İlkin : Dün gece eve girdikten sonra direk uykuya kalmıştım. İyi bir duş ve kahvaltıdan sonra kendime geldim, bugün maçımız vardı. Çantamı alıp çıkacakken aklımın ucundan Barış'ın dün gece gülümseyerek söylediği "maçta bol şanslar" sözü kafamın içinden defalarca tekrarlandı. Gülümsedim... gerçekten gerçek bir hisle mi şans diledi bilmiyorum ama bana maçta çok iyi geleceğini tahmin edebiliyordum.
Barış Alper : Bizimkilerle birlikte geçen, yorucu gecenin ardından erken bir şekilde uyanmıştım. Antremanın olmadığı günler erken uyanmak huyum değildi, ama bu sefer erken uyanmamın sebebi antreman değil, ödül töreninde sadece gülümseyerek kendimi ifade ettiğim İlkin Aydın'ın maçı içindi. Hazırlanmıştım, evde güzel bir kahvaltı edip Kerem ve Berkan'ı görüntülü aradım. Berkan, "ciğerimiz bizi özlemiş de, kaçırıldın mı oğlum bu saate nasıl uyanıksın sen?" Kerem, "ben sana diyorum, buna bişeyler olmuş gel bir kurşun döktürelim biz sa-" Kerem'in sözünü kestim, gülerek "Rizeliyiz oğlum biz erken uyanırlar bizim oralarda da, siz beni bozdunuz" Berkan, kikirdeyerek "biz değil voleybolcu kız bozmuş seni" ardından Kerem konuşmaya başladı. "Berkan haklı, iki günde bambaşka biri oldun sen, özellikle dün akşam yeni bir sürüm geldi sana" onlar konuşmaya devam ederken ben sadece gülümseyerek düşündüm. İlkin'i, beni iki günde bambaşka bir adam yapmasını düşündüm, sadece bunu düşündüm. Berkan, "aha gitti yine" demesi ile kendime geldim. "Burdayım be burdayım" dedim. Kerem, kalbini göstererek "Biz ve İlkin de buradayız dimi?" dedi. Güldüm kalbimi göstererek "oranın baş tacısın" dedim. Berkan, "iki gün sonra yerinde başkalarını göreceğimiz için allah yardımcın olsun diyorum" dedi Kerem'e. Ofladım, ama sanırım bir yandan hoşuma gidiyordu. Kerem, "bişey mi oldu sen bizi niye aramıştın?" dedi. Berkan da heyecanla ekrana bakarken "özledim oğlum sizi" dedim. Heyecanla başka birşey dememi bekleyen Kerem ve Berkan birlikte "ya bırak oğlum, iyi salladın" dedi. Bıkkınlık içinde "ne desem beğenmiyorsunuz" dedim. Kerem, "Ilkin'i çok seviyorum de inanacağız söz" dedi. İkisi birlikte benim hayatım hakkında konuşmaya başlamıştılar bile. Yüksek sesle "maça gidelim mi?" dedim. Kerem, "burama kadar geldi, antreman olmadığı gün futbol maçına gidecek değilim" dedi. Başımı salladım "bu futbol maçı değil Keremcim, voleybol" dedim. Kerem ve Berkan gülerek konuşmaya başladılar. Berkan, "hee evlenme teklifi ediyorum, sizi de yanımda istiyorum diyorsun" dedi. Kerem, "diyorum ki sen yengeye evlenme teklifi ederken, ilerideki minik Kerem için bir forma oluşturup onu giyip evlenme teklifi etsen?" dedi. Ciddileşerek "baya saçmaladınız siz, özel davetliyim sizinle de gitmek istiyorum, geliyor musun onu söyleyin siz?" dedim. Kerem ve Berkan pişkin pişkin gülerek "geliyoruz tabii" Kerem, sessiz bir şekilde "bu anı kaçıramayız" dedi. Kerem'e bakarak "gece kapını kilitle, hadi görüşürüz" diyerek telefonu kapattım.
İlkin : Soyunma odasında heyecanımızı atmaya çalışıyorduk, gerçi daha çok ben atmaya çalışıyordum. İlk defa normal bir maçta bu kadar heyecanlanmıştım. Kızlar'ın kahve içme teklifini bile reddettim. Tek başıma kalmıştım odada, sadece yere bakıyordum. Odaya görevlinin gelmesi ile kafamı kaldırdım. Görevli elindeki çiçekleri uzatarak "İlkin hanım, bunlar size..." elinden çiçeği alıp not var mı diye bakarken görevli konuşmaya başladı "kimden geldiği bilinmiyor ancak içeriye iyi bir şekilde girdi" dedi. Gülümseyerek "teşekkür ederim" dedim. Görevli odadan çıkınca çiçeğin notuna baktım, kokusu çok güzeldi çiçeğin kendisi gibi... Notu elime aldım.
Not : "Gülümsememe ihtiyacın olursa, kafanı kaldırman yeterli.
Başarılar aslan ruhlu kaptan."
Çiçek :
Notu elime alıp gülümsedim, umduğum kişiden gelmesi için elimi açıp dua etmediğim kalmıştı...
5. Bölüm Sonu
Kısa bir bölüm, bir diğer bölüm çok güzel şeyler geliyor! 🫶🏻
Oy verirseniz fikirlerinizi yazarsanız çok mutlu olurum.
40 Oy / Sınır ( Yeni Bölüm İçin )