Dördüncü evre kalp yetmezliği olmasına rağmen, mutlu görünmeye çalışıp hayata tutunmak için çabalayan yirmi iki yaşındaki Ahsen Pembe.
Hastanede ve çevresinde yaşadığı olaylar ve başa çıkma çabası.
Onun için Amerika'dan gelen kalp cerrahı Aslan Ya...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BÖLÜM -4-
Masanın karşısına geçip karşımdaki adama ilk defa baktığımda anında tanımıştım. Uyandığım gün asansör yüzünden tonla küfür ettiğim adamdı.
Bu aşağılık utanmaz doktorum muydu!?
Bunun gibi bir gurur abidesi nasıl hayat kurtarmak için tıp okuyup doktor olurdu ki? Bu ameliyat masasında en fazla 'al bu neşter, al bu kalp kendin takarsın' diyip köşede kahvesini içerdi. Cidden buna mı kalmıştım ben!
Hayırlı olsun Ahsenciğim, yaşayacağın varsa da ihtimalin her geçen gün saçma salak sebeplerden azalıp duruyor. Tebrik ederim!
Hafifçe öksürüp Efsan'a mesaj vermeye çalıştım ancak o bakışları ile iki adamı birden kesmekle meşguldü. Sızlanarak sandalyeye oturdum ve karşımdaki doktora baktım.
Ellerini birleştirmiş bir şekilde dimdik oturuyordu ve ifadesizce bana bakıyordu. Gözlüklü adam ise önündeki dosyalarla ilgileniyordu. Ona da liseli gibi dediğim, alay etmek içindi yani. Benden büyük koskoca adama da liseli inek diyorum, estağfurullah efendim benim inek!
Bulduğu belgeyi doktora uzattı, o da doğruca bana. Kaşlarımı çatarak sorgularken açmam için gözleriyle işaret ettiğinde uzanıp kapağını kaldırdım. Efsan da eğilip anında dosyayı okumaya başlamıştı.
İlk sayfada benim bilgilerim vardı. Zaten hastanedeki her doktorun kolaylıkla ulaşabileceği bir şeydi. Neden bana benim bilgilerimi vermişlerdi ki?
"Ben Aslan Yazgı. Bundan sonra sizin her türlü işlemleriniz ile bizzat ben ilgileneceğim, " konuşmasını duyduğum zaman doktor olduğuna emin olmuştum. Kafamı kaldırmadan ona bakıp kafamı sallayarak onayladım.
Tekrar dosyaya dönünce kırmızı renkle yazılmış kısım dikkatimi çekti. Kalp krizi geçirdiğim tarih ve o gün hastaneye yapılan kaydım yazıyordu. En sonda ise büyük harflerle ve kalın bir punto ile yazılmış bir cümle vardı.
"İsminiz tanıdık geliyor... Daha önce tanışmıydık?" kafamı kaldırdığımda Efsan düşünerek karşımdaki doktora bakıyordu. Aslan, Efsan'a dönüp dudağının kenarına ile gülümsedi ve yanındaki adama işaret verdi. Adam çantasından bir kartvizit çıkartıp Efsan'ın önüne koydu. Efsan incelemek için eline aldığı anda duraksadı ve gözleri büyüdü. Hafiften ağzıda açılmaya başladığında kolumla onu dürtüp kaşlarımı çatarak sakinleşmesi gerektiğini anlatmaya çalıştım.
Efsan gözlerini hızlı hızlı kırparken zorlukla elindeki kartı bana çevirdi.