18

47 6 0
                                    


     OKUMAYA GEÇMEDEN BURAYA GÖZ ATIN LÜTFEN!

ARKADAŞLAR BİLİYORSUNUZKİ UZUN BİR MÜDDETİR BİR KİTAP YAZIYORUM.İLK ÖNCE PEK BİR UMUDUM YOKTU AÇIKÇASI.
FAKAT BENİM BİLE ŞAŞIRACAĞIM ŞEKİLDE KİTABIM SEVİLDİ.ANCAK BİRKAÇ SORUNUMUZ VAR ONLARA DA BİRAZDAN DEĞİNECEĞİM.

SİZDEN BİR FİKİR YARDIMI İSTİYORUM.AKLIMDA YENİ KURGU VAR.POLİSİYE KURGUSU!KONUSUNA PEK DEĞİŞMEYECEĞİM FAKAT DAHA ÖNCE KİMSENİN BÖYLE BİR ŞEY YAZDIĞINA ŞAHİTLİK ETMEDİĞİMİ BİLMENİZİ İSTERİM.

SİZE SORUYORUM EĞER BÖYLE BİR KURGUYA BAŞLARSAM OKUR MUSUNUZ?YOKSA BENİ YARI YOLDA MI BIRAKIRSINIZ?

DİĞER HUSUSTA OY KULLANMAMANIZ!SADECE BİR YILDIZA BASMANIZI RİCA EDİYORUM.KIYAMETİ KOPARMAYIN,SADECE YILDIZA BASARAK BANA VE KİTABIMA DESTEK OLUP EMEĞİME SAYGI DUYUN YETERLİDİR.


Sizleri çok seviyorum💙

KEYİFLİ OKUMALAR🖤

Dona kalmak.

Şu tabir şuan bana o kadar yakışıyorduki anlatamıyorum size.Ne kalkabiliyorum,ne de hareket ediyorum.Sadece düşünüyorum.Neden böyle yaptı?Neden bunu yaptı?

Söylediklerini ve az önceki durumu bir kenara atmalı ve kalkıp hazırlanmalıydım.Dışarı çıkarttığım iç çamaşırlarımı giydim.Valizi karıştırarak içinden koyu kahve tonları bir plazzo pantolon,üstüm içinde dantelli,siyah,göğüs dekolteli bir korse giydim.

Islak saçlarımı kurutup düzleştirdim.Ön perçemlerime ise hoş gözüken bir şekil verip ten makyajımı yaptım.Kahve tonlarında bir ruj sürüp şeffaf bir glossla üstünden geçtim.Çok sevdiğim vanilyalı ama bir o kadar baştan çıkarıcı,zaman geçtikçe sanki tenin kendi kokusuymuş gibi hissettiren o parfümümüde sıktım.

Siyah stilettomu ve siyah kol çantamı takıp,benim gözümde çok zarif duran bir kolyeyi de boynuma geçirdim.Tam anlamıyla hazırdım.Hayır sadece dışarıya çıkmak için hazırdım,onun yüzüne bakmak için değildim.

Aradan çok geçmedi sadece bir on dakika sonra kapım çaldı.Sakin adımlarla gidip kapıyı açtığımda karşımda beklediğim aksine Burak vardı.

"Hazır mısın şekerim?"yüzünde asla solmayan bir sırıtışla,gözlerini kısarak bana bakıyordu."Hazırım,çıkalım mı?"dediğimi başını onayladı.Asansöre binip en alt kata geçtik.Restoran ve küçük açık büfeler otelin en alt katındaydı.Resepsiyonun çaprazında görülen restoranta doğru adımlıyorduk,şimdide.

"Herkes bizi mi bekliyor?"sorduğum soru ile Burak sırıtara bir elini belime bırakıp saçıma öpücük kondurdu, restorant kapısından içeri girerken."Solistlerin ilk gidildiği nerede görülmüş,hayatım?"dediği şey ile bu sefer bende güldüm.Bu çocuk tam bir efsaneydi.

Masamıza doğru adımlarken birkaç bakış bize döndü.Bunların arasında o da vardı.Ve tam şuanda Burak'ın tuttuğu belime bakıyordu.Ama tepkisini sabit tutuyor ve ne düşündüğünü anlamama izin vermiyordu.
"Selam gençlik!"Burak her zamanki gibi neşe ile herkese selam verdi.Birkaç bakış bana dönünce bende gülerek "Merhaba."dedim.Bunları yaparken hep bir bakış vardı üzerimde,kahretsin bu bakışların sahibi açık ve netti.

Burak benim sandalyemi çekerek oturmamı sağladı.Masadakiler ise gülerek ve "o" "vayy" gibi sesler çıkararak bize bakıyorlardı.Bu insanlar çocuklaşmaya yer arıyordu.Ben Barış'ın solunda iken Burak benim yanıma oturdu.Çok geçmeden de garson gelip siparişlerimizi sordu.Ben etin hiçbir türünü yiyemediğim için değişik lezzetlere sahip olan bir salata söyledim.

TESÂDÜF'ÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin