Barış Alper : Kıza formasını geri verdikten sonra gitmişti. İlkin'i bekliyordum hâlâ, etrafımı izleyerek. Arabasına eşyalarını yerleştiren Elif'i görüp yanına gittim hemen. "Selam Elif" dedim. Elif dönüp şaşırarak "Selam" dedi. Etrafıma bakınarak "İlkin'i gördün mü?" dedim. "Maçı kazanmalarını kutladım, daha sonrasında görmedim birşey mi oldu?" dedi. Bir an ne diceğimi bilemeyerek Elif'e güldüm, "arkadaşın sorumluluklarını unutuyor" dedim. Elif de gülmeme karşılık vererek "aa tabi öyle o, ne sorumluluğu yalnız?" dedi. Yine dona kalarak "kulüp sorumlulukları, senden birşey isteyebilir miyim?" Elif şaşırarak, "buyur dinliyorum" dedi. Telefonumu cebimden çıkararak "İlkin'e ulaşmam lazım, numarasını verebilir misin?" dedim. Elif'in vermeyeceğini düşünüyordum ama aksine telefonumu eline alıp "ne diye kaydedeceksin?" diyip numarayı girdi. Güldüm "çatlak kaptan" diye dedim. Elif gülümsemesini durdurup "İlkin duymasın" dedi. Göz kırparak "o iş bende" dedim. Elif ile el sıkıştık "memnun oldum çatlağın kankası" dedim ve yanından ayrıldım.
İlkin : Eve gelmiştim gördüklerim sinirimi çok bozmuştu. Yemek sipariş edip, üstümü değiştirmeye çıktım. Bizim takımdakilerin araması ile üstümü değiştirmeden telefona baktım. Yemeğe davet ediyorlardı, yapacak bişeyim yoktu. Kabul ettim yemek için hazırlanmaya başladım.
Barış Alper : Arayıp aramamak arasında kararsız kalmıştım, rahatsız ediyor olabilirmiydim? Bütün cesaretim ile Ilkin'i aradım. Biraz çaldıktan sonra telefon açıldı İlkin'in "Alo?" demesiyle kalbim atmaya başladı. "Selam kaptan" dedim.
İlkin : Numaramı nereden bulmuştu, kendimi düzelterek "kahve işi için özür dilerim, yorgunum da başka sefer yapsak olur mu?" dedim. Barış, "tabi ki, iyice dinlen sen kahve elbet olur" dedi. Gülümsedim "iyi akşamlar, o zaman" Barış sesizliğe bürünmüştü, "Barış, orda mısın?" dedim. Barış bir süre sonra ses verdi "bir an dalmışım burdayım, iyi akşamlar sana da" dedi.
Barış Alper : Konuşmayı kısa sürdürmesi beni üzmüştü sanırım, daha fazla konuşmak onu daha fazla görmek istiyordum. Ama İlkin beni görmek değil konuşmak bile istemiyor gibiydi.
İlkin : Hazırlanmıştım, aklım Barış'ta kalmıştı.
Giydiği şey :
İlkin : Mekana gelmiştik, oturdum bayılmak üzereydim. Ben kız kıza olacağımızı düşünürken, bir kaç erkekle bir masaya oturup birşeyler içiyorduk. Konuşmuyordum çünkü gerçekten yorgundum.
Barış Alper : Kafa dağıtmak için tek başıma bir mekana gelmiştim, kafamı direk masaya koyup birşeyler sipariş etmiştim.
İlkin' den
: Herkes yerli yerinde birşeyler içiyordu, sadece önüme su almıştım. Keyifsizdim, bir de yanımızdaki bir kaç erkek arkadaştan birinin bakışı beni rahatsız etmişti. Ters ters bakıyordum hep ona doğru.
İlkin : Erkeklerden biri keyifsiz ve birşeyler içmek istemediğimi görünce elindeki içeceği bana doğru uzatıp "biraz keyiflensene, bu kadar keyifsiz smaçör ilk defa görüyorum" diyerek gülüyordu. Ciddi bir ifade ile "kalsın" dedim. Adam, elindeki içeceği uzatıyordu içmemde ısrarlıydı bizimkilerde birşey yapmıyordu. Olay çıkanında istemiyordum kutlamaya gelmişlerdi. Adam bana uzattıkça içeceği istemiyorum diyorum biraz darlandım sandalyemi baya geriye ittim. Arkamda olan adamı görmemiştim. Sırt sırta oturduğumuzdan adam masanın dibine girmişti benim sandalyemi itmemle. Dönüp "özür dilerim, kusura bakmayın" dedim. Adam kafasını masadan kaldırıp eliyle onayladı "sorun yok" dedi. Göz göze geldiğim kişi Barış'tı. Ben ona o bana bakıyordu. Biraz bakındıktan sonra hiç birşey demeden arkasına döndü. Yalancı durumuna düşmüştüm, Barış'ın gözünde. Ona evde kalıp dinleneceğimi demiştim. Barış'ın önüne dönmesiyle masadaki erkekler "Barış Alper miydi o?" diye konuşmaya başladılar, ben ise pişmandım ve çok mahçup hissediyordum.
Barış Alper : Neden yalan atmıştı, gerçeği diyebilirdi. Umursamaz gibi davranıyordum ama o masa da o erkekler ile olmasını bas baya kıskanmıştım. Yanındaki adamlar rahatsız ediciydi.
İlkin : Kızlara "kalksak mı artık?" dedim. Ve o az önce bana içeceği içirmeye çalışan adam yine burnunu soktu "ne güzel eğleniyoruz işte ne kalkaması" dedi ve kolumu tuttu. Sinirleniyordum "biz kalkalım artık yetti bu kadar" dedim. Kızlar hâlâ biraz duralım diye ısrar ediyordu.
Barış Alper : Daha fazla Ilkin'in sesini duymak istemiyordum. Kalktım masadan arkama dönmem ile Ilkin'in kolunu tutup "eğlence yeni başlıyor" diyen adama baktım. İlkin'in rahatsız olduğu açık açık belliydi herkes sarhoştu, İlkin hariç. Adamın elini tutup, Ilkin'in kolundan çektim. Ciddi bir şekilde adama "ne zorluk çıkartıyorsun?" dedim. Adam bana bakıp "sen karışmasana" dedi. Kavga çıkmasını falan istemiyordum "İlkin kalk" dedim. İlkin kalkarken adam tekrar kolundan tuttu ve benim patlama anım orda oluştu. Yakasını tutup adamın "istemiyorum diyor, anlamıyor musun sen?" dedim yüksek sesle. Adam büyük bir öfkeyle ve sarhoş bir şekilde "hayırdır, sen niye karışıyorsun?" dedi. Adamın yakasını tutup sandalyeden kaldırdım, o an içimden bambaşka şeyler demek geçmişti ama cesaret edememiştim. Adam'ın kulağına yaklaşarak "canımı sıkma, seni buraya gömerim" demekle yetinmiştim. İlkin'in elinden tutup kalktım, İlkin'in arkadaşlarıda ayaklanmıştı. Tam çıkacakken kafama içki şişesini geçireceklerini nerden bilebilirdim ki?
7. Bölüm Sonu...
Merhaba, artık içimden yazmak gelmiyor kısa tutacağım sanırım hikayeyi bir fikir değişikliğim olmazsa. İyi okumalar 🫶🏻
40 / Oy
Yorum alabilir miyiiiz