3. Kelebeğin Rüyası

298 29 85
                                    

BÖLÜM -3-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM -3-

Bugün yalnız olacaktım çünkü Efsan'ın girmesi gereken finalleri vardı. Ben de okulu dondurmuştum. Eğer olurda nakil olabilirsem, önümüzdeki sene devam ederdim.

İkimizde ilk senemizde okulu dondurmuştuk. Kazanın olduğu için gitmemiştik. Şimdi üçüncü sınıfa geçmiştik ama görünen o ki ben Efsan gibi dörde geçemeyecektim.

Yatakta otururken açtığım televizyonda teker teker kanalları gezerken ilgimi hiçbiri çekmemişti. Kapatıp kumandayı bıraktım ve oflayarak kafamı yukarı kaldırdım. Tek başıma bu hastanede olmak çok sıkıcıydı. Efsan'ın değerini şu an daha iyi anlıyordum.

Aklıma gelen sinsi fikir ile kötü bir şekilde gülümseyip battaniyeyi üzerimden atarak yataktan indim. Koşarak odadan çıktığımda karşımda hemşirelerin masası vardı. Göz gezdirdiğimde aradığım kişiyi bulamamıştım. Parmak ucumda yürüyerek yan taraftaki girişi yasak olan hemşire odasına doğru ilerledim. Diğerleri beni fark etmesin diye masallarının hizasında eğilip onların önünden geçtim.

Kimseye belli etmeden kapısı açık olan odaya girdim. İçeride sadece bir kişi vardı. Koltuğa boylu boyunca uzanmış uyuyordu. Parmak ucumda yürüyerek ona doğru yaklaştım. Koltuğun kenarındaki battaniyeye uzandığım sırada refleksle kolumu tuttu. Gözlerini aniden açıp bana bakınca cidden korkmuştum.

"Ahsen?" yeni uyandığı için algıları pek çalışmıyordu ama anlamaya çalışarak bana bakıyordu.

"Filiz abla?" diyerek hafifçe gülümseyip cevap verdim. Ama odaya girmemim pek güzel bir fikir olmadığını bana kanıtlarcasına bir anda cırladı.

"Buraya girmemen gerektiği konusunda seni kaç kere uyardım! Sen hiç laf dinlemez misin! Biri seni burada görürse ben üstlerimden azar yerim! Başıma nasıl bir belasın sen!" ağzımı kendimi savunmak için açtım ama vazgeçip geri kapattım. Bir şey söylersem daha da köpüreceğinden emindim.

Tuttuğu kolumu bırakmadan koltukta oturur pozisyona geçti ve diğer eliyle kapıyı işaret etti.

"Çabuk kimse görmeden dışarı çık!" dediğinde kaşlarını çatarak bana bakıyordu. Sinirli hâli bana çok tatlı geldiği için onu gıcık etmeye bayılıyordum. Uyandığım gün odaya girip beni korkutan hemşire Filiz ablaydı. Onun hastası olduğum için başına bela olduğumu söyleyip duruyordu. Haksız sayılmazdı, hastanedeki en sıkıntılı hasta olabilirdim. Her konuda.

Efsan'ın olmadığı zamanlarda onun yanına gidip uğraşıyordum ve bir kaç dakika cırlamaktan başka bir şey yapmıyordu. Anlık olarak bana biraz kızsa da genel olarak kıyamıyordu.

Bir kapıya bir de koluma baktım.

"Bırakmadan nasıl gidebilirim?" dedim. Bakışlarını eline çevirdiğinde beni tuttuğunu yeni fark etmişti. Bırakıp sinirle yerinden kalktı ve kapıya doğru ilerledi.

Kalp Kelebeği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin