20. BölümSelaaam! umarım hepiniz iyisinizdir. Önceki bölüm ucu açık bittiği için bu bölümü yayınlama kararı aldım. Araya da gireceksek düzgün şekilde girelim dedim. Ne yazık ki bir süre için yayınlayacağım son bölüm bu olacak.
Bunu kaçınız görür bilemiyorum. Wattpad açıldığında (açılacak) eski düzene geri döneriz <3
Beste'nin Bakış Açısından
Aklımı toparlayıp bizi bu cehennemden çıkartacak bir yol bulmaya çalışıyordum. Birisinin hemen bir şey yapması gerekiyordu yoksa her şey korkunç bir şekilde ters gidecekti. Kendimi daha önce bu kadar çaresiz hissettiğimi neredeyse hiç hatırlamıyordum.
Çevremdeki herkes, gölgeler tarafından kontrol altına alınmıştı. Melisa, sıranın kendisine geldiğini düşünerek gözlerini sıkıca kapattı. Melisa'nın kendisini savunmak için verdiği tepkilerin arasında Rezef, yavaş adımlarla yanına yaklaştı.
Rezef'in yüzünde daha önceden hiç şahit olmadığım bir ifade vardı. Kendi benliğine yakışmayacak kadar nazik bir şekilde "İyi misin?" diye sordu. Melisa'nın omzunu yavaşça tuttuğunda Arda, gölgelerin ardındaki duvara bastırılmış bedenini rahatsızlık içinde kıpırdattı. "Ne oluyor?" diye sorgulayarak bana döndü. Anlaşılan Rezef'in bariz karakter değişimi bir tek benim dikkatimi çekmemişti.
"Bir şey yaptılar mı sana?"
Rezef, yönelttiği bu sorudan sonra Melisa'ya arkasını dönerek bakışlarını bize çevirdi. Az önceki nazik ve endişeli gözüken ifadesi, bize çevrildiği an sinsi bir sırıtışa döndü. Alay dolu gülümsemesinin ardında yatan 'Çok yardımcı oldunuz' mesajını görebiliyordum. Melisa'ya dönerken sahte endişeli ifadesi geri geldi. Yüzündeki keyif dolu ifade öylesine sinir bozuyordu ki sinirden gölgeleri zorlayarak sağ elimi birkaç santimetre oynatmayı başarmıştım.
Melisa, hâlâ duvara fırlatılmamış olmanın verdiği farkındalıkla başını kaldırdı. "Bir şey yapamadılar." dedi. Bakışlarındaki şüpheci ifade, Rezef'e karşı bir güvensizliği olduğunu gösteriyordu.
Öte yandan Rezef'in çok kişilikli olma ihtimali aklımı kurcalıyordu. Az önceki hareketlerini izlemek tabiri yerindeyse kanımı dondurmuştu. Hiçbir şey yapmasa bile çevreye yaydığı enerji bile başlı başına kalbimi göğsümden çıkartacak gibi hissettirmeye yetiyordu. Yangının ortasında nefes almaya çalışmak bile Rezef'in olduğu ortamda nefes almaktan daha kolaydı.
"Sen kimsin?"
Bir kez daha dehşete düşmeme sebep olacak kadar başarılı bir oyunculuk sergiledi. "Gücünün kaynağıyım. Sana yardım etmeye geldim. Tehlikede olduğunu hissettim." cevabını verdi.
Onur abi, çileden çıkmış gibi bedenini duvara sabitleyen gölgelere asıldı. "REZEF! GÖKSELSİN DEMEDEN SENİ ÖYLE BİR SİKERİM Kİ-" diye bağırdı. Devamında çok daha ağır bir küfür kullanacakken ağzını çevreleyen gölgeler yüzünden sesi giderek boğuklaştı ve en sonunda tamamen kesildi. Hemen ardından aynı gölgelerin uzantıları bizi de susturmak için ağzımızı kaplamaya başladı. Hepimiz aynı suskunluğa mahkûm edilmişken Melisa da şaşkınlıkla kaşlarını kaldırıp abisine bakarken iyice tereddüt ediyor gibiydi.
Rezef, iç çekerek Onur abiye döndü. "Deli cesareti sizin genlerde var galiba." diye söylendi. Parmak uçlarındaki ufak bir hareketle gölgelere komut verdi. Etrafını saran gölgeler daha da sıkı hale geldi. Artık başını bile kıpırdatamıyordu. Gölgeler tarafından bütün sesi bastırılsa bile çoğunda küfür olduğunu tahmin ettiğim cümleleri arka arkaya sıralıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beşler Kehaneti
Fantasíaİlk hayatlarında düşman olan ikiz kardeşlerin hikayesi. 2. Kitap. İhanet. Şu an içimdeki en yoğun duyguydu. Her gece kâbuslarla uyanmama sebep olan ve hayatımı mahveden adam karşımda duruyordu. Tam her şeyi düzelttiğimi düşünürken hiçbir şeyin kont...