2. Bölüm

2.9K 311 226
                                    

Merhaba

Nasılsınız?

Düzenli bir şekilde ithaf yapmak istiyorum. İthaf isteyenlerin beni takip etmesi yeterli <3

-Keyifli okumalar-

Kelimelere dökülemeyen hisler. Uzun süredir hislerimi kelimelere dökemediğimi fark ettim. Bu farkındalıkla aydınlandığım ilk an göğsüme giren sancıyı dün gibi hatırlıyordum. Acı verici de olsa içimde yeşeren çiçeğin kökleri büyük bir hızla kalbime bağlanmıştı. Şikayetçi değildim ancak  bazı acı verici gerçekler vardı; istemesem de bir yanım bu gerçekleri bas bas bağırıyordu. Ne kadar kulağımı kapatıp başımı dizlerimin arasına alsam da duyuyor, biliyor, anlıyordum. 

Başım, bacaklarımın arasında ne kadar kalacaktı bilmiyordum ama bildiğim tek bir şey vardı; Ruhun bedene tutsak olduğu gibi kalbim, bir kalbe tutsak olma yolunda ağır adımlarla ilerliyor geri dönüş için tek hareket dahi yapmıyordu.

"Efsan, börek yanacak!" Annemin sesiyle birlikte daldığım yerden bakışlarımı çektim. 

Fırının yanında durmamdan dolayı yüzümün kızardığını hissediyordum. Oflaya oflaya fırını açıp böreği kontrol ettim. Pişmemişti. "Daha pişmemiş anne." dedim baygın bir sesle. Hava çok sıcaktı, yakıcı güneş tepede tüm güzelliğiyle duruyordu. Tarif edilemeyecek bir sıcaklık söz konusuydu.

Annem bekçi gibi, fırının önünde dikmişti beni. Her an bayılabilir veya havale geçirebilirdim. 

"İşim bitti benim, sen git Yaren'e yardım et. Ben bakarım böreğe." Ellerini yıkayıp bana doğru ilerlediğinde derin bir nefes aldım. "Allah razı olsun." dedikten sonra adeta kaçar gibi mutfaktan çıkmıştım. Kahvaltıdan sonra Çetin abimle Sungur, işlerinin olduğunu söyleyip evden ayrılmışlardı. Ömer abim, perdeleri asmış yerleri de süpürdükten sonra annemin yeni bir iş vermesine kalmadan evden kaçmıştı. Babam ise Berfin'in keyifsiz halini görüp onu dışarıya çıkarmıştı.  

Kısacası bu hikayede yanan ben ve yengem olmuştuk. 

Gündi Seyit gibi, "Yardım lazımdır abey." diye bağırdığımda yerleri silen yengemle göz göze geldik. Başını sallayarak güldüğünde bende ona katılıp gülmüştüm. 

"Lazım." 

Başımı büyük bir hüzünle salladım. Oysaki lazım değil demesini beklemiştim. Suya düşen hayallerimle beraber bende bir taraftan evi silmeye başladığımda yengemin devamlı olarak duraksaması ve iç çekmesi dikkatimi çekmişti. Yerleri silmeyi bitirene kadar hiç bir şey demedim. Ne zaman yerleri silmeyi bitirdik işte o zaman söze girdim, "Yaren, iyi misin?"

Arkasına yaslanıp deri nefes aldığını gördüm. Gülümsedi, içindeki hezeyanı dışarıya vurmaktan korkar gibiydi. Ses etmedim, konuşmasını bekledim. 

"Her zaman ki saçma sorunlar." dedi, kısık çıkan sesiyle. 

Bakışlarım gözlerinde asılı kaldı. Dudaklarımı birbirine bastırıp gülümsemeye çalıştım. Kastettiği saçma sorunlar; tüm çabalarına rağmen olmayan çocuklarıydı. Biz bu konuda ne kadar anlayışlıysak onun ailesi bir o kadar anlayışsızdı. Yaren'in üzerindeki baskı yıllar geçtikçe artıyor vicdanı ise susmak bilmiyordu. Defalarca abimden ayrılmak istemişti. Her kavgalarında vicdanının rahat olmadığını söyler bağıra çağıra ağlardı. Bir çok kez şahit olduğum bu manzara, canımı yakmaktan öteye gitmemişti. 

-SAUDADE-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin