0.6/2

48 1 0
                                    

Bölüm Şarkıları

#Mitchel - Innocent

#Scars leave beautiful trace - car, the garden

#Isabel LaRosa - eyes don't lie

Keyifli okumalar dilerim....


🕯️

BÖLÜM 6
2.KISIM

Açıklanmamış karanlık bir konu apaçık bir konudan daha önemli sanılır, der Nietzsche.

Haklıydı ama tamamiyle değildi bu konuda. Cümlenin sonunda sanılır değil sanılmalıdır demeliydi. İnsanları yermek için değilde uyarmak için söylemiş olmalıydı bu sözleri. O zaman daha yardımcı olabilirdi belki de. Şu an içinde olduğum durum buydu zira, açıklanmamış karanlık bir konu ve ben bunun ciddi bir şey olduğunun farkındaydım. Bir anda hayatım normal seyirinde giderken ansızın arabama gizlice binen eli silahlı biri yüzünden bir şeylere sebepsiz yere katlanmak zorunda kalmıştım. Apaçık olan şey ise, bu yabancı kadının hayatının ya da onu buraya sürükleyen asıl olayın hiçte iyi bir şey olmamasıydı.

Ne kadardır araba kullanıyordum artık bilmiyordum bile. Bacaklarım gerginlikten uyuşmuş ve bana çok fena eziyet ediyordu. Arabamda eli silahlı üstü başı hırpalanmış, gözünü kontrolsüz bir cesaret bürümüş bir kadın vardı. Oturduğumuz kafeye kaçırıldığı adamlar tarafından getirildiğini söylemişti Atlas'a. Kimden, neden, nasıl kaçtığını bile bilmiyorduk ama başında bizede bulaştırmak üzere olduğu bir belanın olduğunu çoktan anlamıştım. Bir şekilde peşinde olan adamların ellerinden güç bela kaçıp otoparka saklandığını ve ben arabayı açıp Melih'in yanına konuşmak için gittiğimde ise gizlice içine bindiğini anlatmıştı şu ana kadar... Her şey o kadar saçmaydı ki yine beni bulmuştu.

Yanımda Atlas olmasa yine bir şekilde hallederdim, gerçekten onun yanımda olması elimi kolumu bağlıyordu. İlk birkaç saat kadından ve silahtan korkmuş numarası yapmıştım ama saatler ilerleyip hava karardıkça kadın bile arkasına yaşlanmış bomboş bir ifadeyle dışarıyı izlemeye başlamıştı. Bende tekrardan kendim olma yolunda ilerliyorum ve bugün bedenim-ruhum arasındaki bağlantı giderek tek bir parça haline geliyordu. İnfazcı kimliğimi sıkıca elinde tutuyordu zihnim.

"Nereye gittiğimizi söylemeyecek misin?" dedim bıkkınca dikiz aynasından kadına bakarken. İçleri kan çanağına dönmüş gözleri yavaşça bana döndü. "Oradan bakınca şoförün gibi mi duruyorum senin? Bir şey de artık, bırakıp gidelim bizde. Saatlerdir silahı enseme bastırmaktan başka yaptığın bir şey yok. Bu yeteneğini her kimden kaçıyorsan ona karşı da gösterebilirdin, bilmiyorsan diye söylüyorum."

Atlas'ın düz bir ifadeye sahip gözleri beni buldu, bu bir uyarı mıydı yoksa beni haklı olarak mı görüyordu emin değildim. Dirseğini kırıp her an hareket edecekmiş gibi cama yaslamış, iri eli gergin çenesinde duruyordu. O içinde nelerin döndüğünü merak ettiğim aklında sessizce bir şeyler planladığını anlayabiliyordum. Neredeyse ilk andan beri kadını sakinleştirmeye ve yanlış bir hareket yapmasını önlemeye çalışmıştı. Başarılı da olmuştu aslında, onu neden böyle yaptığına dair biraz bile olsa konuşturabilmişti. Sonra ara sıra beni ona karşı sert çıkmamam konusunda uyarmıştı ama kendimi tutamıyordum daha fazla işte. Güpegündüz arabamda eli silahlı biri beni alıkoyup saatlerce yolculuk yaptırıyordu!

"Sürmeye devam et," dedi kadın sadece bir süre sonra, o da oldukça bitik duruyordu. "Durma." Vücudunun açıkta kalan yerlerinde, hatta yüzünde bile gözle görülür morluklar vardı. Abartılı, muhtelemen ucuz malzemelerle yapılmış bir makyaj bile saklayamamıştı üzerindeki yaşanmışlıkları. Ama yine de bu zerre umurumda değildi. Kaşlarımı çatmaktan başıma ağrılar girmişti. Zira yalan söylüyordu, bu olmasa bile her türlü büyük şeyler saklıyordu. Peşinde biri olduğunu söyleyip bizi neredeyse şehir merkezinin dışına çıkarmıştı ama şu ana kadar buna dair bir unsur görmemiştim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 5 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÜN DÖNÜMÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin