Selam her kese yeni bir DELİBAL bölümüne daha hoş geldiniz!!Evet bu bölüm bayağı bir eğleneceğiz.
Bölüme geçelim o vakit..
|9.bölüm|
❝CEZA ❞
Affetmek için o insanın kendini aff ettirmesi gerekir. Affetmek için kuru bir özür yetmez bazen, affetmek için bir sebep olması gerekmez bazen,o insan yaptığı şeylerle bile affettirir kendini.
Bir insanı çok seversiniz. Sonra o sizin kalbinizi kırar ama,günün sonunda kuru bir özür bile dilese siz onu hemen affedersiniz.
Ama ben affedemiyordum. Belki de Yavuz'un bende açtığı yaralar o kadar büyüktü ki,o yüzden affedemiyorumdur belki.
Arkamı döndüğümde bana gülerek bakan koyu kahve gözlere denk düşmeyi beklemiyordum. Gözleri bir benim,bir de kucağımdaki bebeğe baktı. Gözlerinde anlamlandıramadığım bir ifade vardı.
Bebeğin annesi geldiğinde daldığım düşüncelerden çıktım. Kadın bana teşekkür edip kucağımdan bebeği aldı. Bebek giderken ona el salladım. Bakışlarımı ona çevirdiğimde zaten bana baktığını gördüm. Masanın üstündeki çöpleri alıp çöp kutusuna attığımda konuşmaya başladı "İşin bitti mi?"diye sorduğunda çatık kaşlarla ona baktım.
"Neden sordun?"diye sordum bende. Dili ile dudaklarını ıslatıp "Sana bir şey göstereceğim o yüzden"dediğinde kaşlarım kavislendi.
"Ne göstereceksin?"diye sordum bu kez de. Yaslandığı kapı kirişinden uzaklaştı ve aramızda bir kaç adımlık mesafe bıraktı.
"Gelince görürsün"dedi sırf merak edeyim diye yapıyordu ve bunu başarıyordu da.
Kaşlarım tekrar çatıldı ve merakla ona bakmaya başladım. Arkasını döndü ve ilerlemeye başladı. Bende arkasından ilerledim.
Boş koridorda ilerlerken durdu ve bana döndü. O durduğu için bende durdum. Cebinden bir şey çıkardı eline baktığımda, elindekini uyurken kullanılan göz bandı olduğunu gördüm.
Meraklı bakışlarımı ona çevirdim bana doğru bir kaç adım attığında "Bu ne için?"diye sorduğumda güldü ve "Sana sürpriz yapacağım o yüzden bu gerekli"dediğinde anlamaz gözlerle ona baktım.
"Buna gerek var mı gerçekten?"dediğimde kafasını salladı ve onaylar bir mırıltı çıkardı. Göz bandını gözlerime bağladığında elleri ellerime tutundu.
Yavaş yavaş ilerletdi beni kendisiyle birlikte. Sonunda durduğumuzda kapı açılma sesi geldi. Birlikte içeriye girdiğimizde.
"Açayım mı?"diye sorduğumda cevap vermedi. İlerletti, ilerletti ve bir yerde durdurdu.
"Hazırsan aça bilirsin gözlerini"dediğinde kendimi hazırladım ve derin bir nefes aldım.
Gözümdeki bandı açtığımda gördüğüm şey ile elimdeki bant düştü. Hastane odasının içinde bir sürü meyve vardı (şeftali).
Başımı yine geriye atıp gerindim. "ALLAH SENİN BELANI VERSİN YAVUZ!"diye bağırdım. Yanağımı omzuma sürdüm ve gözlerimi kapattım.
"ÇIKAR BENİ BURDAN! ÇIKAR!"diye bağırdım bu kez. Gözlerimi kapattım,fakat fayda etmiyordu. Her tarafım kaşınıyordu. Onun tüylerini ensemde hiss ediyordum.
Yüksek sesle bağırdım "YAVUZ ÇIKAR BENİ BURADAN!"kılını kıpırtatmadı. Gözlerim kapalı olduğu için hiç bir şey görmüyordum.
"Demek sen bana su dökersin he delibal"dediğinde kan beynine daha çok sıçardı. Büyük bir kahkaha attığını duydum. Zevk alıyordu pislik
"Yavuz eğer beni buradan çıkarmazsan hiç iyi şeyler olmaz"dediğimde bir gülme sesi geldi.
"ÇIKAR BENİ BURDAN LÜTFEN!"diye bağırdı fakat beni kaale almadı bile.
Aniden kapı kilit sesi geldi arkadan. Gözümü açıp arkamı döndügümde orada yoktu. Etrafıma tekrar baktığımda o meyveden bir sürü olduğunu görmek başımı döndürmüştü. Kapıya bir kez daha sert vurdum ve "ÇIKAR BENİ DEDİM SANA! EĞER BURDAN ÇIKARSAM ECELİN OLACAĞIM YAVUZ"diye bağırdım ama beni duymadı bile.
Ben ise duvar kenarına çöküp kollarımı bacaklarıma sardım ve başımı bacaklarıma sardığım başımın üstüne koydum. Başka şeyler düşünmeye başladım. Babamın bana öğretiği gibi saymaya başladım sessizce "1...2...3...4..."her saydığım da derin bir nefes alıp başka şeyler düşünmeye başladım.
🍯
Kaç saattir burdaydım bilmiyorum ama bacaklarımın uyuştuğunu ve boynunun tutulduğunu hiss ediyordum. Saymayı bin basamaklı sayılara ulaştığım zaman bırakmıştım.
Kafamı yasladığım kolumdan kaldırmıyordum. Kaldırırsam hiç iyi olmazdı çünkü. Düşüncelerimi başka şeylere çekmeye çalışıyordum. Örneğin burdan çıktığımda Yavuz'un boğazına yapışmak gibi büyük planlarım vardı.
Ben ona sadece küçük bir su dökmüştüm,lakin o beni buraya kapatmıştı. Aklıma yine nerede olduğum gelince başımı yana eğip yanağımla kolumu kaşır gibi yaptım.
Yani bir insan neden böyle bir şey yapardı ki?
Bunu sadece Yavuz gibi ruh hastaları yapar Şirin.
İç sesim haklıydı. O tam ruh hastası bir manyaktı. Beni terk etmesi yetmezmiş gibi gelip burada beni odaya kilitliyordu.
Kolum da uyuşmaya başlıyordu yavaş yavaş. Burada olduğum süre boyunca kafamı bir kere kaldırmamış,gözlerimi bir kere olsun açmamıştım. Kalçamda uyuşuyordu,her tarafım uyuşuyordu.
Biraz sonra kapının kilit sesi geldi. Kafamı kaldırıp kapıya baktım. Hızla kalkıp kapıya koştum. Kulpunu aşağı indirdim. Açıktı.
Kapıyı kendime çekip çıktım. Hiç kimse yoktu etrafta. Hızlı adımlarla lavaboya gidip midemde olanları kustum. Her tarafım uyuştuğu için şuan karıncalanıyordu her tarafım.
Sifonu çekip ordaki duvara yasladım sırtımı. Ne halde olduğumu bilmiyordum ama kötü görünüyordum. Migrenim kafamı patlatacaktı neredeyse. Gözlerim yanıyordu şeftali ile çok fazla kaldığım için.
Zorla doğrulup çıktım tuvalet kabininden. Aynanın önüne gelip kendime baktım gözlerim kızarmış dudaklarım şişmişti. Yüzümü yıkadım. Enseme soğuk su çarptım elimle.
Bundan sonra hiç bir şey iyi olmayacaktı. İntikamsa intikamdı umrumda değildi. Yavuz'a bu yaşantılarının iki mislini yaşatacaktım.
BÖLÜM SONUEvet bölümün sonuna geldik umarım beğenirsiniz.
Şirin'in Yavuz'dan nasıl intikam alacağına dair bir plan gelmedi sizde bir şeyler varsa buraya yaza bilirsiniz
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere 💖
Bölüm duyuruları ve s. için takip edin..
Naz..
🍯
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİBAL
Action❝Delibal bir bal türü, çok yersen deli olursun❞ !! ASKER KURGUSUDUR !! • • • "Ben seni tam on sekiz yıl bekledim ama sen bir kere bile beni görmeye gelmedin"diye yüksek sesle bağırdım bu kez. Yüzündeki acı çeken ifadeyi görmek en son isteyeceğim şey...