XI - Kral Çıplak

29 4 22
                                    


11

 kral çıplak





Maral'dan.



Zaman egale etmezdi. Yalnızca döner, ilerler ve yönetirdi. Yönetilen insanoğlu ise zamanın bu göreceliği ve egemenliği karşısında sessiz ve sakince ölümü bekleyen bir mahkûm gibi boyun eğerdi bu alışmış boyunduruğa. Pencerenin kenarından aşağı bakarsa düşecek gibi hissedeceğimi biliyordum. En azından yüreğim ağzıma gelecekti ama tıpkı zamana da meydan okur gibi bu korkuma meydan okuyordum yıllardır. Eve geleli birkaç saat olmuştu. Mekandan herkes apar topar çıkarılmıştı.

Korkuyu görmezden gelmek orda olduğunu değiştirmezdi. Korku somuttu ve oradaydı. Hayalet yalnızca onu maskelemek istiyordu. O yalnızca beni kullanıyordu. Bugün benim sadece şovu için bir kukla olduğumu, kollarında olduğum ilk gün anlamıştım.

Parmağımı bardağın ağzında daireler çizer gibi çeviriyordum. Düşünceliydim, nasıl olmazdım ki.

Aslında Monte Carlo bir adam asmaca oyunundan farksız bir geceydi. Ben Hayalet ile mektuplaşmayı özgürlüğe olan inancımdan dolayı kabul etmiştim. Sonuçlarının bu olacağını ön göremezdim. Ortada kana susamış bir katil vardı ve sanırım benim çocuksu duygularımı ve geçmişe olan özlemimi kullanıyordu.

Başımı pervaza dayadım. Oradan apar topar dönerken de evimde geçirdiği sürede de fazlaca düşünmüştüm. İhale Hayalet'in üzerindeydi çünkü gerçek suçlu oydu fakat ben yalnızca bana gelen bir işi yapmak istemiştim. Böylece geçmişte hissettiklerimin ip kuklası olmuştum. Beni kollarına alıp bir egemenlik sürmüştü. Beni bulutların üzerine çıkarmış ve yeniden zemine bırakmıştı. O benim karanlıktan korktuğum bilen 68'im değildi.

"Uyumamışsın." Gözlerini ovalayarak gelen adama doğru baktığımda pencerenin kenarına tutundum. Soğuk Aralık gecesinde evin içine doldurduğu büyük şehrin sansürlü oksijenini seviyordum. Zihnimi dinç tutuyordu. "Uyumadım.

"Bir şeyler bulabildin mi?" Başımı olumsuzca iki yana salladım. "Memduh Bey düşünsem ne bulacaktım ki? Yüzü tamamen kapalıydı. Gerçekten 68 miydi? Bilmiyorum. O adam eğer 68 ise o benim tanıdığım 68 değil. O size ıslahevinde anlattığım o adam değil."

Memduh Bey dudaklarını büzerek bana baktı. "Seni gösteri için kullandı yani? En son mektubunda neyden bahsetmişti?"

"KYG'nun ne kadar beceriksiz olduğu ile ilgili bir şeyler yazmıştı işte." dedim homurdanır gibi. Ceset görmek beni korkutmuyordu. Beni asıl korkutan olmuştu. 68, kurtuluşun ve umudun simgesi değildi. Halk için öyle olabilirdi ama beni yalnızca kullanmıştı. Benim tanıdığım o adam beni tek başıma bırakmazdı. Kafamdaki o ihtimali atamıyordum.

"Gözlerini kapa yeniden oraya kollarına git. Ne hissediyorsun? Onunla konuşmadan bilemezsin amacını."

"Güzel kokuyordu." Gözlerini kapayıp Monte Carlo'da Hayalet'in kollarında vals ettiğim geceye gitmek istedim. Hatıralarının başında bir muhafız varmışçasına o geceye giremiyordum. Sanki onu düşünmeye başladığımda kafamda bir şeyler yerine oturmaktan oldukça uzaklaşıyor aksine geriye daha büyük ve kancaları zihnime batan bir trajediye dönüşüyordu. 

Her İnsan KötüdürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin