HURT | Hyunlix

1.

"Felix! Hadi uyan artık"

"5 dakika daha..."

"Abicim, biraz daha uyanmayı reddedersen geç kalacağız okula"

"Off tamam kalktım"

Her zamanki gibi boşluk içinde uyanmıştım. Chan abim sağ olsun erkenden uyandırmıştı beni. Erken uyanmayı sevmem, ama bugün okullar başlıyor. 3 aylık tatil de bitti... 10 sınıf oldum artık.

Kendi kendime içimden yakınırken çantamı hazırlayıp okul formamı giydim. Forma üstüne bol gri renkli kumaş ceketimi geçirdikten sonra banyodaki rutinlerimi tamamlayıp aşağıya indim. Baktığımda abim kahvaltı yapıyordu. Yemek ile fazla aram olmadığı için salonda oturdum.

"Felix! Çabuk mutfağa"

"Abi ya! Birşey yemek istemiyorum zorlama artık"

"Off, hayatımda senin kadar inatçı bir insan görmedim. Hadi kalk okula gidelim"

"Tamam"

Yerimden kalkıp abimi takip ettim. Ayakkabılarımızı giyip yürüyerek okula gittik. Sabah annem ve babam erkenden çıktıkları için abim ile tek kalıyorduk. Akşam da geç saatlerde dönüyorlardı zaten. Okula geldiğimizde abimin bir arkadaşı yanına geldiği için beni tek bıraktı. Cam kenarındaki sırama oturup dışarıya boş boş baktım çünkü konuşabileceğim kimse yoktu. En sonki arkadaşlığımda bana hareketlerimin çocuksu olduğunu söyleyip arkadaşlığını kesmek istediğini söylemişlerdi. Anlayışla karşılayıp onlarla iletişimimi kestim ben de. Umarım yeni biri ile tanışırım, çok ihtiyacım var.

...

Tenefüs olmuştu. Koridorda abimin yanına gidecekken biri ile konuşarak kenardan geçmişlerrdi. Beni takmamıştı bile. Birşey olmaz diyerek lavaboya doğru yürüdüm. Miğdem bulanıyordu, neden bilmiyorum. Lavabodan içeri girdiğimde bir çocuğun bana bakıp aşağılayıcı şekilde güldüğünü fark ettim.

"Neden öyle sırıtıyorsun? Birşey mi yaptım?"

"Ahh, senin birşey yapmaman mümkün mü! Koca bebek"

Bir anda gülmeye başlamıştı. Ne olduğunu anlamadım. Yüzümü yıkayıp bir peçete alarak silmeye başladım. Kırmızı saçlı çocuğun hala bana olan gülüşlerini duyabiliyordum. Oradan hemen ayrılıp koridorda yürürken parmaklarım ile oynamaya başladım. Ellerimin titrediğini hissedince sınıfa koştum. Sırama oturup kafamı sırama yasladım ve ceketimin şapkasını taktım. Ben ona birşey yapmadım ki... Neden bana böyle davranıyor? Bilmiyorum. Umarım bir dahakine böyle davranmaz.

...

"Çocuklar, okulumuza yeni bir öğrenci geldi. Birazdan burada olur lütfen düzgünce karşılayalım"

Merakla kimin geleceğini bekliyordum. Hoca ders işlerken bir anda kapı çaldı. Yeni öğrenci gelmişti. Hoca 'gir' dediğinde içeriye tatlı kahve saçlı bir çocuk girdi.

"Hoşgeldin canım, kendini sınıf arkadaşlarına tanıt bakalım"

"Merhaba... Ben Han Jisung. Umarım sizinle iyi anlaşabiliriz.."

"Teşekkürler, nereye istersen geçebilirsin"

Jisung adlı çocuk etrafa bakınıp bir anda gözünü bana çevirdi. Daha sonra gülümseyip parmağı ile yanımı gösterince çok mutlu oldum. Yanıma geldiğinde ilk önce eşyalarını yerleştirdi daha sonra da bana bakıp çekingence elini uzattı.

"Merhaba, şey... tanışalım mı?"

Sıcak bir gülümseme göndererek elini tuttum.

"Tabikii, Ben Felix, Lee Felix"