İlkin : Sinir ve göz yaşı ile kulüpten çıktım. Nasıl böyle bir çirkefliğe yakıştırmıştı beni. Ben ondan uzaklaşmaya çalıştıkça o hep konuşmaya çalışmıştı, ne demek istediğini anlamayarak telefonuma girdim ikimizin adını yazdım. Ve olan o magazin haberlerini gördüm bir siteye tıklayıp incelemeye başladım.
Magazin Haberi 📣 : Galatasaray da yeni bir aşk mı doğuyor?
İlkin : Haberler ve yorumlar canımı sıkmıştı, insanlar ne saçmalıyordu? Sadece birlikte ödül törenindeydik. Barış'ın gülümseyerek bana bakması biraz sıkıntı olmuştu tabi. Eve gidip duş aldım ve odama geldim.
Barış Alper : Daha fazla böyle duramazdım, belli ki o haberler hakkında bilgisi yoktu, gece olanları az çok hatırlıyordum İlkin sohbeti kestiktçe ben uzatmaya çalışıyordum. Biraz dengesiz biri olabilirdim ama özür dilemeliydim ondan, kapı çaldı. Kapıyı açtım kapıda elinde poşetle bekleyen Kerem vardı. Bir öf çekerek içeri geçmesini söyledim. Kerem, "oğlum bu kadar pişmansan git kapısına yere ateşten özür dilerim yaz, bağır bu kadar." Kerem, bunları söylemek gülüyordu ama ben bir an ciddiye almıştım. Birden gözlerimi açıp "oluyor mu ya öyle" dedim. Kerem salona geçip, "saçmalama millet onu kız arkadaşlarına yapıyor genelde" dedi. Bir an ne anlattığımın farkında olmadan "ee İlkin de benim-" durakladım. Kerem, gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu, hafifçe kafasına vurarak. "Sakın bak" dedim. Kerem, "Allah söyletti vallah, çocuğunuz olursa adını ben koyarım söyleyim" dedi. Yanına oturup konuşmaya başladım "ulan sen böyle konuşuyorsun ya dalganı geçmeye devam et, bir fikir ver yol göster" dedim. Kerem, "sende o gözlerinle gülümseyerek bakmayacaksın kızlara o zaman" dedi. Farkında olmadan gülümsedim. Kerem, "aşık mı oldun sen?" dedi. Gülümsememi yüzümden alarak "benlik işler değil" diyip, elime arabanın anahtarını alıp ayağa kalktım. Kerem, "yine bir yerlere haber olmaya gitme be" dedi. Güldüm "adam akıllı gidip kızdan özür diliycem" dedim ve evden çıktım. Bizim kulüptekilerden Ilkin'in numarasını alıp arabada aradım.
İlkin : Salonda film izlerken, bilinmeyen bir numara tarafından arandım ve telefonu açtım. "Alo..." dedim. Karşı tarafın iç çekmesi ile cevap geldi. "Alo, İlkin" dedi. Barıştı bu Barış Alper. Sesimi ciddileştirerek "azarlamak için mi aradın" dedim. Barış, "kesinlikle öyle değil, evdeysen seni almaya geliyorum" dedi. Koltuktan kalkarak "evde değilim, iyi günler" dedim ve üstüne kapattım. Kapı çalmasıyla açmaya gittim. Barış karşımdaydı, "senin ne işin var burd-" konuşmama izin vermeden, arkadan evin kapısını kapattı. Elimden tutarak, arabaya doğru götürüyordu. Elinden bir şekilde kurtulup "napıyorsun sen ya, kafan yerinde mi?" dedim. Barış bana dönerek "kafam gayet yerinde, sana el koymuyorum bir yere götüreceğim geri evine bırakıcağım" dedi. "Gelmek istemiyorum" dedim. Barış bir of çekerek "peki siz bunu istediniz, İlkin hanım" diyip beni kucağına aldı. "Ya napıyosun sen, bırak" diyerek söylendim, kurtulmaya çalıştım. Ama Barış'ın umrunda bile değildi, arabaya bindik kapıya elimin gitmesi ile Barış kapıyı kilitledi. Ona döndüm "bak bir yere falan gelecek halim yok, senin bu işlerinle uğraşamam yorgunum özür dileyecek misin bilmiyorum senden beklendik hareket değil" dedim. Barış elini direksiyondan indirerek, "özür dilerim, yanılmışım" dedi. Barışa bakarak, "tamam, sıkıntı değil" dedim. Barış gözlerimin içine bakıyordu "geçiştirmek için değil dimi?" dedi. Barış bana çok yakındı gözlerimi gözlerinden kaçırarak "hayır değil, gerçekten hadi kapıyı aç eve gidip dinlenmem lazım" dedim. Bana yaklaşarak yanımdaki kapıyı açtı, kalbim durmadan hızlıca atıyordu gözlerimi kapattım. İçimden "lütfen Barış duymamış olsun, lütfen" dedim. Barış gülümseyerek bana baktı "maçta bol şanslar" dedi. Ona bakamadan "saol saol" diyip arabadan indim. Eve gider gitmez utancımdan suratımı tuttum.
Barış Alper : Arabanın koltuğuna yaslanarak "deli, deli kız" dedim gülümseyerek. Eve gittim, eve gidince görmüş olduğum manzara beni sinirlendirmek yerine mutlu etmişti. Kerem, ekiptekileri benim evime çağırarak kebap ve oyun günü düzenlemişlerdi. Berkan, Kerem'in kulağına fısıldayarak "biz yavaştan" konuşmasını bitirmesini izin vermeden. Berkan'ın yanına oturdum ve elimi omzuna koydum. "Afiyet olsun ciğerim" dememle Kerem, elindeki dürüm ile birlikte kalakaldı. Elini dua etmek için açıp dua etmeye başladı. Kerem'e gülerek "Allah kabul etsin" dedim. Kerem bana bir kez daha dönerek "bismillahirrahmanirrahim" dedi. Ekipteki herkes oyuna dalmıştı ki yanyana oturan Kerem Ve Berkan bana şok içinde bakmaya devam ediyorlardı.
4. Bölüm Sonu
Geç geldiği için çok özür dilerim, lütfen kusura bakmayın. Beğenmedildiğini düşünerek yazmak istemiyordum ama okuyan kişiler ve oylar için teşekkür ederim.
Oy vererek destek olursanız çok sevinirim. Fikirlerinizi de yorumlarda bekliyorum, teşekkürler 🫶🏻