Kisaki: O sakince rubik küp çözüyordu, halbuki önümde zaten demin yapılmış 9 tane vardı.
Her bir rengi tamamlayınca senin hangi duygun olduğunu mırıldanıyordu, örneğin kırmızıyı tamamlayınca neşe diye, beyazı tamamlayınca huzur diye mırıldanıyordu falan.
Ve öğrendiğin bilgi Walhalla'yı iki katına çıkartacak bir bilgiydi.
Sen öyle aniden söyleyince sana ciddi misin der gibi baktı, ciddi olduğunu fark edince tam karşına geçti, kafanı tuttuğu gibi alnından öptü.
"Sağol" İçten içe, neden ben de düşünmedim diyip utanıyordu.
Telefonunu kaptığı gibi Shuji'yi aradı ve ikinci lider olarak bunu uygulamasını söyledi.
Kisaki zaten her zaman çoğu bokluk şey için senin fikrini alırdı, saçma olması önemli değildi, bu seni dinlemek için bir bahaneydi, seni dinlemeyi seviyordu. Artık her bokluk için fikrini alacaktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Shuji: O çakmağının üstüne senin isminin baş harfi ile kendi isminin baş harfini yazıyor, ufak kalpler çiziyordu o sırada.
Sen ne diyeceğinden emin olamayarak yanına gelip öğrendiğin bilgileri söylerken, o duraksadı, sana dönmedi. Sadece durup önüne baktı.
"Ciddi misin sen yaa~?" Neşeli bir şekilde kelimeleri yayarak sordu, klasik, sikimsonik Shuji.
Ne dediğini tam olarak anlayınca Kisaki'yi arayıp lider olduğu için ilk olarak ona anlattı.
Kabul alınca önce sana bolca teşekkür etti, sonra koşarak, yani onun için 5 adımda, evden çıktı. Adam toplayıp çetenin inini basacaklardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mikey: O, çocuk menüsünden çıkarttığı tüm bayrakları masanın üstüne dizmiş, altına arkadaşlarının fotoğrafını koyuyordu, Filipinler'e İzana, Hindistan'a Kazutora, Güney Kore'ye Shuji, Danimarka'ya Chifuyu, Türkiye'ye sen. (Bunlar benim aldığım vibelar.)
Sen ise yanına gelip bayrakları görünce aklına başka bir çete lideri hakkında öğrendiğin bir bilgi geliyor ve onu Mikey'e söylüyorsun.
Sana dönüyor, konuşmanı dinliyor, ilk başta çok dikkate almadı ama öyle bir noktaya değindin ki beyni durdu.
Mikey bayağı şaşırdı, sana hızlıca teşekkür edip koşa koşa evden çıktı, çete toplantısı yapıp bunu konuşmaları gerekiyor.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Draken: Sen mutluydun, söyleyince Draken'in nasıl tepki vereceğini çok merak ediyordun.
O saçına bakım yapıp kırıkları alıyordu o sırada.
Sen yanına gelip neşeyle ve bilmiş bir tavırla anlatınca o seni dinlemiyordu.
"Biliyorum, Takemichi tam 40 saniye önce guruba yazdı bunu."
Geç kalmıştın.
Neşeyle gülümseyip tek eli ile yanaklarını sıkıp çok tatlı olduğunu söyledi ve nazikçe öptü, sen utanıp tekrar odana gidince o hala bakım yapıyordu.
Bundan sonra çete zımbırtıları için senin de görüşünü aldı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İzana: O oturmuş Mikey'den dızladığı dorayakileri yiyordu.
Sen yanına gelip mırıldanarak konuşunca, ne dediğin bir kaç saniye içinde kafasına dank etti.
"Sesli konuş." Sana dorayaki verirken nazikçe emretti, rica gibi.
Sen tam anlatınca sana "Dostum sen Einstein mısın?" der gibi çok aşko kuşko bir bakış attı.
"Eyvallah, işimize yarar bu..."
İçten içe mutluydun.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
