XVIII - Alacakaranlık Saatler

16 2 3
                                    


18



alacakaranlık saatler






Aşk.

Adı çok kez şarkılar da ve filmlerde geçen o uhrevi duygu. Her daim insanoğlunun yaşamını sürerken yaşamın sırrı kadar aradığı, sonda çuvalladığı, sıfat kazandığı, hikaye yarattığı o duygu.

Aşk.

Hastalık.

Aşk?

Bir adamın aşkı altında ezilirken tüm bu söylediklerim ve yaşadıklarımın bir anlamı olmadığını biliyordum. Ne diyeceğimi ve ne hissedeceğimi bilmiyordum. Onunla ilgili tüm sıfatlar bir bir yok olmuştu sanki. Yeniden bir karakter yaratıyordu zihnim. Çocuk 68 ve Hayalet aynı kişiydi.

Fakat bu ismini sadece birkaç saat önce öğrendiğim bu adam kimdi? Öylece duruyordu. Sigara içiyordu. Bacağını diğer bacağının üzerine atmıştı. Düşünceli duruyordu. Söylediklerinin ardından midemde bir bulantı hissedip arabadan inmişti. Aramızda bir kişilik bile mesafe yoktu ve öylece duruyorduk işte. Sadece şey demişti tüm bunlar olurken, "Benim hislerimi sadece bil, omuzunda bir yükmüş gibi hissetme."

Bu cümle hakkında da uzun uzun düşündüm. Onun hisleri hakkında neden böyle düşünecektim ki? Onun hisleri, anlatırken ilk kez kekelemişti. Çocukken benim olduğum gibi. Onun o akıcı dili ve diksiyonu gitmiş yerine heyecanla ve umutla bir şeylerden bahseden bir adam gelmişti sanki. Konuşmuyordu. Konuşmuyordum. Sigaramı almadığım için sigara içmek istesem de bir dal vermesini isteyecek kadar bile muhabbetim yoktu onunla. Çocuk 68'den çekinmiyordum fakat bu adam, bu yabancı bana uzaktı.

"Seni annenin cenazesinde hatırlıyorum. Üzerinde kalın bir kaban vardı. Yine kuşağını düğüm yapmıştın. Ağlamıyordun. Öylece uzağa bakıyordun. Sanki düşüncelerini de annenle birlikte gömmek ister gibi."

Gülümsedim. "Annem seni severdi 68."

"Benim adım Deniz."

"Biliyorum." Dedim mırıldanır gibi. "Ama söylemeyi reddediyorsun."

"Annemin cenazesi, ilk gazete haberim, ilk ödülüm, babam." Dedim ve yutkundum. 68 geçmişimdi ama şimdi geleceğimde ve şimdiki yaşamımdaki rollerinden bahsediyordu. "Hepsini biliyorsun. Onca sene neden bekledin 68? Neden karşıma çıkmadın?"

Yüzüme baktı. Çocukluktaki gibi sarı gözleri ışıldamıyordu. Kısa saçlarıma, boynuma, yüzüme baktı. Yutkundu. "Ya da ben onca yalnızlık çekerken neden birden etek muhabbetinden sonra ulaştın bana?"

"Bir sebebi yok Maral. Yok."

"Şimdi neden? Ölüm listesi ve senin yeraltı bağlantı kişiliğin hiçbirinden bir bok anlamadım. Anlamayacağım da. Bu benim aylardır çektiğim acıyı bir milim bile hafifletmez çünkü. Sen yoktun 68. Yoktun. O balodan sonra 4 hafta yoktun. Senin mezarını aradım ben. Senin ölünü aradım. Aradım ama neye benzediğini bile bilmiyordum. Bir hayaleti aramaktan farksızdı bu. Şimdi çıkmış ölmedim seni kurtardım çünkü aşıktım diyemezsin beni duydun mu?"

Her İnsan KötüdürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin