"Felix.. Hadi okul zamanı""Hm?"
"Okul vakti, uyan"
"Uyandım"
"Bak okul kıyafetlerini buraya koydum. Giyersin. Eğer istersen askılıkta ceketin de var, onu da üstüne giyebilirsin. Banyo da hemen senin kapının önündeki oda"
"Tamam, teşekkür ederim abi"
"Rica ederim. Bu arada çantanı da hazırladım. Ben aşağıdayım"
"Tamamm!"
Abim aşağı indiğinde masama bıraktığı pantolon ile okul formasını giydim. Askılıktaki bahsettiği ceketimi de aldım. Banyoda elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Saçlarımı da önümde duran tarak ile düzelttikten sonra tamamen hazırdım. Banyodan çıktığımda çantamı sırtıma takarak salona gittim. Abim beni oturmuş bekliyordu. Beni gördüğünde hemen ayaklandı. Ayakkabılarımızı giyip yürümeye başladık. Okuluma doğru gidiyorduk, nasıl bir yerde okuduğumu merak ediyordum açıkçası. Okula geldiğimizde bir göz gezdirdim, cidden güzel bir yerdi. Jisung yanıma gelince abim başkalarının yanına gitti, büyük bir ihtimal arkadaşlarıydı. Beni sınıfıma götürüp sıramı gösterdi, beraber oturuyormuşuz. Zarzor tanıdığım biri ile oturmak güzel!
"Jisung"
"Efendim lix"
"Sen benim nasıl bu hale geldiğimi biliyor musun? Abime sordum cevap vermedi"
"Aslında... Sen sınıfa dolu gözlerle gelmiştin. Ne olduğunu sorduğumda hyunjin hakkında birley anlattın sonra ağladın. Seni lavaboya götürdüm çıkarken benim sınıfa gitmemi söyledin. Bende gittim. Geldiğinde hep sustun. Tenefüste ben Abin ve Minho seni konuşturmaya çalıştık, ama konuşmadın. En son elin ile kulağını ve gözünü kapatıp kalktın ayağı. Ne olduğunu anlamadan bi baktık, yerdesin. Hocalar ambulansı aradı, gelip aldılar seni. Olay böyle gerçekleşti"
"Hyunjin... Demek beni bu hale o getirdi"
"Hyunjin kim tanıyor musun?"
"Evet, dün instagramdan yazıştığım kişi. Kırmızı saçlı sansar çocuk, değil mi?"
"Evet evet, tam kendisi!"
"Anladım. Rica etsem onu benden uzak tutar mısın?"
"Evet evet, tutarım"
"Sanki birşeyler hatırlıyorum gibi... Aklımda bir görüntü gidip geliyor.."
"Felix, ne görüyorsun?"
"Hyunjin ve bir kız.."
"Ne? Ne yapıyorlar peki?"
"Anlayamıyorum, gidip geliyor aklım.."
"Su içmek ister misin?"
"İyi olur"
"Al bundan iç, daha ağzımı değdirmedim"
"Ben sana tenefüste alayım, olur mu?"
"Yok, sorun değil"
Suyu kafama dikip sakinleşmeye çalıştım. Aklımdaki bu görüntünün gidip gelmesiyle kalp atışlarım hızlanıyordu. Anlamadığım bir şekilde öfke doluymuşum gibi hissediyordum. Madem o benim sevgilim, bir kız ile ne işi var? Belki böyle olmadan önce psikolojimi bozan buydu... Olabilir mi sizce?
...
"Felix, hadi gel bahçeye çıkalım"
"Olurr, sevgilin de bu okuldaysa o da gelsin. Tek kalmasın"
"Onun haberi var. Çardakta bizi bekliyor"
"Tamam o zaman, hadi gidelim"
"Gel bakalım"
Kolunu koluma geçirdiğinde şaşırdım. Neden böyle birşey yapmıştı? Sevgilisi kızmaz mı? Gerçi arkadaşız.. Belki de daha önceden de yapıyordur. Alışkanlık olmuş olabilir, insan hali.
"Felix! Nasılsın bakalım"
"İyiyim Minho, sen"
"İyidir. Bugün biraz daha iyisin sanki. İyileşiyorsun yavaş yavaş"
"Herşeyi hatırlasam daha mutlu ve iyi olacağım"
"Merak erme, az bir zaman kaldı. Bu hafta belki aklın yerine gelebilir!"
"Cidden mi? Umarım dediğin gibi olur.."
"Umarım"
"Felix"
"Efendim Jisung"
"Şu dediğin hyunjin ve kız, onu hala görebiliyor musun?"
"Hayır, malesef..."
"Hmm, anladım. Gördüğün zaman anlat hemen, tamam mı?"
"Peki, anlatırım"
...
Çıkışa kadar beraber vakit geçirdik. Teneffüslerde Hyunjin denen kızıl ikide bir rahatsız etse de Minho ve Jisung yanıma yanaştırmadılar. Onlara karşı mahçup hissediyorum.. Sanki onlara yükmüşüm gibi hissediyorum.. Umarım onlar öyle görmüyorlardır!
Abim geldiğinde beraber evimize gittik. Evimizin hiç dıştan görünüşüne bakmamıştım, cidden güzeldi. Beraber asansöre binip evimize geldik. Abim anahtarı ile açtığında kendimi koltuğa attım. Bugün yepyeni şeyşer öğrenmiştim çevrem hakkında. L
Kişiliğim, yaptıklarım hakkında. Bir ara abimle beraber Jisung'u kurtarmışız. Adam dövmüşüm dediklerine göre. Taekwondo biliyormuşum, şimdi de hareketlerini biliyorum, sadece bu hareketler ile neler yaptığımı hatırlamıyorum. Yorgun olduğum için abime odama gideceğini söyledim
. Kabul ettiğinde odama koştum. Dolabın içinden birkaç rahat elbise aldım, benim elbiselerim olması gerekiyordu bunların. Seçtiklerimi giyip yatağıma uzandım. Kenarda manga kitapları gördüm. Ne yani, ben manga mı okuyorum?Seri kitaplar olduğunu gördüğümde bir tanesini alıp okumaya başladım. Bölümler ilerledikçe aşırı derecede sarmıştı, okurken komik yerker de çıkabiliyordu. Havanın karanlık olduğunu görüp kaldığım sayfayı üstten katlayıp yerine koydum. Yatağımın içine girerek tavana baktım. Acaba ben eski halimde olsam şu an ne yapardım? Ben sürekli sabahlayan biri miyim? Yoksa hep uyuyan biri mi? İyi bir hayatım mı vardı? Okul hayatında başarılı mıydım? İyi biri mi kötü birimiydim?
Bütün bu soruların cevabını bulmak için aklımdan birşeyler canlandırmaya çalışoyordum. Çalışsam da bir işe yaramıyordu. Sadece kız ve Hyunjin'i görüyordum. Bir anda görüntü netleşti, sadece film rulosu gibiydi, sinemalarda izlemek gibiydi.Bir süre sonra sınıfa gittiğimde görüntü gitti, neler olduğunu anlamadım, fakat eskiden bir yaşadığım olay olduğuna emindim. Bu... Bu mu beni bu hale getirmişti? Hm? Siz her şeyi başından beri okuyorsunuz.. Siz söylesenize! Doğru mu tahmin ediyorum?...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HURT | Hyunlix
Short Story"Abi" "Hm?" "Ben ölürsem, mezarlığıma her hafta gelir misin?" ... [angst]