4| UÇURUMUN KENARINDA

24 5 22
                                    

Güneş daha yeni doğmuştu. Oldukça sessiz ve sakin bir sabahtı. Yaprak dahi kımıldamazken Fortis topraklarına ölüm sessizliği çökmüştü. Etrafta yaratıklara ya da insanlara dair tek bir iz bile yoktu. Tenha bir yolda sadece iki kişi sessiz ve hızlı adımlarla yürüyordu.

"GPS'e göre önümüzde yaklaşık 20 km'lik bir yol var."

Dora'nın söyledikleriyle Taylan şaşırarak ona döndü.

"Ne? Bu kadar uzak olduğunu bilmiyordum. Oraya varmak için en az 5-6 saat yürümemiz gerekiyor ki bu da en iyi ihtimal. Hiç dinlenmeden yürürsek ve herhangi bir saldırıya uğramazsak anca o saatte varırız."

Dora, Taylan'ın yakınmasına karşın kendinden gayet emin bir şekilde yanıt verdi.

"O zaman tempomuzu koruyalım ve gelecek tehlikelere karşı hazırlıklı olalım."

Dora'nın cevabı Taylan'ı güldürdü.

"Tam olarak nasıl bir hazırlık bu?"

Taylan bu sorunun cevabını gerçekten merak ediyordu.

Dora onu "Psikolojik bir hazırlık. Asıl önemli olan sağlam kafaya sahip olmak gerisi kendiliğinden hallolur." diye yanıtladı.

Taylan böyle bir yanıt beklemiyordu. O da psikolojisini ve moralini korumanın çok önemli olduğunu kabul ediyordu ama içinde bulundukları durum için Dora fazlasıyla cesur bir cevap vermişti. Psikolojik hazırlık onları bir yaratık saldırısına karşı korumaya çok da elverişli durmuyordu.

"Seni ölüme gitmeye fazla hevesli görüyorum."

"Ölümümüze yürüyor olabiliriz ama ölümümün bana gelmesini beklemektense ölümüm ile tanışmak için yürümeyi tercih ederim Taylan."

Dora'nın kendinden emin cevabı Taylan'ı etkilemişti. Verdiği mesaj gayet netti: Ya saklanarak ölümü bekleyeceğiz ya da elimizden geleni yapıp ölümü göze alacağız. Dora bu yola çıkmadan önce tüm ihtimalleri enikonu düşünmüştü. Seçebileceği yollar arasından en mantıklısını Direniş'e katılmak gördüğü için bu yola çıkmıştı. Şimdi ise verdiği kararın sonuna kadar arkasında duracaktı. Cesur ve güçlü olacak, direnmek için elinden geleni yapacaktı.

"İşte şimdi beni etkiledin Dora."

Dora, Taylan'ın gülerek söylediklerine göz devirdi. Ona karşı hâlâ mesafeliydi. Bu mesafeyi kolay kolay alabilecekler gibi de durmuyordu.

Yaklaşık yirmi dakika boyunca ikisi de sessizce yürümeye devam etti. Ardından bir yol ayrımına geldiklerinde Dora sol tarafı işaret etti.

"Bu taraftan."

Sola döndüklerinde dar bir yol onları karşılamıştı. Yolun iki tarafında da evler vardı. Daha bir ay öncesine kadar bu evlerde insanlar mutlu mesut yaşıyordu ama şu anda hepsi birer harabeyi andırıyordu. Bazılarının sadece camları kırıkken bazıları baya bir yıkılmıştı. Taylan etrafa göz gezdirirken bu yer ona oldukça tanıdık gelmişti. Sonunda sebebini anladı. Kapısı kırık müstakil bir evin önünde durduğunda oraya doğru bakıyordu.

"Burası benim teyzemin evi." diyerek eve doğru ilerledi. Bu tek katlı müstakil evin önden iki penceresi gözüküyordu ve ikisinin de camları paramparçaydı. Önünde küçük bir bahçesi vardı. Bahçedeki çimler sanki üzerinde bir şey sürüklenmiş gibi ezilmiş ve sökülmüştü. Dora biraz ilerde kan lekeleri olduğunu gördü.

"Taylan, bence o tarafa gitme."

Taylan, Dora'yı arkasında bırakarak eve doğru yürüyordu.

"İçeriyi kontrol etmem gerek Dora."

KIYAMETİN KÜLLERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin