"Sendeyim."

293 40 9
                                    


Barış'tan.

O öfkeyle kapının arkasından peşimden gelen annem ve kız kardeşlerimi umursamamıştım bile. Kerem'e olan biteni anlattım. "Abi yapmaz ya babaannen öyle bişey kim torununu böyle bir ateşe atar ki" deyince of çektim. "O atar Kerem bir kere gözünü boyamışlar ama izin vermeyeceğim o Zeynep istediğini alamayacak" dedim. Kerem iyi de kötü gün de dostuydu beni bu beladan kurtarmak için çözümler arıyordu. Merdivenlerden inerek yanımıza elinde jilet bir takım ile Berkan geldi. "Off oğlum ben bu takımla Barış gibi bir tane voleybolcu kaparım" dedi gülerek devam etti. "Kaçmasın ama benden kaptığım voleybolcu" dedi. Kerem omzuna vurdu, kafamı kaldırarak bende güldüm. Kerem bana bakarak "kafa gitti adam da" dedi. Berkan oturarak "oğlum bunda bir anormallik var diyorum sana" dedi. Kerem eliyle sus sus işareti yapıyordu. "Berkan'ı takım elbise ile hayal edeceğim aklıma gelmezdi" gülerek ekledim. Kerem en sonunda patlayarak kahkahayı bastı. Bu sefer dalga geçilen kişi Berkan'dı.

Berkan'dan.

"Adama bak evde kapmış bir tane gül gibi kızı ailesi yanında oh babam oh dalgasını geçer tabi" dedim. Kerem, "gül gibi kız?" diyerek şaşırarak bakınıyordu. "Sarışın varya Rize'den" dememle Barış elindeki yastığı suratıma attı. "Ayarlayayım çok beğendiysen" dedi. Gülerek "yok kardeşim ben kendi nasibimi kendi elimle bulacağım" dedim. Kerem gülerek "sen bugün bir tane kız bul Fenerbahçe şampiyon" dedi. Barış gülerek "oğlum Berkan kız bulsa da Fener şampiyon olamaz" dedi. "Hahaha cüce Kerem sen bul bir kendine göre namazında niyazında birini" diyince Kerem ayağa kalktı "cüce?" öfke patlaması yaşayacaktı bizimki kaçtım hemen.

Direk dışarıdan arabama bindim herhalde gelmezdi oturup biraz takılıyordum yaklaşık 30 dakika olmuştu. Gülerek videoları kaydırırken koltuğun arkasından bir el hissetim telefonu fırlatarak "ananı si-" dememle ağzım kapandı. Kerem burda da rahat vermemişti "konuşma terbiyesiz" dedi. Bir rahat nefes çektim, "oğlum baskına uğradım sandım, sen ne ara geldin?" dedim. Kerem kafama vurarak "kızları gülümseyerek izliyordun fark etmemişsindir" dedi. "Barış nerede?" dedim. "Evde en son düşünüyordu kendi kendine" dedi. "Oğlum bizim bişey yapmamız lazım bu çocuk için" dedim. Kerem oturarak "biz gidip kızı kaçırsak mı? Babaannesi de kız kocaya kaçtı sanıp vazgeçer" dedi. "Oğlum sen benden daha ruh hastası bir insansın he" dedim.

Barış'tan.

Kerem, Berkan ile uğraşmaya gitmişti. Bende telefonda takılıyordum. Üstten tanımadığım bir numara arıyordu, ilk başta umursamadım. Sonra bir kez daha arayınca açtım. "Buyurun?" dememle yine duymak istemeyeceğim o ses. "Benim Barış, Zeynep" dedi. "Onu anladık zaten senden başka kim rahatsız edebilirdi beni" dedim. Devam ettim "ne oldu söyle?" dedim. Zeynep, "neredesin?" diyince küplere bindim. "Ya sen kimsin, bana nerede olduğumu soruyorsun kalp kırmayım diyorum ama annem bile sormazken sen kimsin?" dedim. "Bir sakin olur musun, takım elbisen için aradım. Kılıfta babaannenin seçtiği takım elbise var senin aldığını çıkarttı" dedi. Bağırmaya başladım "ya siz iyi misiniz? benim takım elbisemi ne hakla değiştiriyorsunuz?" Zeynep konuşmaya devam edecekken susturdum. "Eve geliyorum hazırla benim takım elbisemi" dedim ve telefonu kapattım. Keremlere o sinirle olanları anlattım ve eve gittim. Kapıyı Zeynep gülümseyerek açtı "hoşgeldin" dedi. "Takım elbisemi getirir misin" dedim. "Geç içeri, ütüleyim ödül töreninde kırışık durmasın" dedi. İçeriye geçtiğimde ilk Babaannemin yanına uğradım "hayatımı yönlendirmeyi bırak" diyerek yukarıya doğru yürümeye başladım. Babaannem Zeynep'e dönüp "hadi hazurlan, sende gideceksun" demesiyle geri döndüm. "O hiç bir yere gelmiyor!" dedim. Babaannem ayağa kalkarak bastonunu yere vurdu, Zeynep gelmeyecekse bende gitmeyecekmişim. "Geldiğimde evimde olmayın gidin" dedim. Babama, anneme, Yeldayı ve ablamı kovmak asla istemezdim, başımın üstünde yerleri vardı. Ama ben artık babaannem ve Zeynep'e tahammül edemiyordum. Kapıya doğru gittim annem arkamdan geldi. Ona sarılarak "annem valla dayanamıyorum o yüzden..." dedim. Annem kırgın olmasına rağmen gülümsedi. "Canım oğlum, gözümün nuru sen iyi ol bize yeter" diyince Yelda, annem ve ablam birbirimize sarıldık. Arkadan babam geldi, ondan da özürümü diledim. "En iyisi bu aslanım, babaannen daha da zorlayacak yoksa biz akşam Rize'ye gideceğiz sen bizi merak etme" diyince şunu fark ettim, ben gerçekten aile konusunda şanslıydım. Babaannem sadece zorluyordu, kafasına bir kere sokmuştu inatcıydı ama ben daha inatcıydım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gönül ÇelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin