Kota: 27 oy, 20 yorum
•••
Hayat bize seçimler sunar. Bu seçimlerdeki seçeneklerden her zaman hangisi işimize gelirse onu seçeriz ama bazı seçimler vardır ki onlar arasından seçim yapamazsın. Çünkü ikisininde kötü bir yola çıkacağına eminsindir.
Tabii ki bu gibi durumlarda kendine üçüncü bir seçenek oluşturarak hayatına devam edebilirsin ama ben bunu hiç bir zaman yapmadım. Buna cesaret dâhi edemedim.
Affetmek ya da hayatımdan çıkartmak.
Sadece iki seçenek var. Fakat ben bir seçim yapmamayı tercih ettim. Çünkü ondan uzak durmak istediğim kadar istemiyorum da.
Derin bir nefes çekerek Kenangilin oturduğu masaya doğru baktım ve o an onunla göz göze geldim
Bana olan bakışları çok derindi.
Bir kaç dakika boyunca gözlerimi çekmeden ona baktığımda en sonunda pes ederek tekrardan kendi önüme döndüm.
Seviyordum, bunu inkar edemezdim. Fakat çok engel vardı.
Bazen kendi kendime düşünüyordum. Acaba gelip bir gün bana geçmişte olan her şeyi anlatır mı? Mantıklı bir açıklama yapar mı? Hep aklımın bir köşesinde bunlar dolanıyordu.
İçten içede istiyordum. Gelip konuşmasını, anlatmasını istiyordum ama her seferinde hayal kırıklığına uğruyordum.
"Asel nereye daldın gittin?" Duyduğum sesle yerimden irkildiğimde Durunun bana baktığını görmüştüm.
"Sabahtan beri sana sesleniyorum."
"Duymamışım, kusura bakma." Dediğimde Duru karşıma oturmuştu. "Kenan yarın İtalya'ya dönüyor." Omuzlarımı silktiğimde anlık olarak tekrardan Kenanın olduğu yere bakmıştım.
Hafif gülümseyerek anlatılanları dinliyor ve konuya ayak uydurmaya çalışıyordu.
Çoğunu anlamasa bile...
Gözlerimi Kenandan çektiğimde tekrardan Duruya bakmıştım. "Umrumda değil." Söylediğim şeye inanmadığını belli eden bir tavırla,"Aynen Asel, o yüzden Kenana bakarken dalıp gittin." Demişti.
"Dalmışım, bir alakası yok."
"Kendini kandırmayı bırak. Asel farkında mısın bilmiyorum ama bakışlarınla anlaşılıyor hâlâ sevdiğin." Derin bir nefes vererek bir cevap vermediğimde Duru yanıma doğru yaklaşarak, "Yapmanız gereken tek şey konuşmak. Neden inat ediyorsunuz?" Demişti.
"Duru anlatmıyor."
"Bunu ondan doğrudan istedin mi?"
"Hayır."
"O zaman açıklama yapıp yapmayacağını bilemezsin."
"Kapatılım mı konuyu?" Dediğimde aslında yine kaçış yöntemi aramıştım. Duruda bunu fark ettiği için üstelememeye karar vermişti.
İki tarafım içimde büyük bir savaş veriyordu. Bir yanım konuş hallet derken öbür yanın bunun tam tersini söylüyordu ve bu sefer bir seçim yapmak zorundaydım.
_________"Koy abi koy."
"Barış oğlum yavaş ordu mu doyuracaksın?" Barış İsmail'in sözlerini umursamayarak sofrayı doldurmaya devam etmişti.
Bugün beraber geçirdiğimiz son akşam yemeğiydi. Bu yüzden Barış bunu bahane ederek tüm sofrayı doldurmuştu.
Bu tatil bana gerçekten iyi gelmişti. Büyük bir çöküş yaşayacakken son anda kurtarılmıştım resmen. Fakat maalesef bununda sonu gelmişti.
"Samet teker teker götürüyor mideye tavukları." Diyerek gülmüştü Barış ama kendisininde ondan bir farkı yoktu.
Altay elini Samet'in sırtına koyarak sıvazladığında, "Paşa bu paşa." Demişti bunun üzerine Samet içten içe sabır çektiğini duymuştum.
Her ne kadar sinir olsada bir yanıyla ona yapılan şakaları sevdiğini biliyordum.
"Ooo hoş geldiniz gençler." Keremin konuşmasıyla gelenlere baktığımda Kenan ile Ardayı görmüştüm. İkisi selam verdiğinde Arda Durunun yanına geçip oturmuştu. Kenansa ilk başta masayı yoklamış sonrasında da yanıma gelerek oturmuştu.
Masada diğerleri sohbete daldığında yanımdaki Kenanın sadece benim duyabileceğim şekilde adımı seslendiğini duymuştum. Ona doğru baktığımda hafifçe tebessüm ederek sandalyemden tutmuş ve beni kendine doğru çekmişti.
Şaşkınlıkla masadakilere doğru baktığımda bizimle hiç ilgilenmediklerini görmüştüm. Zaten bazılarının kafa çoktan tıkır olmuştu.
Tekrardan Kenana doğru döndüğümde bana olan bakışlarını görmüştüm. Sabah ki gibi yine çok derin bakıyordu.
"Bana öyle bakma."
"Neden?"
"Rahatsız oluyorum."
"Seni seviyorum." Söylediği şeyle derin bir nefes verdiğimde, "Her seferinde bunu söylemene gerek yok." Demiştim. Bunun üzerine Kenan sadece gülmüştü.
Kafasının yine iyi olup olmadığını anlamak için ona doğru yaklaştığımda koklamıştım. Fakat içki kokmuyordu. Onun aksine çok değişik, güzel bir parfüm sıkmıştı ve çok güzel kokuyordu.
"Sen parfümünü mü değiştirdin?"
"Hmhm beğendin mi?" Soruş tarzı o kadar hoştu ki ister istemez beğendiğime dair bir ses çıkartmıştım ve Kenan tekrar gülmüştü.
Zalimin oğlu nasıl da biliyordu beni etkilemeyi.
Kenan yüzüme doğru eğilerek, "Gece her şeyi anlatacağım. Şimdi sadece bu ana odaklan." Demiş ve göz kırpmıştı.
Duyduğum şeye hazırsız yakalandığım için anlık olarak duraksasamda sonradan Kenana güvenmeyi seçtim ve o anın tadını çıkarttım.
Uzun zaman sonra tekrardan Kenana güvenmeyi seçmiştim.
•••
Bitti..Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.
Mutlu ve sağlıklı kalın.💜