşam yedi olmuştu. Anahtarımı bulamayışımın verdiği hüzünle kapı ziline bastım. Ayakkabılarımı çıkarırken ablamın sesini duydum. Birkaç saniye sonra kapı açıldı.

"Hoşgeldin canikom." Yorgun hali sesine de yansımıştı. Bir de ben salak gibi kapıya kaldırmıştım onu.

"Hoşbuldum canikom." Deyip sarıldım sıkıca. O da bana sarılırken içerden bir ses geldi.

Korkuyla ablama bakarken "O ses neydi?" Diye sordum. Ablam kafasını bilmiyorum anlamında sallarken, ben telefonumu abimi aramak üzere açık tutuyordum.

Bir ses daha geldiğinde ablamla bakıştık. İçerinin ışıkları açık değildi, bu yüzden etraf karanlıktı. Ablam içeriye doğru adım attığında kolunu tutup onu durdurdum. Yorgun olduğundan bir şey olduğunda hızlı davranamazdır diye düşündüm. Sesin geldiği yere yani içeriye gidince bir şeyin hareket ettiğini duydum. Giriş kapısının hemen ilerisinde oturma odası vardı. Mutfağımız ise Amerikan mutfaktı.

Odanın lambasını açmam içinse mutfağa doğru gitmem gerekiyordu. Telefonumun ışığını açmak için kafamı telefonuma çevirdiğim sırada dudaklarıma birsinin eli kapanmıştı. Korkuyu iliklerime kadar hissederken bu kişi o kadar sessizdi ki beni kendisiyle birlikte yavaş adımlarla mutfağa ilerletti. Elimdeki telefonumu ise eline almayı ihmal etmemişti.

"Elimi bıraktığım anda bağırırsan sonun olur. Ablana burada kimsenin olmadığını, odasına gidip dinlenmesini söyle. Ses tonunu ayarlamayı unutma." Bu kişi her kimse genç birisiydi. Bir erkeğin sesi bu kadar güzel olmamalıydı.

Kaçırılıyorum ben, neden aklımda böyle şeyler var?

Kafamı hafiften sallayıp dudaklarımdaki elin çekilmesini bekledim. Ellerini çektiğinde ise gözlerimi kapatıp "Canikom burda hiçbir şey yok. Sen odana gidip dinlen, bende bir şeyler yiyeyim. Olur mu?" Ses tonum gayet sakindi fakat yanımdaki kişiyle birlikte vücudum öyle demiyordu.

"Tamamdır hayatım. Az sonra uyurum ben. Çok ses çıkarma lütfen." Dedi ablam. Yanımdaki yabancı mutfağın ışığını açıp bana baktı.

"İyi uykular bebiş."diye ablama seslendiğimde yavaş hareketlerle yanımdaki kişiye döndüm. Simsiyah giyinmiş, kafasına sadece gözlerinin görünebileceği bir şey ve ellerine yarım eldiven takmıştı. Bu haliyle birlikte korku tekrar zihnime yüklenirken geri geri gittim. Bir şey yapacağımı anlamış ki tezgahın üzerinde, neden orada olduğunu bilmediğim bıçağı eline alıp kalbimin üzerine doğru tuttu. Aynı zamanda da yaklaşıyordu.

Fransız MafyaWhere stories live. Discover now