hate

648 40 12
                                    

•••
1 hafta sonra

"Arda kolyemi getirmeyi düşünüyor musun?" Diye sorduğumda çileden çıkmak üzereydim.

Sürekli bahaneler sunuyordu.

"Aselcim, söyledim ya sana işim var diye."

"1 haftadır mı işin var Arda? Tamam anlıyorum maçınız var ve ona hazırlanıyorsunuz. Çok önemli bir maç bunuda biliyorum. Kazanırsanız çeyrek finale çıkacaksınız bunu da biliyorum. Fakat bir kolyeyi getirmek için beş dakikanı ayıramıyor musun?"

"Aselcim bak bugün istersen antren-" dediği anda sözünü keserek, "Asla Arda. Gelmem oraya." Demistim. Telefonun karşısındaki çocuk derin bir nefes verdiğinde onun da gerildiğini anlamıştım.

Ama işleri zorlaştıran ben değildim.

"Asel antrenmanın başlamasına 20 dakika falan var. Gel kolyeni vereyim sonra geri git." Diye fikir sunduğunda kısa bir sessizlik olmuştu ve bu sessizliği ilk Arda bozarak, "Kenan burada değil. Elini çabuk tutup gelirsen onu görmezsin." Demişti.

"Tamam, geliyorum."
____

Arda ile konuşmamızdan sonra hızlıca hazırlanıp evden çıkmıştım. Kısa bir süre sonra da antrenmanın yapılacağı yere gelmiştim.

Arabadan inerek Ardayı aradığımda telefonumu açmamıştım. Bunun üzerine iki üç defa daha üst üste aramıştım ama telefonumu açmamıştı.

Sakin kalabilmek için derin derin nefesler almaya başladığımda telefonuma bir mesaj gelmişti.

Ardaciim: Asell çok çok üzgünüm.

Ardaciim: Telefonum sessizdeydi. Sen soyunma odasına gel.

Siz: Ciddi misin? Ya biri varsa.

Ardaciim: Hukuk okuyan birine göre bazen fazla Iq'su düşük davranıyorsun.

Ardaciim: Neyse bunu fazla ders çalıştığını düşünerek olduğunu varsayıyorum.

Ardaciim: Sadece ben varım, gel.

Siz: Senin canını okuyacağım.

Ardaciim: ☺️☺️

Telefonumu cebime koyarak içeriye doğru gitmiştim. Ardından soyunma odasının olduğu tarafa doğru gittiğimde istemsizce çekinerek içeriye girmiştim ama Arda yoktu.

Sıkıntı ile nefes verdiğimde cebimdeki telefonu çıkartarak Ardayı arayacağım sırada arkadan birinin, "Burada ne işin var?" Dediğini duymuştum.

Bu Kenandı.

Derin bir nefes alarak Kenana doğru döndüğümde heyecandan ölmek üzereydim.

"Arda buraya çağırmıştı. Kolyemi verecekti."

Zorlukla da olsa o'na karşı bir cümle kurmuştum.

Soyunma odasının kapısını kapatarak oturakların birine oturduğunda, "Arda buraya hiç gelmedi." Demişti.

"Nasıl gelmedi. Bana geldiğini söylemişti." Dediğimde telefonumdan bildirim sesi gelmişti.

Ardaciim: Asel üzgünüm ama onunla yalnız kalman lazımdı.

Hay ben böyle işe...

Telefonumu kapatarak cebime koyduğumda hızlıca kapıya doğru ilerlemiştim.

"Asel."

Tam çıkıp gideceğim sırada Kenanın konuşması ile durmak zorunda kalmıştım. Sakinliğimi korumaya çalışarak ona doğru döndüğümde, "Efendim." Diyebilmiştim. Bunun üzerine Kenan da ayağa kalkarak tam karşıma gelmişti.

"Söylesene nasıl unutabildin?"

"Neyi?"

"İlişkimizi." Dediği anda yutkunmuştum.

Ağlamak istemiyordum.

"Kenan bunları konuşmak istemi-"

"Asel ben seni çok özledim." Diyerek bana doğru yaklaştığında kalbimin hızını engelleyemiyordum.

"Kenan dur. Lütfen dur." Dedim çaresizce.

Biliyorum çünkü yaklaşırsa ne olacağını ve ben bunun olmasını istemiyorum.

"Kenan sen o geceden sonra bunu söyleyemezsin." Dediğimde artık nefes alış verişlerimi kontrol edemiyordum. O da bunu farketmiş olacak ki, "İyi misin?" Diye sormuştu ama şuan ona yalan söyleyebilecek bir durumda dahi değildim.

Başım dönüyordu ve boğuluyormuş gibi hissediyordum. Yere doğru düşeceğim sırada Kenan beni tutarak yavaşça yere oturtmuştu. Ardından ise karşıma geçerek, "Kriz mi geçiyorsun?" Diye sormuştu.

Başımı olumlu olarak sakladığımda göz yaşlarımı silmişti.

"Nefes alamıyorum." Diye zorlukla konuştuğumda ona bakmam için kafamı yukarıya doğru kaldırmıştı.

"Sakin ol. Eskiden yaptığımız gibi yapalım tamam mı?" Dediğinde başımla onu onaylamıştım. Ardından, "Benimle beraber derin nefesler al." Diyerek içine derin bir nefes çektiğinde bende aynısını yapmaya çalışmıştım ama başaramamıştın.

Nefes almaya çalıştıkça sanki daha fazla boğuluyordum.

Kenan telaşlı bir sesle, "Asel kendini sıkıyorsun, biraz sakinleş." Dediğinde ne ağlamamı durdurabiliyordum ne nefes alabiliyordum.

Kenan beni hızlıca kendine doğru çekerek sarıldığında saçlarımı okşamaya başlamıştı.

Geri çekilmek istiyordum ama bunu yapacak gücüm bile yoktu.

"Derin ve yavaşça nefes almaya çalış." Dediğinde onu dinleyerek yapmaya çalıştım.

Bir süre sonra nefes alışverişlerim normale dönmüştü.

Kendimi ondan kurtararak, "Bana ne yaptığının farkında mısın?" Diye bağırmıştım. Ardından konuşmasına izin vermeden, "Kenan aradan uzun bir yıl geçti ve ben bunu yeni atlatmışken neden bana bunu yapıyorsun." Demiştim.

Ağlamamı durduramıyordum.

"Sen o gece bana dediklerini unutamazsın. Bir kere aramadın bir kere sormadın. Çektiğim acıyı hiç düşünmedin." Dediğimde o geceye dair hatırladıklarım yüzünden daha kötü hissetmeye başlamıştım.

Yavaşça ayağa kalkarak Kenandan biraz uzaklaşmıştım.

"Bana yaptığın onca şeyden sonra gelip seni özledim diyemezsin. Anladın mı?" Diyerek yüksek sesle konuştuğumda o da ayağa kalkmıştı.

"Benden bu kadar mı nefret ediyorsun?"

"Evet Kenan. Senden bu kadar nefret ediyorum."

Son söylediğinden sonra hızlıca odadan çıkmış ve derin bir nefes içime çekmiştim.

Onca şeyden sonra bir lafı ile her şeyi unutacak değildim.

•••

Uzun bir ara oldu. Malum sebeplerden dolayı. Bu bölümüde atıp atmamak konusunda çok kararsız kalsamda en sonunda atmaya karar verdim.

Akış biraz hızlı olacak gibi.

Umarım bir an önce bu malum sebeplerden kurtuluruz ve rahatlarız.

Kendinize iyi bakın.💜

Yorum ve vote atarsanız daha hızlı bölüm atmaya çalışırım. Şimdiden teşekkürler.

you hold me | Kenan Yıldız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin