Flashback
"Günaydın!"
"Günaydın sevgilim." dedi Efe, çantasını yanıma bırakırken. "Selin gelmedi mi?"
Evet, Selin. Efe'nin lisenin başından beri nedense ısınamadığı, hatta yemeğini çöpe attığı, ve buna rağmen birkaç gün önce çiçek aldığı o kız.
"Gelmedi." dedim moralimin bozulduğunu saklama ihtiyacı duymayarak.
"Hadi, kantine gidelim." dediğinde isteksizce kalktım sıramdan, Efe'nin peşinden alt kattaki kantine doğru yürüdüm. Bu aralar bu Selin meselesini fazlasıyla takıyordum kafama.
Kantine girdiğimizde her zaman aldığım çikolatalardan 2 tane aldım, daha sonrasında Efe'ye de almam gerektiğini düşünüp bir tane daha ekledim.
"İki americano, bir de mocha."
İkimiz de americano içerdik. Mocha'yı açıklaması için Efe'ye baktığımda cüzdanından kartını çıkarırken "Selin için." dedi yalnızca.
"Çikolatalar da dahil mi?" diye soran kantinciye cevap olarak elimdeki çikolataları bıraktım. Yiyesim kalmamıştı.
Kahveler hazırlanırken kantindeki masalardan birine oturdum, Efe de peşimden gelip karşıma geçti.
"Neden Selin'e kahve alıyoruz?" diye sorduğumda iç çekti, "Bunu soracağını tahmin etmiştim."
"Sormamalı mıyım?" dedim sinirle. "Gidip kızın birine kahve alıyorsun, üstelik ne sevdiğini dahi biliyorsun ve ben sevgilin olarak bunu sormamalı mıyım?"
"Öyle demek istemedim, tabii ki sorabilirsin. Ama ben cevap veremem."
Ciddi olup olmadığını anlamaya çalıştım bir süre. Yüzüme ciddiyetle baktığını görünce göz devirip kalktım masadan.
Kantinden hazırlanmış Americanolardan birini alıp çıktığımda Efe de elinde iki kahveyle peşimden geliyordu. "Güzelim, bekler misin?"
Elimdeki kahveyi yanından geçtiğim çöp kutusuna attım.
"Sabah annem dedi ki..." dedi peşimden gelirken. Normalde ailesinden pek bahsetmezdi, ben de sormazdım. Bana anlatmadığı ne çok şey olduğunu düşündükçe daha da sinirleniyordum.
"Selin'in babası vefat etmiş." dedi, elindeki kahveleri dökmemek için peşimden gelirken. Ben de duyduğum şeyle yavaşlamış, bana yetişmesine izin vermiştim.
"Evet, duyduğuma üzüldüm ve başı sağ olsun ama hala kahveyle alakasını çözemedim."
"Annem almamı söyledi. Herhalde sabah Selin'in annesiyle dertleşirken gece uyuyamadığını falan duymuştur, bilmiyorum."
Yine de bir şeyler yerine oturmuyordu. Neden babası vefat ettikten sonra okula gelsindi?
Belki de bu ayrıntıya takılmamalıydım. İnsanların acıyla baş etmek için farklı yöntemleri olabilirdi ve belki de sadece cenaze ortamından uzaklaşmak istemişti.
"Kimse bilmiyor." dedi Efe, sınıfa girmeden. "Selin de söylemek istemiyor olabilir, o yüzden bilmiyormuş gibi davran."
Ve böyle diyerek şüphelerimi iyice arttırdı.
İlişkide her zaman güveni, dürüstlüğü savunan biri olsam da şimdi sevgilime güvenemiyordum. Öyle ki, Göktuğ ile bu konuyu konuşmayı kafama koymuştum.
Efe'nin, Selin'in babası hakkında yalan söylemiş olabileceğini düşünüyordum.
Sevgilimin arkasından iş çevirecek olmak beni huzursuz etse de olayı öylece bırakmak da içimi rahatlatmayacaktı. Benden bir şeyler saklanıldığını hissedebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gördüm
Teen FictionGöktuğ 11/A: Bugün seni gördüm Efe'nin evinden çıkıyordun Efe'nin sevgilisi var sanıyordum?